30 Kasım 2008 00:00

SADEDE GELELİM


Burjuva gazetelerinin ekonomi sayfaları sermayedarların yakınma haberleri ve devletin onları kurtarmak için alacağı tedbir haberleri ile dolu. Bunları okuyunca insan sanır ki buhranın mağduru burjuvalar. Buhranın emekçi kitlelere yansımasını işçi basınında okuyabiliyoruz.
Ancak burjuva basınında bildirilen bazı büyük sermayedarların konuşmaları buhrana değişik bir perspektiften bakmaktadır. Örneğin Mustafa Koç’un 27 Kasım tarihli Radikalde, Koç topluluğunun bayiler toplantısında söylediği bildirilen cümleleri buhrana olumlu bir bakış sergilemektedir: “Bu değişim sürecinde krizden en az zararla çıkmak ve en fazla getiriyi sağlamak değişimi doğru okuyup doğru yönetmekten geçecektir. Her kriz bir fırsattır. Değişim rüzgârının öncüsü olmak ve değişimi doğru yöneterek, değişimin getirebileceği fırsatları değerlendirmemiz gerekir” demiş.
Mustafa Koç’un yönetmekten kastı, Koç topluluğundaki idarecilerin şirketleri idaresidir. “Her krizin bir fırsat” olduğunu söylemekle, bazı sermayedarların buhran öncesinde ve buhrana yol açan süreçte kazanmakla kalmadığını, buhrandan da kazançlı çıkabileceğini anlatmaktadır.
Değişimin getirebileceği fırsatlar nedir? Bu fırsatlar kısmen büyük sermaye grubunun küçük sermaye gruplarının malî zaafından yararlanarak bunları yutmasıdır; böylece sermayenin merkezileşmesini (temerküzünü) artırmasıdır. Kısmen de işçilerin zaafından yararlanarak ücretleri bastırması, çalışma şartlarını ağırlaştırması, bu suretle sermaye birikimini (terakümünü) hızlandırmasıdır.
Meselâ asgarî ücretin artırılmamasını veya reel olarak artırılmamasını sağlamak krizin getirdiği bir fırsatı değerlendirmektir.
Koç toplantıda “yabancı sermaye girişi için tekrar cazibe merkezi olacak bir Türkiye’nin önemli bir fırsat yakalayacağını” belirtmiş (cümle Radikal muhabirinin). Yabancı sermaye girişi nedir? Türkiye’ye giren yabancı sermayenin çoğu kredidir; yani borçtur. Koç’un sözleri Türkiye’de özel sektörün tekrar özel finans akımlarını çekmesini yani borçlanmasını umduğunu göstermektedir.
Buhranlar gelir ve servet dağılımını hızla değiştirir. Sermayedar zümre arasında da servet el değiştirir. Bundan mağdur olan sermayedarlar da olur, kazançlı çıkan sermayedarlar da.
Ancak mağdur olanlar, mağduriyet sonucu başkasının iş yerinde işçilik yapmaya mecbur kalmaz: burjuvalığına devam eder. Bu sebeple burjuvalar sınıf olarak, servetin el değiştirmesine yol açan politikalara itiraz etmez; bu kumara razı olur. Niye razı olmasın ki? Servetleri alın teriyle kazanılmış değil ki.
Cem Somel

Evrensel'i Takip Et