07 Aralık 2008 00:00

artvin madencileri nasıl kovdu?

Artvin’in Cerattepe mevkiinde 14 yıldır maden arama çalışmaları yapan Artvin Bakır ve Maden İşletmesi, çevrecilerin kararlı mücadelesi neticesinde yargı kararıyla ruhsatının iptal edilmesi üzerine bölgeyi terk etti.

Paylaş
Artvin’in Cerattepe mevkiinde 14 yıldır maden arama çalışmaları yapan Artvin Bakır ve Maden İşletmesi, başta Yeşil Artvin Derneği olmak üzere, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin ve çevrecilerin kararlı mücadelesi neticesinde yargı kararıyla ruhsatının iptal edilmesi üzerine bölgeyi terk etti. konuyla ilgili olarak Yeşil Artvin Derneği Başkanı Erdoğan Gazihan ve Derneğin Avukatı Bedrettin Kalın sorularımızı yanıtladı.
Derneğinizin çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Derneğimiz, 1995 yılında Yeşil Artvin Derneği adı altında kuruldu. Bugüne kadar amacı doğrultusunda birçok çalışmaya ve projeye başarıyla imza attı. Ancak bu başarılardan en önemlisi, Artvin’in Cerattepe mevkiinde yapılmak istenen maden işletmeciliğine karşı vermiş olduğu mücadeledir. Burada mücadele verme biçimimiz çok önemli. Yaşam destek alanlarımızın korunmasında yerel yönetimler, siyasi partiler, baro, odalar, birlikler, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları dernek bünyesinde ortak toplantılar yaparak Cerattepe’den maden çıkmaya başladığında yaşayacağımız olası sorunları çözmenin yollarını hep birlikte paylaştık. Başta ilimizdeki Orman Fakültesi olmak üzere yurt içindeki çeşitli üniversitelerden konunun uzmanlarını Artvin’e davet ederek çeşitli panel ve sempozyumlar, toplantılar yaparak konu hakkında bilgi sahibi olduk ve bu bilgilerimizi Artvin halkı ile paylaştık. Böyle bir maden işletildiğinde bizlere katkısının olmayacağını Artvin halkının büyük bir kısmı kavramış durumdadır. Bu mücadelede kimseyi dışlamadan ortak tavır almayı başardık. Bu çabalarımız hukuki kazanımlarla da destek alınca maden çukuruna gömülmekten kurtulduk. Eğitim ve turizm kenti olma yolunda hedefimizi çizmiş olduk.

Cerattepe elde edilen kazanımın, yeraltı madenlerinin yağmalanmasıyla ilgili mücadelede diğer bölgelere ne gibi etkileri olacağını umuyorsunuz?
Diğer çevre mücadelesi veren bölgelere büyük moral gücü olmuştur. Doğru bilgileri doğru zamanda inançlı ve kararlı bir biçimde savunup öne çıkarmak ve birliğimizi bozmadan savunuculuğunu yaptığımız zaman aşamayacağımız hiçbir engel olmadığını kanıtlamış olduk. Artvin’de gösterilen birlik ve dayanışmanın sonucunda elde edilen bu başarı, umuyorum diğer çevre gönüllülerine iyi bir örnek olur.

Artvin insanı uzun yıllardır madene karşı önemli bir “duruş” sergilemiştir, ama yine de madenin işletilmesini savunan, destekleyen Artvinliler olduğunu biliyoruz, bunu neye bağlıyorsunuz?
Doğrudur. Ekonomik koşulların ağırlığı, insanların iş ve aş sorunu her yerde olduğu gibi Artvin’de de mevcuttur. Ancak buradaki direnci işsizlerin omuzlarına basa basa yükselmeye çalışan bir elin parmakları kadar az kişinin bozmaya çalıştığını Artvin halkı çok iyi bilmektedir. Halbuki Artvinliliğin ve insanlığın gereği günü kurtarmak değil geleceği kurtarmaktır. Umarım bu arkadaşlar iş ve aş arayışımızı, geleceğimize sahip çıkmayı, yaşam kalitemizi yükseltmeyi, sadece kendilerini değil toplumun geleceğini düşünerek yaparlar.

