4 Kasım 2008 00:00

Kimi nereden kovuyorsunuz?


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hakkari’de “Biz ne dedik? Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı çıktılar. Buna karşı çıkanın Türkiye’de yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin” sözleri ile “ya sev ya terk et” çizgisinde konuşması Kürt sorununda AKP Hükümeti’nin geldiği noktayı bir kez daha gösterdi.
‘İnadına kardeşlik diyeceğiz’
Hakkari Yüksekova İlçesi Belediye Başkanı Salih Yıldız, Başbakan’ın konuşmasının hem Türk hem de Kürt halkı için hayal kırıklığı yarattığını dile getirdi. Kimsenin bir yerleri terk etmeyeceğini dile getiren Yıldız, “Bölgede yaşayan insanlar on bin yıl öncesine dayanan bir tarihe sahiptir. Türkiye tarihi ile ilgili derin bir bilgiye sahip olmuş olsaydı. Bu söylemi söyleme cesaretinde bulunamazdı. Bu sözler kardeşlik dokusu ve bağı ile Başbakan’ın bir bağının olmadığı gösteriyor” diye konuştu. Başbakan’ın bölgede tepki ile karşılandığı anlatan Yıldız, “Bu söyleminin üzerinde ciddi yoğunlaşmalı ve Kürt ve Türk halkından özür dilemelidir” dedi. Kürt sorunun demokratik çözümünü kabul etmeyen ve inkarı dayatan anlayış gösterdiğini belirten Yıldız “Tarihin en derinliklerinden bugüne kadar Türk halkına en yakın ve kardeşlik bağı ile birlikte yaşamakta olan bir halk varsa o da Kürt halkıdır. Milliyetçi şovenist çevrelere sesleniyorum: Kimse duyguları ve histerileri için Kürtleri ve Türkleri birbirinden kopartamayacak, inadına Kürtler inadına bu bölge insanı demokrasi ve kardeşliği inşa edecektir” diye konuştu.
Yüksekova’da gösterilen tepkinin ardından ilçede hayatın normal akışına döndüğünü anlatan Salih Yıldız, “Vatandaş dedi ki ben seninle yokum ben kendimle varım” şeklinde durumu özetledi. İnsanların gözaltında alınıp dövülerek bırakıldığını belirten Yıldız, gözaltına alınanların ve dövülenlerin genellikle 14- 16 yaşlarda olanların çoğunlukta olduğunu söyledi. Yıldız, insanların haklarını aramaması konusunda da korkutulmak istendiklerini de ifade etti.
Hayal kırıklığı
Türkiye Barış Meclis üyesi Ayhan Bilgen ise Erdoğan’ın sözleriyle Türkiye’ye çok ağır kayıplar veren zihniyeti yeniden ortaya çıkardığını kaydetti. Ülkenin farklılıklar ile birlikte yaşamanın yolunu bulması gerektiğini söyleyen Bilgen, “Dayatma anlayışını ortaya koyan iktidar algısına teslim olmaması gerekir. Türkiye’de farklı kültürler, farklı diller, birlikte kendilerini özgürce ifade ederek yaşabilirse bu Türkiye için bir zenginlik ve onur vesilesidir. Ya sev ya terk et anlayışı sadece insanların birbirine kırdırılması ve tek tipleştirilmiş Türkiye projesine hizmet eder. Farklı bir proje ve farklı programı hayata geçirme konusunda ciddi bir hayal kırıklığı kaygısı söz konusudur” dedi.
Savunamadılar
Öte yandan AKP Diyarbakır Milletvekilli Abdurrahmak Kurt ise Başbaşkanı’ı savundu, sözlerini Erdoğan’ın “kızgınlık anında söylemiş, aslında iyi niyetli” sözler şeklinde yorumladı. Başbakan’ın yaptığı konuşmada iyi şeylerin de olduğunu savunan AKP’li Kurt, bunlar içerisinde en önemli olarak da “silahla demokrasi olmaz” sözlerine işaret etti. “İnsanların silahsız olduğu bir ortamda daha iyi şeylerin yapılabileceği gösteren ve umudunu gösteren açıklamalardır bunlar” diyen Kurt, Başbakan’ın ortak vatandaşlığa vurgu yaptığını da söyledi. Başbakan’ın “Buyursun gitsinler” sözüne ilişkin de Kurt, “O kızgınlık anında söylenmiş. O iyi niyete karşı sarf edilmiş sıradan bir cümle” dedi. Görüşlerine başvurmak istediğimiz bir başka AKP Diyarbakır Milletvekili Kutbettin Arzu ise “müsait olmadığı” gerekçesiyle yorum yapmadı. (İstanbul/EVRENSEL)
Diyarbakır’dan Erdoğan’a hodri meydan
DTP’nin “Kürt sorununa demokratik çözüm” sloganıyla Diyarbakır’da yaptığı iki günlük eylemi, Erdoğan’a diyalog çağrısı ile son buldu. DTP Eş Başkanı Ahmet Türk, Erdoğan’ın “ya sev ya terk et” mantığıyla konuştuğunu belirterek, “Öyle hodri meydan demekle sorunlar kendiliğinden çözülmez. Buyurun bu halkın iradesine saygı duyulduğunu gösterin, bir araya gelip sorunun çözümünü tartışalım” dedi. DTP Eş Başkanı Türk, dün oturma eylemi sonunda bir basın açıklaması yaptı. Hükümetin çıkardığı son tezkereye ve savaş politikalarına karşı geliştirilen bir tepki eylemi olduğunu belirtti. Demokratik haklarını kullanmak isteyen ancak müdahaleye maruz kalan halkı selamladıklarını ifade eden Türk, konuşmasında yaşanan çatışmaların sorumlusunun AKP olduğunu söyleyerek “1999 sonrası Türkiye’de gelişen kısmi barış ortamını değerlendiremeyen hükümetlerin ve özellikle AKP hükümetinin ülkeyi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğine hep birlikte tanıklık ediyoruz. PKK’nin ateşkeslerine operasyonlarlarla cevap verdiği sürçlerde bizler de, aydınlar da sürekli olarak hükümeti uyardık. Demokratik bir çözüm için koşulların olgunlaştığnı, fırsatın kaçırılmaması gerektiğini ifade ettik. Ancak çağrılara kulak tıkayarak eski yöntemlerle sorunu çözeceğini düşünen AKP, maalesef ki tarihi bir yanlış yaparak Türkiye’nin bu günkü duruma düşmesine neden olmuştur” dedi.
