17 Ekim 2008 00:00
Mülteciler yönelik uygulamalar kaygı veriyor
Festus Okeyin ölümü, Kırklareli Gaziosmanpaşa Yabancı Kabul ve Barınma Merkezinde yaşanan olaylar, Vanda 22 Özbeklinin mülteci statüsünde olmasına rağmen İran dağlarında sınır dışı edilmesi ve son kez Kumkapı Misafirhanesinde yaşananlar Türkiyede mülteci sorununu yeniden gündeme getirdi
Festus Okeyin ölümü, Kırklareli Gaziosmanpaşa Yabancı Kabul ve Barınma Merkezinde yaşanan olaylar, Vanda 22 Özbeklinin mülteci statüsünde olmasına rağmen İran dağlarında sınır dışı edilmesi ve son kez Kumkapı Misafirhanesinde yaşananlar Türkiyede mülteci sorununu yeniden gündeme getirdi. Af Örgütü ve Helsinki Yurttaşlar Derneği temsilcileri yaşanan olaylardan dolayı kaygılı olduklarını söyledi.
Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerine nazaran gelişmekte bir ülke kabul edilen ve Avrupaya köprü görevi gören Türkiyede resmi rakamlara göre 16 bin mülteci bulunuyor. Geçtiğimiz gün mültecilerin kaldığı Kumpkapı Misafirhanesinde mültecilerin çıkarttığı olaylar ve Vanda mülteci statüsünde bulunan Özbeklerin İran dağlarına sınır dışı edilmeleri Türkiyede mülteciler sorununu yeniden gündeme getirdi. İnsan hakları örgütleri mülteci sorununda Türkiyenin uluslar arası anlaşmalara uymadığını belirtiyor.
Mevzuat sorunları devam ediyor
MAZLUMDER yöneticilerinden Abdulhalim Yılmaz, mültecilere ilişkin yasal mevzuat sorunlarının halen devam ettiğini söyledi. Uygulama konusunda sorunların da giderek devam ettiğini belirten Yılmaz, Son bir yılda bariz bir şekilde geriye gidiş var. Kırklareli, Gaziosmanpaşa ve Kumkapı bulunan Yabancı Kabul ve Barınma Merkezinde yaşanan isyan ve ölüm oruçları uygulamaların feci bir hal aldığını göstermektedir. Bu yaşanan uygulamalar hukuk devletiyle uluslararası anlaşmalarla bağdaşmamaktadır. Uygulamada yasal mevzuatlar tamamlanmıyor. Yapılması gerekenler yapılmıyor. Tamamen uygulamada geriye gidişler var dedi.
Türkiye coğrafi sınırlama getiriyor
Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) Mülteci Hukuki Yardım Ofisi danışmanlarından Oktay Durukan ise Türkiyenin devletlerin mülteci haklarını koruyan Cenevre Sözleşmesine bir coğrafi sınırlama getirdiğini söyledi. Durukan şunları belirtti: Avrupa Konseyi üyesi bir ülkeden gelmişseniz Türkiyede iltica edebiliyorsunuz. Avrupa dışından gelen mültecileri Türkiye Cenevre Sözleşmesine bağlı değilim ama geçici barınma açısından sınırlı bir koruma sağlıya bilirim diyor. Bu kişileri Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine yönlendiriyor. BMMYK bu kişilerin iltica nedenleri konusunda yaptığı araştırmaların sonucunda mülteci olarak tanırken, ABD, Kanada gibi ülkülere yerleştiriyorlar.
Türkiyede sitemin genel esası bu. Ama Türkiyeden sığınma isteyen kişiler ağırlıklı olarak Avrupa dışından geliyorlar. İran ve Iraklılar en büyük grup Türkiyede onun dışında Afganistan, Somali, Kongo gibi aklınıza gelebilecek zulüm olan yerlerden sığınmacılar var. Bu kişiler Türkiyede sistem gereği uydu kent olarak tabi edilen yerlere gönderiliyorlar. Türkiyede mülteci mevzuatı gereği Kayseri, Konya, Niğde gibi illerde emniyete gidip sığınmacı olarak kayıt yaptırmanız gerekiyor. BM hakkınızda karar verip üçüncü ülke bulana kadar ki bu süre 5 yıla kadar uzayabiliyor. Bu süre zarfında o ilde ikamet etmeniz gerekiyor. Türkiye devletinin yaptığı herhangi bir yardım yok. Çalışma izniniz var ama kağıt üzerinde çünkü iş bulmanız mümkün olmuyor. Barınma ve yemek ihtiyaçlarınızı kendiniz karşılamak zorundasınız. Dolayısıyla çok zor şartlarda yaşıyorlar.
Düzensiz bir göç dalgasının olduğuna işaret eden Durukan, Ülkelerini savaş zorundan terk etmiş mülteciler var. Bu mülteciler ülkeme geri göndermeyin derse geri gönderilemezler. Ama uygulamada sığınma talepleri kabul edilmiyor. Burada sistematik bir uygulama yapılıyor dedi.
Af Örgütü temsilcilerinden Ville S. Forsman ise son zamanlarda yaşananların kaygı verici olduğunu söyledi.
Türkiyenin mülteci statüsü verilenleri bile geri gönderdiğine dikkat çeken Forsman, Korunma ihtiyacı olan insanlar gözaltında tutuluyor. Bu durumlar kaygı verici oluyor. Yine gözaltında aç bırakılmaları gibi bir durum söz konusu oluyor dedi. (İstanbul/DİHA)