Son kararın ardından mücadeleyi zaferle sonuçlandıran Yeşil Artvin Derneği’ne Artvinlinin yaklaşımı nasıl oldu?
Artvinli, bu olumlu karar karşısında çok mutlu. Diğer şehirlerde ve hatta yurt dışında oturan Artvinlilerden Artvin derneklerinden, çevre derneklerinden tebrikler aldık. Bu arada, mücadelemiz sırasında tarafsız kalan sessiz çoğunluğun da, bu başarıdan sonra sessizliğini çevreden yana kullandığını öğrendik ve gördük.

Cerattepe kazanımının özellikle bundan sonra yapılabileceklerin önünü açtığını söyleyebiliriz. Cerattepe’nin Artvin’in tek sorunu olmadığını da biliyoruz. HES’ler, yollar, barajlar, istimlaklar ve diğerleri için neler düşünüyorsunuz?
Aynı kararlılık ve inançla, bilimsel veriler ve kurallar çerçevesinde, Artvin ve çevresinin karşılaştığı sorunları dernek amacı doğrultusunda tartışmaya ve çözmeye devam edeceğiz. Sizin de bahsettiğiniz gibi sorun çok ve bu sorunlarla başa çıkmak büyük bir kararlılık gerektiriyor. Derneğimizde bu kararlılık var ve umarım sabırla ve tüm Artvinlilerle beraber bu sorunların da üstesinden geleceğiz.

Bu kazanımı bütün ülkeye duyurmak ve ortaklaştırmak için herhangi bir planınız var mı?
Bu amaçla ilk olarak bir basın duyurusu yaptık ve hem yerel hem de ulusal basın ajansları ile röportajlar yaptık. Bununla ilgili yapılan haber zaten ertesi gün birçok ulusal gazetede yayımlandı. Ayrıca, bazı TV kanallarında telefonla canlı yayınlara katıldık. Bu konuda, her türlü platformda görüşmeye ve bilgilerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.

Maden aramacılığına karşı hukuksal mücadelenin tarihçesini anlatabilir misiniz?
Artvin’de bugün mücadele ettiğimiz maden arama faaliyetleri 1990 yılında başlamış, arama izinleri, işletme izinleri ‘90’lı yılların hemen başında alınmış. O dönemlerde yine Kanada’lı Cominco Madencilik tarafından yapılan bu faaliyet, 1995 yılında Yeşil Artvin Derneğinin kuruluşundan sonra artan toplumsal tepkinin etkisi ile 2000’li yılların başında durmuş, Cominco Madencilik maden işletme ruhsatlarını Kanada’lı İnmet Mining isimli şirkete satmıştır. Bu şirket Artvin’de Artvin bakır İşletmeleri A.Ş. isimli bir paravan şirket kurmuş ve Cerattepe’de bakır madenciliği yapacağını duyurmuş ve faaliyete başlamıştır. Bütün bu süreçte 2005 yılına gelinceye kadar hukuksal yollara maalesef başvurulmamıştır. 2005 yılı başında ilgili bakanlıktan Cerattepe’de madencilik faaliyeti içinde olan şirketin maden ruhsatlarının, işletme izinlerinin ve ÇED raporlarının olup olmadığı sorulmuş, verilen yanıtta, bu şirketin çalışma izni ve ruhsatlarının olduğu öğrenilmiştir. Bu cevaptan sonraki 60 günlük dava açma süremizde oldukça kapsamlı bir dava dilekçesi ile Erzurum 2. İdare Mahkemesinde maden ruhsatlarının iptali için dava açılmıştır. Bu davada idari yargılama usulünde ender rastlanan bir şekilde maden faaliyetinin çevresel etkilerinin çok ağır olacağı mahkeme tarafından taktir edilmiş ve davalı idare ve maden şirketinin savunması beklenmeden “yürütmeyi durdurma” kararı verilmiştir. Bu karar Erzurum Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırılmış, ancak bu arada yapılan yargılama sonunda maden ruhsatlarının iptaline karar verilmiştir. Bu kararla birlikte maden faaliyeti durmuş, ancak yerel mahkemenin bu kararı davalı idare ve maden şirketi tarafından temyiz edilmiş, Danıştay 8.Dairesi bu kararı bir usul eksikliği nedeniyle bozmuştur. Gerçekten de Cerattepe’de iki ayrı ruhsat alanı vardır ve açılan davada her iki ruhsatın iptali istenilmişti. Ancak Danıştay bu iki ayrı ruhsat alanı için ayrı ayrı dava açılması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuş ve iki ayrı dava açmak üzere tarafımıza süre vermiştir. Verilen sürede iki ayrı dava açılmış, bu dönemde idari yargı açısından Artvin yeni kurulan Rize İdare Mahkemesine bağlanmış, dosyalarımız Rize’ye gönderilmiştir. Rize İdare Mahkemesinin 2008/52 ve 53 Esas sayılı dosyalarında yapılan yargılamanın başında da yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, bu karar 23 Mart Dünya Ormancılık Gününde elimize ulaşmıştır. Davalılar bu karara itiraz etmişler ancak Trabzon Bölge İdare Mahkemesi bu itirazlarını da reddetmiş ve bu kararda bir bayram günü olan 1 Mayıs’ta elimize ulaşmıştır. Davanın ilerleyen aşamalarında da iddialarımız bir kez daha kanıtlanmış ve Rize İdare Mahkemesi her iki davada da ruhsatların ve işletme izinlerinin iptaline karar vermiştir. 26 Ekim 2008 tarihinde tarafımıza tebliğ edilen bu karara karşı davalıların temyiz hakkı elbette vardır. Henüz bu süreç devam etmektedir.

