24 Ocak 2012 09:11

Uğur Mumcu katledildiği yerde anıldı

Hilal Yağız

Uğur Mumcu için ilk tören katledildiği evinin önünde, anısına yapılan anıt çevresinde yapıldı. 19 yıl önce evinden çıkıp, arabasına bindiği sırada, arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldürülen Uğur Mumcu bugün Gaziosmanpaşa’daki evinin önünde yüzlerce kişi tarafından anıldı. Metin Göktepe, Bahriye Üçok, Hrant Dink ve buna benzer birçok cinayet ile Sivas Katliamı’nın hatırlatıldığı anmada, cinayetlerin aydınlatılmadığına ve “derin emri” kimlerin verdiğinin hâlâ bilinmediğine dikkat çekildi.

Mumcu’nun evinin önünde toplanan yüzlerce kişi “unutmayalım, unutturmayalım” yazılı ve Uğur Mumcu’nun çiziminin olduğu beyaz balonlar ve karanfiller taşıdı. Törene, Uğur Mumcu’nun eşi, çocukları ve yakınlarının yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekilleri, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan ve parti yöneticileri ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay’ın da yer aldığı çok sayıda parti, dernek ve örgüt temsilcisi, Ankaralı katıldı.

VUR EMRİ VERENLER AÇIĞA ÇIKARTILSIN

Selda Bağcan’ın sesiyle “Uğurlar Ola” türküsünün seslendirildiği törende, sinevizyonda da Uğur Mumcu’nun katledilişine kadar giden yaşam öyküsü paylaşıldı.

Tiyatrocu Şebnem Gürsoy, Uğur Mumcu’nun 1975’te Cumhuriyet gazetesinde yer alan ve “Vurulduk ey halkım unutma bizi” ifadesinin yer aldığı yazısını paylaştı. Mumcu’nun Musa Anter gibi cinayetler hakkında yazdığı yazıları da katılımcılarla paylaşan Gürsoy, Mumcu’nun bu cinayetlerin aydınlatılmaması halinde “demokrasinin kurban gideceği” sözlerine dikkat çekti. Sivas’ta 35 aydının, Metin Göktepe’nin, Necip Hablemitoğlu’nun, Hrant Dink’in de “derin güçlerin” hedefi olduğunu belirten Gürsoy, “Cinayetlerin ‘derin emrini’ kimlerin verdiğinin çözülemediğine” dikkat çekti. Gürsoy, “Ölenler yalnızca namusları ile ölmenin cezasını çektiler” dedi.

Mumcu anıtına karanfillerin bırakılıp, mumların yakılmasının ardından ikinci tören için Cebeci Asri Mezarlığına gidildi. Mumcu burada da mezarı başında bir kez daha anılırken, Mumcu ve diğer gazetecilerin katillerinin, ‘vur’ emrini verenlerin açığa çıkarılması, karanlıkların aydınlatılması talebi dile getirildi. (Ankara/EVRENSEL)


‘ARTIK GERÇEKLERİ HAPSETMEKTEN VAZGEÇMELİYİZ’

Aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 24 Ocak 1993 yılında yitirdiğimiz Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümünde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu bir açıklama yaptı. Açıklamada Uğur Mumcu cinayetini işleyen tetikçilerin arkasındaki odakların bulunamadığına dikkat çekilerek “Artık gerçekleri hapsetmekten vazgeçmeliyiz.  Gazetecilere yönelik saldırıların ve asıl tetikçilerin hiçbir zaman bulunamaması ayıbıyla yüzleşilmeli ve karanlık güçlerin açığa çıkmasını sağlayacak irade gösterilmelidir” denildi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin açıklaması şöyle: “Gazeteci meslektaşımız Uğur Mumcu’yu, aramızdan ayrılışının 19. yılında özlem, saygı ve sevgiyle anıyoruz. Çağdaş demokratik bir ülkede yaşayabilmemiz için halkın haber alma hakkına hizmet eden gazetecilerden biri olan Uğur Mumcu, siyasi bir cinayete kurban gitti. Uğur Mumcu gibi öldürülen tüm gazeteci cinayetlerinin hepsinin arkasında tam aydınlatılmayan, ortaya çıkarılamayan birçok güç odağı bulunuyor.

AZMETTİRİCİLERİ ORTAYA ÇIKARMAK TÜM İKTİDARLARIN GÖREVİDİR

Tetikçileri azmettiricileriyle birlikte ortaya çıkarmak bu ülkede görev yapan tüm iktidarların sorumluluğundadır.  Türkiye’de gazeteci cinayetlerini azmettiren güç odakları serbest dolaşırken gerçekler hapsediliyor.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ GENİŞLETİLMELİ

Artık gerçekleri hapsetmekten vazgeçmeliyiz. Türkiye’de ifade özgürlüğünün genişletilmesi, Avrupa standardına getirilmesi için çalışmalar yapılsa da çok sayıda gazeteci yaptıkları haberler, röportajlar ve çektikleri fotoğraf ve görüntüler nedeniyle ölüm tehdidi altında yaşıyor. Birçok gazeteci polis koruması altında yaşamını sürdürüyor. Artık gazetecileri tehdit etmek adi olaylara döndü. Hem gazetecilerin güvenlikleri hem de  sorunlarının çözümü için dayanışma içinde mücadelemize devam etmeliyiz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak gazeteci cinayetlerini azmettirenlerin açığa çıkarılması, gazetecilerin tehdit edilmesinin önüne geçilmesi için iktidarı göreve çağırıyoruz.”

Evrensel'i Takip Et