Abis’de anlatılan bizleriz
Okullarda öğrencilere verilen okuma listelerine ihtiyaçlarının olmadığını, okuyacaklarını kendilerinin seçebilmelerini isteyen öğrenciler, hazırladıkları fanzini katılımcılara dağıttı.
Aslı Tohumcu’ya destek veren gazetecilerin yazılarından alıntılarla başlayan fanzimde, öğrenciler geniş bir dökümle kitaba ‘pornogrofik’ diyenlere karşı sokakta her gün karşılaştıkları şiddeti anlatıyorlar. Hazırladıkları fanzinde Medyanın şiddete, tecavüze, katliamlara karşı duyarsızlıklarının yanında ‘Abis’e duydukları duyarlıkta iki yüzlülük sezdiklerini yazan öğrenciler ‘Yayıncılara ve çevirmenlere baskıların arttığı bir süreçten geçiyoruz ve öfkeleniyoruz bu yaşanılanlara’ diyorlar.
Öğrenciler ve Yazar Aslı Tohumcu ile liselerde uygulanan Edebiyat ve ‘Yazarlar Okulda’ projesini ve ‘Abis’in başına gelenleri konuştuk.
YAZMAK DIŞINDA BİÇİMLERDE DE SES ÇIKARMAK ZORUNDAYIM
‘Abis’ için söylenenler ve toplatılmasının ardından Kadıköy dahil pek çok lisede öğrenciler kitabınıza sahip çıktı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu sahiplenmeyi?
Aslı Tohumcu: ‘Abis’i ‘Yazarlar okulda’ projesine önermem farklı yerlerde ‘Abis’i okuyan öğrencilerle konuşmalarımız üzerinden doğmuştu. Proje başladığında ilk Erenköy Kız Lisesi davet etti beni. Kitaplar salı öğleden sonra teslim edildi. Çarşamba sabahı toplatıldı. Tam da bana yakışır bir tez canlılıkla iade edildi. İade nedeni de bir kız öğrencinin ‘Ben bu kitabı kitaplığıma bile koymam’ demesi üzerine olduğu söylendi. Bu zaten yaşanacakları belli ediyordu.
İşin komik tarafları da var. ‘Abis’ 8 yıl önce yazdığım ve bugün çok ‘tıfıl’ bulduğum bir kitap. Diğer yandan iki gün içinde “porno kraliçesi” ilan ediliyorum gazetelerde. Marjinal biri değilim. Anne, eş ve evlat etiketlerini taşıyan biriyim. Evim var, faturalarım, işim var. Alelade yaşayan biriyim. Ama bu haberler sonrasında bakkaldan alışveriş yaparken bir sıkıntı hissetmeye başladım. Kızımı okula bırakırken öğretmenlerin gazeteleri okuyup, kızıma farklı davranıp davranmadıklarını düşünmeye başladım. Bu benim için bir özeleştiridir. ‘Abis’i yazarken dilinin sertliğinin farkındaydım, sonrasında yazdıklarım gibi bundan sonra yazacaklarım da sert olacak. Fakat böyle tepkilere de hazırlamam gerekirdi kendimi.
‘Abis’i yazarken çok safiyane bir düşüncem vardı. Ben bu kitabı yazacaktım. İnsanlar okuduktan sonra çarklar farklı dönmeye başlayacaktı. Ama edebiyat böyle değilmiş. Ben de bunu çok çabuk öğrenmiş oldum. Artık yazarak değil, başka biçimlerde de ses çıkarmak zorundayım.
Lise öğrencilerinin düzenledikleri bu etkinlik için ne düşünüyorsunuz?
Buraya gelen insanların hiçbirinin yüzünü unutmayacağım. Benim için çok kıymetli. Can’a, Beste’ye, Kağan’a ve Melike hocaya çok teşekkür ederim. Organize oldular. Hepsinin bende çok başka bir yeri var. bu yerin nasıl bir yer olduğunu tahmin demezler. Umarım da hiçbir zaman tahmin etmek zorunda kalmazlar.
MİLLİ EDEBİYAT; TÜRK, BEYAZ, ERKEK
Okullardaki öğrencilerin tepkileri nasıl?
