15 Ekim 2008 00:00
göçük mehmet
GÜNÜN YAZILARI
Yol bi galabaluk bi galabaluk ki; yokuşa yukaru sankülüm garıncalaruy düğünü va sanursuy. Emme, aşavu doğru gelenle de va. Onla da cenazeden dönenle gibile, yüzlerü metanetlü. Tanudukla va arada. Boşuna gitmey, kapudan içerü kafayuzu sokamasuyuz, salon tıkabasa dolu diyala. Ben diyem beş sene, sen de on sene. Epey bi zamandur sanduka salonunda bi toplantuya gatulmamuşdum. Zatden tegavüt adamuy ne işi olu sandukaynan! Gene de esgi aluşganluklaru devam etdürdüğümden olacak, Pörüfisör Üsdün Dökmecü gelecek, Gimis salonunda Zonguldaklulara hitap edecek lafunu duyunca, televizyondan da tanuduğum bu şahsiyetlü kişiyi diğnemek, hatda fırsat bulusam da bi gaç sual sormanuy taduna varmak bahanesüynen, hanumu da yanuma alup erkenden yola goyulmuşdum.
Nerdeee...! Dedüm ya, bi galabaluk bi galabaluk. Sankülüm, Gimis yönetücülerü hepcemen üyelerüne habar saldu da, ülkenüy içinde bulunduvu durumuy zebeplerünü ortaya goyacak bi ekonomücü veyahutda bi sosyal poltikacuyu davet etdü, davet edülen bu zat kürsüye çıkacak, meseleyü dane dane ağnatacak, galabaluk onuy içün!
Hanumnan binanuy arka kapusundan içerü girmesüne girdük de, salona girmenüy imkanunu bulamaduk. Bi ara üst gatda, gumanda odasu mu neymüş, onuy küccük televizyon gadar penceresü va, o pencereden bakar olduk. O da olmadu. İki gatlu goca salonu dolduran onca insanuy bütün nefesü o küccük pencereden geçdüğne sebep, dayanamaduk. Pörüfisör Üsdün Dökmecünüy Çaluşma hayatu ve de özel iş yerleründe davranma şekülleri mealünde yapduvu hitabetü diğneyemeden gerisün geri döndük. Yokuş aşağa salup da, aşavudan salona girmek içün gelenlere, bu sefer biz boşuna gitmey, tıkabasa dolu demeğe başladuk. Anasunuy gucavundaki çocukdan basdonuna dayanup da adım atanuna gadar her yaşdan, boyun altu açukda galacak şekülde geyünenünden saçumuy bi tek telü gorünmesin diye gorgup da başundakü eşarbasunu toplu iğnelernen tutduranuna gadar her cemaatden, devlet erkenundan tut da hür teşebbüscüsüne gadar her meslek erbabundan insanu arkamuzda bırakarakdan çarşu - pazaruy yolunu tutduk. Hanuma ağşama yemek ne yiyelüm? deyne sordum. O da isgeleden baluk bakaruz dedü. Varduk isgeleye. 5 liradan bi kilo mezgit almaya garar veğdüydük ki, yanubaşumuzda bi adam homurdanmağa başladu; çinegop öbür tarafda 10 lira, sen bana bunu 15e nasul satasuy! deyne. Al aşağa ve yukaru, adam söğlemedüğnü bırakmıya. Balukcu tezgahundakü adamla bi gapuşdula mu! Allahhh... Arada 5 lira fark va, adam ta yoldan dönüp gelmüş. Bırakdu baluk poşedünü tezgaha paramu gerü veriy deyne bas bas bavuruya. Neysekü, balukcu müşderü velünümetümdür gaalünden düşünerek, işü fazla velveleye veğmeden gapatdu. Yoksa 5 lira va deyne gan gövdeyü getürecekdü!
Elümde bi kilo mezgitnen eve döneken Pörüfisörüy davranma şeküllerü üsdüne gonuşduklaruna misal teşgil edecek bi olayu bizahatü yaşaduk sayuluruz dedüm hanuma. Hanum da muhtemelen dedü. Hatda, empatü mempatü hak getüre, bundan böğle çok yaşaycaz böğle meselelerü deyne de ekledü.
Fahri Bozbaş
Evrensel'i Takip Et