Öğrendiğimiz kadarıyla maden firması Artvin’i terk etmiş bulunuyor. Daha önceden de olduğu gibi başka bir isimle yeniden gelme olasılıkları var mı?
Güzel bir atasözümüz vardır: “Su uyur düşman uyumaz” derler. Bu bizim her zaman uyanık olmamızı, bütün ihtimalleri değerlendirmemizi zorunlu kılıyor. Sorunuza bu açıdan yaklaşınca elbette böyle bir ihtimal vardır. Ancak Cerattepe’de henüz yargısal süreç tamamlanmamıştır. Bu maden şirketinin bir başka isimle veya ruhsat haklarını bir başka şirkete satması sonucu bir başka şirketin tekrar gelmesi için yargısal sürecin tamamlanması şarttır. Ruhsatlı bir alanının tekrar başka bir ruhsatla başkasına verilmesi mümkün değildir. Danıştay’ın yerel mahkeme kararını onaması halinde maden şirketinin yeniden ruhsat alması ve ÇED raporu alması gerekecektir. Danıştay temyiz süreci ve sonrasında ÇED iptal davası süreci düşünüldüğünde önümüzdeki 1-2 yıl içinde bir faaliyetin olması zor görünmektedir. Danıştay’ın kararı bozması halinde de dosya mahkemesine dönecek ve yeni bir yargılama süreci başlayacağından yine 1-2 yıldan önce faaliyete geçmek mümkün olmayacaktır. Zaten maden şirketi sürecin bu şekilde olacağını değerlendirerek Artvin’i terk etme kararı almıştır. Sürecin öyle ya da böyle tamamlanmasından sonra elbette iştahı kabaranlar olabilecektir. Ancak emperyalistler ya da işbirlikçileri Artvin halkının 10 yılı aşkın süren mücadele deneyimini, bu mücadelenin kazanımlarını, direnen bir halkı yenmenin güçlüğünü mutlaka hesaba katmak durumunda kalacaklardır.

