30 Eylül 2008 00:00

Savcı da ‘bakan’ kör çıktı


21 Mart’ta Van, Hakkari Yüksekova ve Hakkari merkezdeki Newroz kutlamalarına yönelik müdahaleler, görüntüleri hala akıllarımızda. 14 yaşındaki Cüneyt Ertuş’un kolu kameralar önünde 2 sivil polis tarafından kırılmış, bu görüntüler holding kanallarında gösterilmemişti. Görüntüleri izleyenler günlerce etkisinden kurtulamazken İçişleri Bakanı Beşir Atalay, birkaç gün önce Cüneyt’e işkence yapılmadığını söyledi. Bir bakana göre, 14 yaşındaki bir çocuğun kameralar önünde kolunun kırılmasının ‘işkence’ olmaması dikkat çekerken Atalay’ın ardından Hakkari Cumhuriyet Savcılığı da Cüneyt’e işkence yapılmadığı ve polisin ‘aşırı güç kullanmadığı’ yönünde karar verdi.
Hani işkence yoktu?
Bununla da yetinmeyen savcılık, işkenceci polisler hakkında takipsizlik kararı verdi ve olay hakkında haber yapan basın kuruluşlarını “PKK propagandası” yapmakla suçladı. Cüneyt’e işkence yapılmadığı yönünde karar veren savcılık, Cüneyt’in ailesini ise “işkenceyi ranta dönüştürmek” ile suçladı. Görüntülerin yayınlanmasından sonra Adli Tıp Kurumu’na götürülüp tekrar muayene edilen Cüneyt hakkındaki Adli Tıp raporunda herhangi bir darp-cebir izine rastlanmadığı ifade edildi.
Savcılık, takipsizlik kararında şu ifadeleri kullandı: “Tüm bu iddiaların yapılan yasa dışı eylem ve söylemleri gölgede bırakarak, terör örgütü lehine propaganda amacı taşıdığı, olayın provoke edildiği, bunun sonucu olarak da birçok güvenlik görevlisinin hedef gösterildiği, mağdurun ailesinin de bu olayı kullanarak kendisini mağdur gösterdiği ve bu olayın bir ranta dönüştürüldüğü…”
Polis yasal yetkisini kullanmış
Ancak savcının bu iddiası, Cüneyt hakkında verilen 2 raporda çelişiyor. 22-28 Mart arasında gözaltına alınma ve cezaevine sevk edilme işlemleri süresince Cüneyt’e verilen 5 Adli Tıp raporunda darp ve cebir olmadığı yer alırken, görüntülerin basına yansımasının ardından avukatlar karara itiraz etti. 31 Mart tarihinde düzenlenen ikinci Adli Tıp raporunda işkence belgelendi. Cüneyt’in sağ dirsek ve parmaklarında darp izi bulunduğu tespit edilirken Cüneyt’in işkence yüzünden ağır ruhsal ve fiziksel travmalar yaşadığı belirtildi. Bu işkence, raporda ‘hafif düzeyde’ olarak kabul edildi. Savcı bu rapora rağmen polisin yasanın verdiği yetkilerle davrandığını savundu.
Polis korkusuyla farklı ifade verdi
Savcı, Cüneyt’in kendisine işkence yapılmadığını söylediğini iddia etti. Cüneyt ise kendisini muayene eden Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Şubesi hekimlerine, muayeneye birlikte giren polislerden korktuğu için öyle söylediğini dile getirdi. TİHV’in verdiği raporda, Cüneyt’in sağ kolunu kullanmakta zorluk çektiği ve gördüğü işkencenin etkilerinden kurtulmak için 2 yıl psikolojik tedavi alması gerektiğini ifade edildi. Cüneyt’in avukatları polisler hakkında takipsizlik kararı verilmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Savcılık ve mahkemeye sunulan TİHV raporu da ekte gönderildi. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et