10 Ekim 2008 00:00
Faturayı emekçilere kesme çağrısı
ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Kriz ortamında reel sektör için en büyük risk kıdem tazminatlarıdır dedi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebirin, Maliyetin toplumca paylaşılması ve En büyük risk kıdem tazimatları ifadesi, patronların krizin faturasını işçilere ve krizde hiçbir payı olmayan halka çıkarmayı amaçladıklarını ortaya koydu.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle, krize ilişkin değerlendirmelerini ve taleplerini paylaştı. EMO Genel Başkanı Özlem Doğaner ve EMD üyesi ekonomi muhabirleri ile ASOda bir araya gelen Özdebir, dünyayı etkileyen bu krizin Türkiyeyi de etkileyeceğini belirterek, Her ne kadar Başbakan Bize bir şey olmaz dese de olur dedi.
ASO eski Başkanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ile bir araya gelip görüş ve taleplerini ilettiklerini aktaran Özdebir, bu görüşmelerden, hükümetin çok kapsamlı bir arayış içinde olduğu intibaını edindiklerini söyledi.
Krizin yükü emekçilere ve halka
Asıl niyetlerini ve beklentilerini sona saklayan Özdebir, krize hiçbir katkısı olmayan vatandaşı hedef alarak, krizin maliyetinin toplumca paylaşılması gerektiğini savundu. Amerikada da buna benzer bir düzenlemenin gündemde olduğunu savunan Özdebir, Mükellefiyetin hep birlikte omuzlanması, bunun için birtakım çalışmaların yapılması lazım dedi. Özdebir, patronların yıllardan beri korkulu rüyası olan kıdem tazminatlarına ilişkin isteğini de yine sona saklayarak, Reel sektör için en büyük risk kıdem tazminatı dedi. Kriz nedeniyle firmaların faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için belki çalışanlardan tenkisata gidilmesi gerekeceğini, gitmezlerse yükü ne zamana kadar karşılayabileceklerinin belli olmadığını ileri süren Özdebir, aksi halde şirketlerin finansal yapısınun bozulacağını, belki maaşları ödemekte zorlanacaklarını belirtti.
Özdebirin, hakkını arayan işçiler için sarf ettiği şu sözler de dikkat çekti: Bir tehlike de, maalesef yeni bir sektör oluştu. Maaşının üç gün geç tahakkuk ettiğini bulan birtakım insanlar türedi. Bunlardan, maaşını sen düzenli alamıyorsun, geç alıyorsun, ben senin kıdem tazminatını alırım deyip mahkemeye verenler çıktı. Böyle bir durumda milletçe birbirimize destek olmamız lazım. Tamam, iki-üç ay hepimiz sıkıntı yaşayabiliriz ama beş ay sonra işletme orada ise tekrar iş bulup çalışabiliriz. İşletme ve müteşebbislerimizi de kaybetmememiz lazım. (Ankara/EVRENSEL)
TÜSİAD taleplerinin dikkate alınmasını istedi
Türkiyenin son birkaç yılda dünyadaki olumlu gidişattan olumlu etkilendiğini, fakat artık ekonomik daralma, işsizlik, refah payının düşmesi gerçeğiyle karşı karşıya olduğunu belirten TÜSİAD, hükümetin taleplerini ve uyarılarını görmezden gelmesini eleştirdi.
Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ , küresel mali krizin önümüzdeki süreçte Türkiyeye etkisinin nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine, Kriz etkileyecek. Hakikaten bir ekonomik kriz... Bu artık bir finansal kriz değil. Dünyadaki bu sallantının Türkiyeyi etkilemeyeceğini söylemek olacak şey değil diye konuştu. Ülke bankalarının sermaye rasyolarının yüksek olduğunu söyleyen Yalçındağ, şunları dikkat çekti: Ancak dünya bir daralmaya gidiyor, küçülecek. Dolayısıyla ihracatımıza gelen talep düşecek. Türk özel sektörü muazzam borçlu. Bu borcu nasıl ödeyeceğiz? Bütün bunlar, bu daralmanın Türkiyede de şiddetle yaşanacağını söylüyor. Ve bu hakikaten bizi çok tedirgin ediyor.
Yalçındağ, özel sektörün tasarruf tedbirleri almaya başlamasına rağmen, borçlarını çevirmekte zorlanacağını kaydederek şunları söyledi: Evet, petrol fiyatları düşecek ama ihracatımız da düşecek. Bizim en büyük ihracatımız Avrupaya... Bakın orası da daralıyor. Bütün Güney Asya aynı şekilde bir sallantıdan geçiyor. Yani bu işin çok ciddiyetle ele alınması lazım. Lazımdı aslında... Hiçbir zaman felaket tellallığı yapmadık. Ama her zaman da söyledik; lütfen şu reformları yapalım, vakit kaybediyoruz.