13 Aralık 2008 00:00
Al gülüm, ver gülüm
Fransanın Dönem Başkanlığında Brükselde önceki gün başlayan ve dün biten Avrupa Birliği (AB) Zirvesinde büyük ülkeler sıkı pazarlıklar yaparak taleplerini kabul ettirmeye çalıştı.
Fransanın Dönem Başkanlığında Brükselde önceki gün başlayan ve dün biten Avrupa Birliği (AB) Zirvesinde büyük ülkeler sıkı pazarlıklar yaparak taleplerini kabul ettirmeye çalıştı. Zirvede ekonomik kriz için hazırlanan teşvik paketine daha önce karşı çıkan Almanya yeşil ışık yakarken, iklim politikası konusunda ise istediğini aldı. İrlandaya ise ikinci kez Lizbon Anlaşması referandumu yaptırılacak.
İrlandaya evet rüşveti
27 AB üyesi ülkenin liderinin katıldığı zirvenin önemli gündemlerinden biri Lizbon Anlaşmasının nasıl yürürlüğe konulacağı oldu. Bu yıl İrlandada yapılan referandumdan Hayır çıktığı için, planlandığı gibi 2009un başında yürürlüğe giremeyen Lizbon Sözleşmesi için önümüzdeki yıl içinde ikinci kez oylamanın yapılması İrlandadan talep edildi. Bu talebi kabul eden İrlandaya rüşvet olarak Lizbon Sözleşmesinde yer alan AB Komisyonu üye sayısının azaltılması yoluyla kaybolma ile karşı karşıya olan komiserliğinin korunacağı sözü verildi. Yani, Lizbon Sözleşmesinde ilk delik böylece açılmış oldu. Bir daimi komiserliğin İrlanda halkını ikna edip etmeyeceği ise ikinci referandumda görülecek. Ayrıca ABnin bütün ülkelerinin İrlandada hayır cephesini dağıtmak, güçsüz hale getirmek için önümüzdeki yıl içinde yoğun bir çaba harcayacağı tahmin ediliyor.
İrlandada bu yıl haziran ayında yapılan referandumda sol partiler, sendikalar ve çeşitli vatandaş inisiyatiflerinin içinde yer aldığı birlik tarafından, Lizbon Sözleşmesinin özünde Fransa ve Hollanda halkları tarafından reddedilen Avrupa Anayasası olduğunu belirtilerek, militarist ve neoliberal politikalar dayattığı için reddedilmişti. İrlandada daha önce de AB Niş Anlaşması ilk referandumda reddedilmiş, ikincisinde kabul edilmişti.
Merkel parayı verdi,iklimi aldı
AB Zirvesinin en tartışmalı konularının başında ise ekonomik krize karşı hazırlanan teşvik paketi ve iklim koruması oldu. Hafta başında AB Dönem Başkanı Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrosso ve İngiltere Başbakanı Gordon Brown arasında, Almanya Başbakanı Angela Merkel dışlanarak yapılan mini zirvede alınan kararlar konusunda ise uzlaşma sağlandı. Mini zirvede AB Gayri Safi Milli Hasılasının yüzde 1.5ine denk gelecek miktarda, yani 200 milyar avro değerinde bir teşvik paketinin karar altına alınması konusunda uzlaşma sağlanmıştı. Merkel ise böyle bir pakete karşı çıkmış ve daha önce otomobil tekellerinin havaya saldığı karbondioksit salınımlarının azaltılması konusundaki kararın, kriz nedeniyle işyerlerinin korunması gerekçesiyle gözden geçirilmesini istemişti.
Zirvede, ülkeler krize karşı önlem adı altında 200 milyar avroluk yardım paketi konusunda uzlaşmaya vardı. İngiltere ve Fransa bunu kendi hanelerine başarı olarak yazdılar. Yoğun pazarlıklar sonucunda üzerinde uzlaşmaya varılan sonuç bildirgesinde GSMHnın en az yüzde 1.5i kadar teşvik paketinin hazırlanması kararlaştırıldı.
Fransanın AB çapında KDVnin düşürülmesi yönünde yaptığı öneri ise çoğunluk tarafından kabul edilmedi ve her ülkenin istediği gibi davranabileceği yönünde bir karar alındı. AB Komisyonu ve İngiltere de bu öneriyi destekliyordu. AB çapında ilk olarak İngiltere, krize önlem adı altında KDVyi düşürmüştü.
Merkel, zirve sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Almanyanın teşvik paketi konusunda sorumluluğunu yerine getireceğini söyledi.
2007de Almanyanın AB Dönem Başkanlığı sırasında alınan İklim Paketi, bu zirvede yine Almanyanın yoğun çabası sonucunda delinmiş oldu. Zirve sonuç bildirgesinde, daha önce alınan 2020 yılına kadar iklime zarar veren gazların havadaki oranının yüzde 20ye düşürülmesi şeklindeki kalmaya devam ederken, Almanyanın baskısı üzerine enerji ve otomobil tekelleri, alınacak önlemlerin dışında kalacak. İklim koruma tekniklerini yerleştirmek isteyen bu tekellere ise söz konusu teknikler ücretsiz olarak verilecek. İklim konusunda daha önce alınan kararlarda Almanya ve Polonyaya özel bazı alanlarda uymama ayrıcalığı tanınırken, Doğu Avrupa ülkelerine de iklim dayanışması adı altında yardım yapılacak.
Aralık 2009a kadar hangi sanayi dalının iklim koruma kapsamından çıkarılacağına karar verilecek. Böylece, AB tarafından bir yıl önce karar altına alınan İklim Paketindeki hedeflere varılmasının mümkün olmadığı görülüyor.
Lizbon Anlaşması ve İklim Paketinde al gülüm ver gülüm siyaseti kapsamında yapılan sulandırmalar, ABde alınan kararların döneme ve koşullara göre değişebileceğini gösteriyor. (Köln/EVRENSEL)
Yücel Özdemir