13 Kasım 2008 00:00

Gemiden ilk önce işçiler atıldı


Tersane işçilerinin, zor çalışma koşullarına karşı tepkilerini engellemek için ‘aynı gemideyiz’ propagandası yapan tersane patronları, krizin etkisini göstermesiyle birlikte işçi kıyımına başladı. Tersane patronlarının örgütü GİSBİR’in açıkladığı raporlar ise kriz gerekçesiyle işçi atma yolunu seçen patronların, yıllardır milyonlarca dolar para kazandığını ortaya koyuyor. Son 8 yılda büyük paralar kazanan tersane patronlarının kriz bahanesiyle işçi kıyımına geçmesi, ‘aynı gemideyiz’ propagandasının yalan olduğunu gözler önüne serdi.
Dünyada tersane patronları kazandı
2000 yılından itibaren Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyada gemi inşa sanayinde büyük bir talep patlaması yaşandı. Bunda, başta dünya ticaret hacmindeki büyüme, Çin’in sağladığı yüksek ticaret hacmi, cevher talebinin yüksek seyretmesi, uluslararası kurallar gereği faaliyet dışına çıkan deniz ticaret filosunun yenileme ihtiyacı, gemi yatırımlarının finansal yatırımlara nazaran yaklaşık yüzde 75 daha kârlı olması gibi etkenler önemli rol oynadı. Dünya gemi inşa piyasasında yaşanan gelişmelerden bütün gemi inşacı ülkeler paylarını aldılar. Bütün inşacı ülkeler, yeni yatırımlarla proje kapasitesi artışına girdi ve bu artış, teslim kapasitesine de yansıdı. 2000 yılında toplam teslim miktarı 43 milyon DWT (Dead Weight Tone) iken, bu rakam 2006 yılında 70 milyon DWT’ye çıktı. 2000’li yılların başından itibaren önemli bir gelişme gösteren Türkiye’deki tersaneler, teslim kapasitesini yüzde 600 gibi rekor seviyede artırdı.
Özellikle 2007 yılı tersaneler için en kârlı yıl olarak değerlendiriliyor. Bu dönemde gemi siparişlerindeki yüksek fiyatlar tersanelerin inşa kapasitesinin artmasına yol açtı. Fiyatlardaki yükselişe rağmen gemi talebi yüksek seyretmeye devam etti. Asya’daki tersaneler tamamen dolunca, Batı Avrupalı tersaneler avronun yüksekliğine rağmen önemli sayıda sipariş aldılar. Talep patlaması o kadar arttı ki kendi ülkelerinde maliyetin yüksek olması nedeniyle diğer ülkeleri taşeron olarak kullanan Avrupa ülkelerindeki tersaneler de tam kapasiteyle çalışmaya başladı. (Grafik1)
2000’li yıllar yeni siparişlerinde de rekorların kırıldığı yıllar oldu. Özellikle 2003, 2006 ve 2007 yılları tersane patronları tarafından süper dönemler olarak değerlendirildi. Özellikle bu yıllarda verilen tanker ve dökme yük siparişleri, patronların büyük paralar kazanmasına neden oldu. Tüm dünyada sipariş defteri 2000 yılından 2007 yılına gelindiğinde yüzde 265’nin üzerinde artış kaydetti.
Türkiye hep kâr edecek
Teslim kapasitesine göre mevcut siparişler tersaneleri 3 yıldan fazla dolu tutacak düzeye ulaştı. Yine GİSBİR’in raporuna göre gemi inşa sanayini bekleyen en büyük tehlike, arzın talebi geçmesi olarak gösteriliyor. Bu durumda fiyatların aşağı düşmesiyle yüksek maliyetli tersanelerin kâr edemez hale geleceği belirtiliyor. Raporda, düşük maliyetli ülkelerdeki tersanelerin, fiyatlar önemli ölçüde düşse dahi kâr etmeye devam edeceği belirtiliyor, ki bu ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor
Genel olarak dünya gemi inşa sipariş defteri son yıllarda yüzde 89 büyürken, Türkiye gemi inşa sipariş defteri aynı dönemde yüzde 360 büyüyerek rekor kırdı. Tersaneler, 2002 yılında dünya sıralamasında 23’üncü iken, 2006 yılında 1.8 milyon DWT’lik gemi inşa siparişi ile 8’inciliğe yükseldi ve 2008 Mart ayı itibariyle 3.39 milyon DWT’lik siparişle yerini korudu. Tersaneler son yıllarda yaptıkları yaklaşık 700 milyon dolar yeni, genişleme ve teknoloji yatırımları ile fiili kapasitesini de artırdı. 2002 yılında 37 tersane faaliyet gösterirken, 2006 yılında tersane sayısı 59, 2007 yılında 65 oldu. Bunların yanında 60 yeni tersanenin proje ve yatırım çalışmaları ise devam ediyor. Bunlar tamamlandığında toplam kapasitenin yılda 9 milyon DWT’nin üzerine çıkması hedefleniyor.
Tuzla’daki tersanelerde 2002 yılında yapılan en büyük gemi 20 bin DWT iken bugün 80 bin DWT’lik gemi inşasına başlandı ve 180 bin DWT’lik gemi yapmak üzere yatırım başlatıldı. Diğer taraftan, tersane patronlarına bedelsiz arsa temini ve diğer teşvik unsurlarından yararlanmasına olanak sağlayan 5084 ve 5350 sayılı kanunlar diğer kıyılarımızda da tersane yatırımlarının artmasında etkili oldu.
2002’de 488 milyon dolarlık deniz aracı ihraç edilirken, bu değer 2005’te 1 milyar 254 milyon dolara, 2006’da 1 milyar 435 milyon dolara, 2007’de 1 milyar 623 milyon dolara çıktı. Bakım onarım ile elde edilen döviz girdileri bu rakamın dışında tutuluyor. 2007 yılında gemi inşa ve bakım onarım ile Türkiye’ye kazandırılan döviz miktarı ortalama 3 milyar dolar civarında.
Bu hızlı büyüme Türkiye tersanelerinin hızla yükselmesine neden oldu. Türkiye, adet bazında dünya genelinde 4’üncü sıraya, DWT bazında 9’uncu sıraya yükseldi. Büyüme devam edecek
Bakım-onarım ve yeni gemi inşa açısından uygun coğrafi konuma sahip olunması, dünya yeni gemi talebindeki artış trendinin hâlâ sürmesi ve bu beklentinin bir süre daha sürme olasılığı, askeri amaçlı milli gemi inşası, tersane patronlarının krizden pek etkilenmeyeceğinin göstergeleri. Tersane patronları, önümüzdeki 15 yıllık dönemde gemi inşa sanayinde dünyanın 4’üncü büyük inşacı ülkesi olmayı hedefliyor. Tüm kıyılarda tersane faaliyeti yürütmeyi amaçlıyorlar. Tersanelerin butik tersane şeklinde faaliyet gösterebilme kabiliyetleri, kriz dönemlerinde bir avantaj olarak görülüyor.
Bahane artan maliyetler
Krizle birlikte maliyetlerdeki artışlar, tersane patronlarını aynı gemide olduklarını söyledikleri işçileri işten atmaya götürdü. GİSBİR, bu yılın sonuna kadar 12 bin işçinin işten atılması kararı aldı. Özellikle dolardaki yükseliş ve sac fiyatlarındaki artışların bazı gemilerin siparişlerinin iptaline neden olması etkili oldu. Ancak tersanelerin hepsinde üretim devam ediyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Ercan Karakaya

Evrensel'i Takip Et