2 Aralık 2008 01:00

Bu ülkede bir tane Uzungöl’ümüz vardı. Uzungöl sadece Trabzon’umuzun değil, ülkemizin Uzungöl’ü idi. Ama şimdi yok oldu. Artık Uzungöl diye bir göl yok!
Uzungöl’ün yerine şimdi bir tane uzun havuz var.
Uzungöl’de kurbağalar kıyıya çıkar avlanır, tekrar suya dalarlardı.
Yabani hayvanlar geceleri gelir su içerdi. Hemen dağın eteğinden inen tilki, gelincik, kirpi, Uzungöl’de su içerdi. Suyunu içerken etrafına bakınır, suyla oynaşır, sonra tekrar doğanın koynuna ve koruyuculuğuna sığınırdılar.
Çekirgeler dağdan göle atlar, balıklara yem olurdu bazıları.
Gölün kıyısındaki küçük canlılar balıkların besin halkalarından birisiydi.
Göl ile doğa bir bütündü. Hayvanlarla su birlikteydi. Herkes ihtiyacını birbirinden karşılıyor, birbirini tamamlıyordu.
Uzungöl, göl olduğu için yerli ve yabancı turistleri kendisine çekiyordu. Bölge halkı Uzungöl’ü seviyor, onun bereketinden ve güzelliğinden yararlanıyordu.
Sonra bir gün bir “hamdolsun”cu kafanın aklına, Uzungöl’ün etrafına yol ve duvar yaparak para kazanmak geldi.
Uzungöl’ün etrafının yol yapılması ve duvarla çevrilmesi iyi para kaldıracaktı.
Hemen kulisler başladı, araya adamlar sokuldu.
Uzungöl’ün uzun havuz olmasına ferman çıkartıldı.
“Hamdolsun” çevre bakanı da, turizm bakanı da, diğer bakanlıklar da; hatta Cumhurbaşkanı da aynı partidendi nasıl olsa.
Her şey “kazan kazan” taktiğiyle yürüyordu memlekette.
Kazananlar hep “hamdolsun” diyordu.
Kaybedenler ise malum…
Gene kazananlar kazandı ve Uzungöl’ün doğal yaşamla ilişkisi kesildi, müebbet hücre hapsine mahkûm edildi.
Bir ur gibi sardı etrafını duvar ve yol.
Artık ne sarı tilki içebilecekti suyunu, ne de boz kirpi.
Gelincikler de, sincaplar da gelemeyecekti yanına.
Yılanı çıyanı suyundan içemeyecekti.
Balıklar artık doğal besinlerini kaybetmişlerdi. Bundan böyle insanlara dileneceklerdi. Çünkü artık onlar göl balığı değil, birer havuz balığıydılar!
İhaleye veren de, ihaleyi alan da keyifliydi.
Geriye kalan ne insanlar, ne göl, ne balıklar, ne sarı tilkiler, ne boz kirpiler, ne yılanlar ve sincaplar, gelincikler, küçük mini minnacık canlılar… Mutlu değillerdi.
Çünkü Uzungöl artık uzun havuz olmuştu.
Her yerde rastlanan, sıradan bir havuz olmuştu.
Ve ben çok istememe karşın Uzungöl’ü göl olarak göremediğime yanarım. Çünkü hep Karadeniz turu hayal ettim. Ama bir türü kısmet olmadı yurdumun bu bölgesini baştan ayağa gezmek.
Geç kaldım.
İşgalcilerin bile yapmadığını yaptılar Karadeniz’e.
Bir yanda sahil yolu, diğer yanda kentsel atıklarla sahili ve denizin katli…
Şimdide Uzungöl katliamı…
Karadeniz gezimde uzun havuza bakmaya sanırım özüm dayanmayacak.
Lanet olsun, üç beş kuruş için böyle bir doğa harikasını katleden anamalcı zihniyete ve doğa katillerine!
Enver Şat

Evrensel'i Takip Et