12 Aralık 2008 00:00
ALBATROS
GÜNÜN YAZILARI
Doğrusu Kurban Bayramı ile bir hayvan sever olarak aram pek iyi değildir. Keşke bu bayram sembolik bir ritüele inse. Kaynağı olan Yahudi dininde de böyle bir ritüel yok.
Neden bir insan oğlunu kurban etsin.
Neden oğul kurban edilmesin diye yerine kefareten bir koç kurban edilsin.
İlkokul yıllarında Rumeli Caddesinde Abdulhamitin kızı için yaptırdığı bir evde oturuyorduk.
Bir gün bana bir kuzu hediye geldi. Nişantaşında ahşap bir evde bu kuzu benim peşimde merdivenlerden çıkar inerdi tutulduğu bahçeden.
Sonra Çağlayan taraflarında bir çobana verildi.
Sonra bir Kurban Bayramı kuzum geri geldi evimize. O kadar güzel bir koç olmuştu ki. O kadar güzel kıvrık boynuzları vardı ki.
Kuzumu bana sormadan kurban ettiler. Bana sorsalar kesinlikle bağışlardım canını.
Siz beslediğiniz kedinizi köpeğinizi kurban eder misiniz?
Sonra insanoğlunun kurtuluşu adına onca hayvan toplu bir ritüelle kesiliyor.
Büyük kentlerde biraz daha kibarca yapılsın bu iş isteniyor ama kent dışına çıktığınızda her yer kana bulanıyor.
Belki de bu yüzden kanı bu kadar kanıksamış bu ülke.
Dostum araştırmacı Sabri Atmanın Ertuğrul Özköke mektubunu okuyunca bunlar takıldı aklıma her nedense.
Ne insanoğlunun ne hayvanların kurban edilmediği günlere diyerek izninizle Sabri Atmanın mektubuna yer vereceğim yazımda:
3 Aralık 2008 tarihli Kaç kişiler ki yapıyorsunuz, makalenizi okumam üzerine size yazıyorum.
Bugün Türkiyede 1 milyon Ermeni, 1 milyon Rum ve Yahudi yaşıyor olsaydı, eminim ülkemiz çok daha demokrat bir hoşgörüye sahip olabilirdi, diyorsunuz.
Sayın Özkök, ben İsveçte yaşayan bir Süryaniyim. Süryanileri bilir misiniz, bilemiyorum. Burada tarihlerini anlatmayacağım, fakat şunu söylemeliyim, sizler yani Türkler Anadoluya gelmeden önce, onlar bu coğrafyada yaşıyorlardı. Bu bir. İkincisi, Hz. İsanın dilini konuşup dünya medeniyetine ve uygarlığına çok şey kazandırmış Asurların torunudurlar, bu bilgilere sizin de sahip olduğunuzu düşünüyorum.
1915 lerde Süryanilerin yarıdan fazlası yok edildi. Acılar ise halen devam ediyor. Topu topu Türkiyede sadece 5-10 bin arasında Süryani kaldı veya bırakıldı. Bunların kime ve ne tür bir zararı olabilir ki? Hani diyorsunuz ya keşke, 1 milyon Ermeni, 1 milyon Rum vs. kalsaydı da, ülkemiz daha zengin olsaydı...
Sayın Özkök, Türkiyede 5-10 bin Süryani kaldı, bunlara niye tahammül edemiyorsunuz, bunlara niye sahip çıkmıyorsunuz?
Sayın Özkök, size şunun için yazıyorum. Süryanilerin, Türkiyenin Güneydoğu Anadolu bölgesinde tarihi iki manastırları vardır. Bunlardan birisi, yani Mar Gabriel Manastırı, 1600 senelik tarihi bir geçmişe sahiptir ve bu manastır bugünlerde hem devletin, hem de köy koruculuk sisteminden beslenen bir zümrenin ağır ithamları ve tehditleri altındadır. Arazilerine el konulmak istenmektedir. Bu, bir yerde, sayıları bir zamanlar yüz binlerle anılan Süryanilerin son ferdinin bu topraklardan sökülüp atılmasıdır.
Eğer Ermenilerin, Rumların ve Yahudilerin bu topraklardan yok edilmesine gerçekten üzülüyorsanız, tarihi Mar Gabriel manastırıyla, bu topraklarda kalan son Süryanilerin de temizlenmesine niye tepkisiz kalıyorsunuz?
Tarihi Mar Gabriel manastırınının, düzmece gerekçelerle topraklarının gasbedilmesine niye karşı çıkmıyorsunuz?
Mar Gabriel Manastırının ve o topraklarda (ki o topraklar onların toprağıdır) kalan üç- beş Süryaninin size ne zararı olabilir ki?
Onların uğradığı haksızlığı köşenizde yazmak için, onların en son ferdine kadar yok olmalarını mi bekleyeceksiniz?
Esenlikler dilerim
Sabri Atman
Seyfo Center, Web Team
Ragıp Zarakolu
Evrensel'i Takip Et