Cerattepe Türkiye’deki yeraltı madenlerinin yağmalanmasıyla ilgili mücadelenin simgesi olbilir mi?
Olabilir ve olmalıdır. Cerattepe örneği inancın ve direncin, birlikteliğin mutlaka kazanacağının bir örneği olmuştur. Bu mücadele bütün ülkedeki çevre mücadeleleri için bir örnek ve deneyim olmalıdır. Bizler Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde bu mücadelede toplumun hiçbir kesimini ayırmadan, bütün siyasi gurupların bir araya gelebildiği bir mücadele platformu oluşturmayı başardık. Başarının asıl anahtarı bu mücadele yöntemi olmuştur. Toplumun çok değişik kesimlerini bir amaç çevresinde bir araya getirmeyi başarırken aynı zamanda başka birlikteliklerin zemini de kurulmuş, insanlar ve guruplar arasındaki iletişim kanalları da açılmıştır. Bu elbette toplumsal sorunlara duyarlı, sosyal projeleri olanlara başka olanaklar da yaratacaktır. Bizler Artvin’in tepesinde sürdürülmek istenilen bir madencilik faaliyetine karşı yürüyüşlerle, panellerle, toplantılarla, mi-tinglerle bir direnci ve birlikteliği örgütlerken bu mücadelenin hukuksal yollarla desteklenmesi zorunluluğunu da gördük ve bu alanda da başarılı olduk. İşte bu mücadelenin sonunda maden şirketi “toplumsal muhalefeti aşamadıklarını” kabul ederek Artvin’i terk etme kararı aldı. “Geldikleri gibi gideceklerine” olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmemiştik. Ama daha önemlisi Artvin halkı bu inancın boşuna olmadığını gördü. Bu gün yapılması gereken bu inancın bütün ülkeye yayılmasıdır.

Cerattepe’nin şu andaki durumu nedir?
Cerattepe’de önceki yıllarda henüz yargısal yollara başvurulmadan önce Cominco Madencilik döneminde yapılan bazı faaliyetler vardı. 100 metreye yakın bir galeri açılmıştı. Yine bazı orman içi yollar yapılmıştı. İnmet Mining döneminde 2005 yılında dava açmadan önce ve Erzurum Bölge İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararını kaldırması ile Rize İdare Mahkemesinin yeniden yürütmeyi durdurma kararı vermesine kadar geçen ara dönemde bu galeri 300 metreye çıkmış, idari binalar yapılmış, Kafkasör’den Cerattepe’ye kadar yollar genişletilmiş, pasa depolama alanları yapılmıştır. Bütün bunlardan daha önemlisi Rize İdare Mahkemesinin 21 Mart Dünya Ormancılık Gününde gelen yürütmeyi durdurma kararına kadar 1700 (maden şirketinin verdiği rakam) adet doğal yaşlı orman ağacının kesilmiş olmasıdır. Maden şirketi bu karar gelmeden bu ağaçların kesimini yetiştirmek için büyük bir çaba sarf etmiştir. Ancak bütün bu kaybımıza rağmen gelen karar daha binlerce ağacın kurtuluş belgesi olmuştur. Bunun dışında açılan galeri içerisinde sürekli su birikmekte ve bu su deşarj edilmektedir. Madenle temas eden bu sular esas olarak madensel atıklarla kirlenmektedir. Maden şirketi bu suları arıttıktan sonra dereye bıraktıklarını iddia etmekte ise de İl Çevre Müdürlüğü tarafından arıtıldığı söylenen sulardan alınan numuneler TÜBİTAK tarafından tahlil edilmiş ve suların kullanılmaz durumda olduğu tespit edilmiştir. Hatta bu nedenle maden şirketine para cezası verilmiş, ayrıca çevreye kasten zarar vermekten ilgili şirket yetkilisi hakkında Artvin Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmıştır. Bu şirketin Artvin’i terk etmesinden sonra sorun artarak devam edecektir. Çünkü galeride su birikmeye devam edecektir. Bu suyun nasıl arıtılacağı ve doğaya hangi şartlarda bırakılacağı belli değildir. Maden şirketi galeriyi tümüyle kapatacaklarını söylemişlerdir. Bunun nasıl olacağı da belli değildir. Bizler de konuyu inceliyoruz. Her zaman dediğimiz gibi yabancı tekeller yağmaladıkları yeri bütün çevresel sorunlarla baş başa bırakarak ayrılma yolunu seçmişlerdir.
Rasim Yılmaz
ÖNCEKİ HABER

inkar avrupa düzeyinde cezalandırılacak

SONRAKİ HABER

Polis şiddeti meşrulaştırılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa