16 Kasım 2008 00:00

kraliçelerimiz

Bir süre önce “krallarımız”dan söz etmiştim. Kimdi bunlar? Abdullah Gül, Recep T. Erdoğan, Kemal Unakıtan, DMM Fırat ve İ. Melih Gökçek. Bunlar 1. sınıf krallarımızdı. Bir de 2. sınıflar vardı; Z. Akman, B. Arınç, R. Akdağ vb. Onlardan söz etmemiştim.

Paylaş

Bir süre önce “krallarımız”dan söz etmiştim. Kimdi bunlar? Abdullah Gül, Recep T. Erdoğan, Kemal Unakıtan, DMM Fırat ve İ. Melih Gökçek. Bunlar 1. sınıf krallarımızdı. Bir de 2. sınıflar vardı; Z. Akman, B. Arınç, R. Akdağ vb. Onlardan söz etmemiştim.
Bugün As’lardan, King’lerden sonra gelen “Queen” lerden söz etmek istiyorum. (Şu kadınların kaderi… Oyun kâğıtlarında bile erkeklerden sonra geliyorlar, “kâğıt değeri” açısından…)

Kupa Queen’i
Gerçekten saygın bir hanımefendi. Her şeyi kendisinin bildiğini, hiç yanılmadığını, hep doğruları söylediğini sanan (sanki tanrı kendisi) ve sık sık kabadayılık taslayan, ağzı bozuk bir erkeğin eşi olmasına karşın “firsth lady” olduğundan bu yana hanımefendi görünüm ve davranışından öteye geçmedi. Eşinin tersine medyaya malzeme olmadı. Ama yine de, özellikle kadınlar zaman zaman onu eleştirdiler. Otobüste falan kulak misafiri olduğum kadınlar, onun giyimine takılıyorlardı…

Sinek Queen’leri
Ana ve iki kızından oluşan bu “Queen’ler” son günlerde gündeme geldiler. Daha önceki ticari başarıları sayesinde devletin üst katlarına tırmanan “baba”nın önce oğlu ticaret dünyasında boy gösterdi. Tavuk yemciliği, prinççilik, yumurtacılıkla ne büyük bir iş adamı olduğu belli olmuştu. Şimdi de ailenin “Queen’ler”i, yani “Ana Queen” ve “Prenses Queen’ler” iş dünyasına adımlarını attılar. Birlikte elektrikçilik yapacaklar. En önce prenseslerden biri bir enerji şirketi kurdu, 10 milyar eski TL sermayeli (yenisi 10 bin YTL). Bu şirket elektrik enerjisini üretecek, bunun için her türlü tesisi kuracak, ürettiği elektriği satacak ve ayrıca elektrik enerjisi sektöründe farklı işler de yapabilecek…

Karo Queen’i
Semra Özal’ın eşiyle birlikte Çankaya’ya o da çıktı, eşiyle birlikte. Ama oraya girer girmez tadilata başladı, sanki satın aldığı, ömür boyu yaşayacağı bir eve geçmişçesine. Oysa bir süre oturacaklardı, “kiralık ev” gibi yani. İnsan kirada oturduğu evi, babasının ya da kayınpederinin evi gibi değiştirme hakkına sahip değildir, sanırım. Öğretmemiş büyükleri ona. Neyse gençtir, ileride öğrenir… Zaman zaman güzel sözler söyler. Örneğin “Ben başımı örttüm, beynimi değil” gibi. Zamanla göreceğiz bu sözün ne denli doğru olduğunu…

Maça Queen’i
Son zamanlarda tahta çıktı. Önce eğitim yasa taslağı hazırladı. Güya Alman yasalarından yararlanmışmış. Sonra apartopar bu taslak geri çekildi. Herhalde krallar, “zamanı gelmedi daha” diye düşünmüşlerdi… Arkasından son Şeker Bayramı’yla yeniden medyanın malzemesi oldu bu “Queen”. Patronunun 30 değişik pozunu bir karta bastırttı, “Şeker Bayramı tebriği” olarak. Sanırım masrafları kendi cebinden karşılamıştır, Meclis bütçesine yıkmamıştır. Çünkü başta en büyük patronu olmak üzere tüm AKP’nin ileri gelen “dini bütün Müslüman”ları “yetim hakkının yenmesi”ne fena halde karşıdırlar…
Evet, 1. sınıf kraliçelerimiz bunlar. Bir de “Junior”lar, yani “Oğlan”lar var. Onlar da ilerideki bir yazının mankenleri olacaklar…
Bülent Habora
ÖNCEKİ HABER

asya pasifik'te bu hafta

SONRAKİ HABER

acı olan itiraf değil trajedinin alkışlanması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...