24 Ocak 2012 08:47

Sahne modern seyyahların

Sevda Aydın

Beyhan Murphy’nin en tanınmış eseri  Seyahatname’nin devamı olan ‘Seyahatname 2’ 10 yıl aradan sonra yeni bir yaratıcı kadro ile karşımıza çıkıyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinden  ‘Acayip Şeyler’, ‘Cambazlar’, ‘Bir Değişik Hamam’, ‘İnci Dalgıcı’, ‘İstanbul’un Tılsımlı Sütunları’ gibi bölümler, Elif Şafak’ın pasajları ile buluşuyor.

Hayatın müşterek ve süregelen içsel bir yolculuk olduğu olgusundan yola çıkan  ‘Seyahatname 2’de  Mor ve Ötesi’nden Burak Güven’in alternatif  rock melodileri, yer yer Türk motifi ezgilerle kaynaşıyor. Ayşegül Alev’in  50’lere öykünen retro-modern tasarımı prodüksiyonu geçmişten şimdiye taşıyor. Dans, tiyatro ve edebiyatın video yapımı (Ozan Açıktan) ile buluştuğu bu çağdaş çalışmada göçebelik olgusu, Evliya Çelebi’nin macera dolu seyahatleri ile eş zamanlı olarak sergileniyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının rol aldığı ‘Seyahatname 2’, 25 Ocak, 27 Şubatta Enka Vakfı, 28, 29 Şubat, 20, 28 Mart ve 4 Nisan tarihlerinde Fulya Sanat’ta izleyicilerle buluşacak. ‘Seyahatname 2’ sonrasında Avrupa turnesine çıkacak. Yönetmen Beyhan Murphy ile eseri ‘Seyahatname 2’nin yolculuğunu konuştuk.

Seyahatname 2 sizin Seyahatname adlı eserinizin devamı niteliğinde. Bu devamlılıktan bahsedelim isterseniz?
Hayat devam eden bir yapı olduğu için genelde yaptığım işlerde içten gözükmese de dıştan bir bağlılık, yeniden döndürme, ilişkilendirme, koparma, yapıştırma gibi şeyler deniyorum. Özgün yazdığım için hepsi bir bütün. Seyahatname’yi yaparken “ikincisini yaparım” diye düşünmemiştim açıkçası. Ama 10 yıl geçtikten sonra; içinde, drama, dans tiyatrosu olan yeni bir grubun sinerjisi çok uygun geldi bana. Birinci Seyahatname’den yola çıkacaktım ama metod aynı kalsa da bambaşka bir eser oldu.

ŞEHİR HAYATI İLE SİHİR ALEMİNİN ÇAKIŞMASI

Seyahatname 2’de  Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinden bölümlere yer veriyorsunuz.
Elinizde olan insan materyali çok önemli dansta. Onun da duyguları, tekniği, geçmişi var. bu  toplulukta 21 yaşında da dansçı var, 38 yaşında da.     Dans tiyatrosunda yaşı çok genç olmayan dansçı tecrübelerinden dolayı daha yatkın oluyor. Genç dansçılar ise daha fiziksel olarak donanım oluyor. Bizim ekibimiz böyle bir topluluk. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne baktığımda sihirlerle ilgili bölümler çok hoşuma gitmişti. Şehir hayatı ile bu sihirli alemin çakışması çok hoşuma gidiyor. Başka alem arayışını, insanı o alemlere sürükleyişini görüyoruz sahneden.     Simyacı vardır mesela yine Çelebi’nin seyahatnamesinde. Simyacı, modern yaşamın üst benlik psikolojisinin simgesidir aslında. Ben Çelebi’nin seyahatlerinin bu yönlerini eşeledim. Sahneden çok gözükmüyor olabilir ama benim çıkış noktamda göç var. Hep göç ediyoruz devamlı; temelli ya da bir süreliğine aklımızın bir yerinde gitme isteği var. Bir yerden bir yere insanın kendini taşımasını oyunun başında da sahnede görüyoruz. Göç halindeyken konakladığımız bir yerle başlıyor oyun.

Edebiyat, dans ve tiyatro nasıl buluştu Seyahatnamenizde?
Her koreograf, her yazar, her besteci kendi hayal dünyasında gezinir. Ben koreografide müziği, dansı, şiiri birlikte tasarlıyorum. Daha önce Mercan Dede ile çalıştım. Mercan’ın müziğinde o tını çok iyiydi. Bu sefer Burak’la(Güven) çalıştım. Oyun şehir bazlı olduğu için Burak’ın müziği çok uyumlu oldu. Rock müzikle birlikte Türk ezgileri de koydu müziğe. Diğer taraftan Elif Şafak’ın pasajları da benim düşüncelerime ayna oldu. O pasajları okuduğumda kendimi görme şansım oldu.

Seyahatname 2’de de daha önce Seyahatname’de yaptığınız gibi açık sahne tekniğini kullanıyorsunuz. Sahneyi böyle kullanmanın oyuna nasıl bir katkısı var?
Seyahatname oyuncular için sonuna kadar beklemek zorunda oldukları bir istasyon gibi. Bitene kadar sahneden çıkamıyorlar. Bir yol molası gibi oyuncular da seyircilerde gösteri boyunca verdiğimiz 7.5 dakika içinde arkadaşlarımız hazırladığı yollukla ara veriyoruz. (İstanbul/EVRENSEL)


MODERN DANS TÜRKİYE’DE HÂLÂ YENİ

Türkiye’de bale ve dans toplulukları sizce nasıl bir yerde?
Modern ve çağdaş dansın Türkiye için hâlâ yeni olduğunu düşünüyorum. Sürekli takipçisi olan bir seyircisi var. Fakat tanıtım mecralarının hızlanması, bu işlerde reklamın direk para gerektirmesi işimizi zorlaştırıyor. Özellikle İstanbul’da bağımsız gruplar modern dans üzerine çok iyi işler çıkarıyor. Ama devlet desteği olmadığı için sahne bulmakta zorlanıyorlar. Ben isterim ki bütün bu oluşumların toplanacağı bir çatı oluşturulabilsin. Çünkü modern ve çağdaş dansta anlatım gücü klasik danstan daha fazla. Günümüz insanlarıyla konuşabiliyor, günümüzün sorunlarını anlatabiliyor. 21. yüzyılın önemli sanatı haline geldi. Farklı disiplinleri ilişkilendiren çalışmalar da var fakat duyulmakta zorluk çekiyor. Bütün bunlara rağmen seviye önemli bir ilerleme görüyorum.

Evrensel'i Takip Et