Ömer Sevi (Fransız Lisesi): Edebiyattan koparmaya çalışıyorlar bizi. 100 temel eseri dayatıp, farklı okumalarımıza yasaklar getiriyorlar. Her sezon yapılan kitap sınavına dair dayatılan bu okumaları yapmak istemiyoruz. Bu dayatmalara karşıyız. Bizim bir birey olduğumuzu unutuyorlar. Biz kendi kararlarımızı kendimiz verebilmeliyiz. Sonuçta ‘Abis’de anlatılan bizleriz. Ötekileri anlatan bu eser böyle büyük tepkiler alıyor. Bize bu kitabı yasaklamak küfürün ta kendisi. Kitaplarda okunan küfürler yaşamda karşılaştığımız şeyler zaten.
Nasıl bir araya geldiniz?
‘Abis’ sadece Kadıköy’deki okullarda okunacaktı. Toplatılma kararına karşı Kadıköy’deki öğrenciler çok tepki gösterdi. Arkadaşlarla buluşup bir fanzin çıkarma kararı aldık ve bu etkinliği düzenledik. Edebiyatın bizim gördüğümüz tarafı daha çok ‘düzeniçileştirmeye’ dönük tarafı. Milli bir edebiyatla bize verilmek istenen Türk, beyaz, erkek, vb. kavramlar. Buna alternatif olan eserler ve yazarlar bastırılmak isteniyor. Son zamanda öğrencilerde de bir hareketlilik var. Boğaziçi Üniversitesinde süren eylemler de gösteriyor ki okul sınıf atlamak için bir araç değildir. Buralardan mezun olduğumuz zaman bizim de geleceğimiz pek parlak değil.
YAŞANILANLARA ÖFKELENİYORUZ
Aslı Tohumcu’nun ‘Abis’inin okullardan toplatılması hakkında ne düşünüyorsun?
Can (Cağaloğlu Anadolu Lisesi): bu durumu öğrendikten sonra böyle bir etkinlik yapma fikri doğdu. Aslı hanıma ulaştık ve o da bize olumlu cevap verdi. İnternet üzerinden pek çok öğrenciye ulaşmaya çalıştık. Hazırladığımız fanzini insanlara ilettik. Günümüz nesnelliklerinden pek de ayrı düşünemiyoruz bu yapılanları. Yayıncılara ve çevirmenlere baskıların arttığı bir süreçten geçiyoruz ve öfkeleniyoruz bu yaşanılanlara. (İstanbul/EVRENSEL)
HAYATLA YÜZLEŞEMEYEN GENÇLER YALNIZLAŞIYOR
Sadece sen üniversitelisin. Nasıl değerlendiriyorsun bu etkinliği ve ‘Abis’e yapılanları?
Beste (İstanbul Üniversitesi): Sosyal politika okuyorum ben. Hayatın içinden olan bu kitabı toplatarak hayatla gençliğin yüzleşmesini ertelemek istemeleri şaşırtıcı. Kitabın böyle bir muamele görmesi çok üzücü. Habertürk’ün manşeti benim için çok kritiktir. Sırtında bir bıçakla öldürülmüş bir kadını mozaiklemeden veren ve bunu şiddetin teşhiri olarak gören gazetenin kalkıp bu kitabı böyle tanımlaması çok enteresan. ‘Abis’ Türkiye’de yaşanan şiddet, ensest gibi pek çok gerçeği yansıtan bir kitap. Ve bugün bu olgular içinde gençler ya mağdur ya da faili. Tam da bu nedenle gençlerin hayatla yüzleşmesinin ertelenmesi hatta bastırılması, gençlerin kendilerini yalnızlaştırmasına da neden oluyor.
Peki kitap neden bu kadar çabuk toplatıldı?
Beste: Çok şaşırmamak gerek. N.Ç. yaşadıklarını dile getirdiğinde ‘isteyerek bunu yaptı’ diyen yargı kendini ve şiddeti uygulayanları aklamaya çalışıyor. Çünkü bu tip şiddeti hasır altı etme, kol kırılır yen içinde kalır anlayışı vardı. ‘Abis’ bunları yüksek sesle söyleyebilen bir kitap olduğu için bu kadar hızlı bir şekilde toplatıldı.
Evrensel'i Takip Et