18 Ekim 2008 01:00

45. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde bitişe iki gün kaldı. Festivalde sona yaklaşılırken filmler arasında seçim yapmak zorlaşacak gibi.
Altın Porkakal Film Festivali’nde geçen yıla oranla katılımın azlığı göze çarpıyor. Film galalarının ve söyleşilerinin sakin oluşu film festivalinin içe dönükleşmeye başladığı hissini yaratıyor. Daha önceki yıllarda Antalya’nın her yerine Altın Portakal Film Festivali ve filmlerin afişleri asılır ve festival Antalya halkının gündemine girerdi. Bu sene bu havanın estiğini söylemek güç.
Ayrıca, birkaç film dışında film ekibiyle söyleşilere (master class) ilgi beklenenden az oluyor. Diğer yandan, festivalin gelişen yanı olarak dördüncüsü gerçekleşen uluslararası Avrasya Film Festivaliyle Avrupa’ya açılması gösterilebilir. Herkesin üzerinde anlaştığı konu ise, Altın Portakal Film Festivalinin genel çehresinin değiştiği.
Tüm değerlendirmeler eşliğinde Altın Portakal’da seyirciyle buluşan birkaç filmden söz etmek gerekirse festivalin 5. gününde, gösterilen “Gölge” Mehmet Güreli’nin yönettiği, Nilgün Öneş’in senaryosunu yazdığı bir Peyami Safa romanından uyarlanmış. Güreli yıllardır çekemediği projelerden sonra bu kitabın sinemaya uyarlanmasına karar verdiklerini ve keyif aldıklarını söyledi. Oyuncu kadrosunda; Görkem Yeltan, Serkan Ercan, Kaan Çakır ve Mehmet Ali Alabora bulunuyor. Bir dönem filmi Gölge. İç çatışmaların, psikolojik bunalımların yaşandığı bir film. Oyuncularından Görkem Yeltan (Selma) canlandırdığı karakterin zor bir karakter olduğunu, 16 yaşından beri oyuncu olduğunu ancak hep iyimser, cici kız rollerini oynadığını Selma karakterinin ise kendisini zorladığını bu nedenle çok çalıştığını anlattı. Kaan Çakır (Nevzat) bir dönem filmi olduğu için o dönemde yaşayan insanları bulmanın zor olduğunu ve karşısında bir örneğin olamayışının zor olduğunu belirtti. Ellerinde kitabın oluşunun rahatlattığını sözlerine ekledi. Mehmet Güreli ile çalışmanın da ayrı bir tat olduğunu ve kendisini çok iyi yonttuğunu sözlerine ekledi.
İkinci film Derviş Zaim’in yönettiği “Nokta”. Geleneksel minyatür sanatını içeren “Cenneti Beklerken”den sonra çektiği son filmi, bir zamanlar işlediği suç yüzünden azap çeken ve çektiği azaptan kurtulmaya çalışan bir hat öğrencisini anlatıyor. Zaim; bir bölüm gerçekleştirmeye çalıştığını bu projenin ikinci filminin “Cenneti Beklerken” olduğunu belirtti. Farklı bir sinema oluşturmak düşüncesiyle Cenneti Beklerken ortaya çıktı, bu düşünce “Nokta”da da hakim. Birbirinden farklı sanat dallarından bahsettiklerini ve minyatür sanatını ele alırken zaman ve mekanı oynak biçimde ele aldıklarını söyleyen Zaim şöyle konuştu: “Nokta filminde başka bir sanatı, ‘hat’ sanatını kullandık ve sadece bir mekanda, Tuz Gölü’nde ve beyazı kullanarak çektik. Boşluk diye bir kavramın üzerine gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. Karagöz’deki küşteri meydanı gibi… Bu boşluğa istediğinizi yerleştirebilirsiniz. Benim için boşluk Türk sineması için bir sorun. Filmi yaparken sokaktaki insanın hoşlanacağı bir şekilde yapmaya çalıştım.” Filmin müzikleri Mazlum Çimen’e ait. Filmin bitişinde müzikle ilgili olarak parantez içinde “psikopat” yazısı dikkat çekiyor. Bu kavramın anlamını açıklayan Zaim; müziği yaparken farklı tınılar elde etmeye çalıştıklarını, bağlamanın ucunu kesip elde ettikleri bambaşka tınıya psikopat dediklerini ve adının öyle kaldığını söyledi. (Antalya/EVRENSEL)

‘Üç Maymun’ Türk izleyiciyle buluştu

61. Uluslararası Cannes Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen Ödülü”nü kazanan Nuri Bilge Ceylan’ın “3 Maymun” filmi, yarıştığı 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gala gösterimiyle ilk kez Türk izleyiciyle buluştu. Nuri Bilge Ceylan’ın senaryosunu eşi Ebru Ceylan ve Ercan Kesal’la yazdığı “3 Maymun” filmi, 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması ile 4. Uluslararası Avrasya Film Festivali Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda ayrı ayrı ödül arıyor. Sinemaseverlerin yoğun ilgi gösterdiği galaya, yönetmen Nuri Bilge Ceylan, senarist Ebru Ceylan, başrol oyuncuları Hatice Aslan, Yavuz Bingöl, Ahmet Rıfat Şungar ve Ercan Kesal da katıldı.
Festivalde galası yapılan filmler arasında şu ana kadar en çok ilgiyi “3 Maymun” gördü. Filmde küçük zaafların büyük yalanlara dönüşerek parçaladığı bir ailenin gerçeği örtbas ederek her şeye rağmen bir arada kalma çabasıyla bir anlamda “3 Maymun”u oynaması anlatılıyor. Üç Maymun, 24 Ekim’de sinemalarda gösterime girecek. (KÜLTÜR SERVİSİ)
Tanfer Yeşiltepe / Berivan Tedik

Evrensel'i Takip Et