Kimi vatanından kovuyor?
İmralı’ya bağımsız bir heyet gönderilerek Öcalan’a kötü muamele iddialarının araştırılmasını da isteyen Türk, Başbakan Erdoğan’ın ‘ya sev ya terk et’ mantığıyla ifade ettiği cümlelerin pervasızlık örneği olduğunu kaydetti. Türk, “Bu ülke ve elbette ki bayrak, bu değerleri yaratan Kürtlerin,Türklerin ve diğer kesimlerin ortak değeridir. Bu ortak değerler hiç kimsenin tekelinde değildir. Ancak Erdoğan’ın tekçi ve ırkçı yaklaşımını redededenleri bu ülkeyi terk etmeye davet etmesi tam bir aymazlık örneğidir. Bu vatan hepimizin ortak vatanı değil mi? Kim kimi kimin vatanından kovuyor. Bütün bu süreci barışçıl bir döneme evriltme sorumluluğu sayın Başbakandadır. Diyalog çağrılarımıza bu güne red cevabı veren sayın Başbakan’ın kendisidir. Öyle hodri meydan diyerek demekle bu sorunlar kendiliğinden çözülmez. Buyurun bu halkın iradesine saygı duyduğunuzu gösterin. Bir araya gelip sorunun çözümünü tartışalım. DTP, bu sürecin önünü açacak diyaloga hazırdır. Eğer demokratik çözüm ve barıştan yanaysanız işte buyurun biz de barış adına hodri meydan diyoruz” diye konuştu. (Diyarbakır/EVRENSEL)
Başbakan Kürt sorununda sınıfta kaldı
AKP Hükümeti Başbakan’ı, Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunundaki çizgisi, beklenti yaratan ilk çıkışının çok gerisine düşerek “ya sev ya terk” çizgisine kadar geriledi.
2005 yılındaki Diyarbakır ziyareti ile özellikle bölge halkında demokratik çözüm beklentisi yaratan Başbakan bugünden sonra 3 yıl boyunca bu çıkışının gerisine düştü.
İlk olarak Ağustos 2005’te Gençay Gürsoy, Adalet Ağaoğlu gibi birçok aydınla görüşen Başbakan, önce burada olumlu sinyaller verdi. Birkaç gün sonra Diyarbakır’a giden Erdoğan “Geçmişte yapılan hataları yok saymak büyük devletlere yakışmaz. Büyük devlet, güçlü millet kendisi ile yüzleşerek, hatalarını ve günahlarını masaya yatırarak geleceğe yürüme güvenine sahip millet ve devlettir. (...)İlla ad koyalım diyorsanız Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur” dedi.
Sorunlu Kürtler
Ancak Erdoğan iki ay sonra ekim 2005’te Siirt’te yaptığı konuşmada “hatası”ndan dönerek, bu kez “Doğu sorunu” ifadesini kullandı ve “Kürt sorunu değil sorunlu Kürtler” olduğunu söyledi. Erdoğan, “Ülkemde birçok sorun vardır. Bu sorunlar içinde Doğu sorunu vardır, Güneydoğu sorunu vardır, Kürt vatandaşlarımın kendine ait sorunları vardır ama unutmayın ki aynı şekilde farklı etnik oluşumlara ait vatandaşlarımızın da kendine ait sorunları vardır. Bu sorunlar bizim birliğimizi, dirliğimizi tehdit eder hale getirilmemelidir” dedi.
28 Mart’ta Diyarbakır’a getirilen bir PKK’li cenazesinde çıkan olaylarda çoğu çocuk 11 kişinin ölmesinin üzerinde “kadın da olsa çocukta gereken yapılacaktır” açıklamasının ardından, Mayıs 2006’da AKP il kongresi için yeniden Diyarbakır’a gelen Başbakan, bu kez, “Kürt” kelimesini, “alt kimlik”, “üst kimlik”, “Türkiye vatandaşlığı” gibi kavramları ağzına bile almadı. Aralık 2006’da ise New York’ta yabancı gazetecilerin sorusu üzerine “Türkiye’de Kürtlerin hak sorunu yoktur” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sınır ötesi operasyon tezkeresi ile birlikte Genelkurmay ile aralarındaki gerginlik ortadan kalkan ve giderek asker ile uzlaşmacı bir politika izleyen AKP Hükümeti’nin Başbakan’ı, AKP’nin kapatma davasının sonuçlanmasının ardından ise özellikle DTP’ye karşı olumlu duruşundan vazgeçti. Son Diyarbakır ziyaretinde DTP’yi “terör örgütü yandaşı” diye hedef gösterdikten sonra önceki gün Hakkari’de “Biz ne dedik? Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı çıktılar. Buna karşı çıkanın Türkiye’de yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin” diye konuşarak Kürt halkına “ye sev ya terket” demiş oldu. (HABER MERKEZİ)
Şerif Karataş

Evrensel'i Takip Et