17 Aralık 2008 00:00
Cazın Sahilinde...
GÜNÜN YAZILARI
Caz, köken olarak, Afro-Amerikan kültürü menşeli bir müziktir denebilir ilk etapta. Yeni Dünyanın paylaşılması döneminde, yani 1400lerden 1900lere kadar geçen sürede Afrikadan milyonlarca kölenin Brezilyaya, ABDye getirilmesi ve bu kölelerin yaşamlarıyla, özgürlük mücadelelerinin şekillendirdiği bir müzik türü caz. Bu müziğin formu, şemsiyesi günümüzde o kadar genişledi ki, artık tüm milliyetler kendi seslerini bu şemsiyenin altındaki notalarla harmanlayarak, kendi topraklarının cazını ortaya çıkarabiliyorlar.
Egenin havasını müzikal yelkenlerine doldurmuş üç müzisyen, Mahmut Yalaydan, Ateş Tezer ve Uğur Güneşten oluşan Ateş Tezer Trio, Sahil adlı albümleriyle piyasanın kolay tüketilir seslerinden korunmamız için cazın o geniş şemsiyesini müzikseverlerin üstüne açtı. Ateş Tezerin davul, Mahmut Yalayın kontrabas ve Uğur Güneşin piyanosuyla oluşturdukları Ateş Tezer Trionun Pb Müzikten çıkan Sahil adlı caz albümü bir stüdyo albümü değil. Kayıtlar İzmirde bulunan Tepekule Kongre ve Sergi Sarayında yapıldı. Yani Sahil bir sahne kaydı albümü. Tepekule Kongre ve Sergi Sarayı 750 kişilik bir konser salonu, özel akustik mimarisi ve 9 Eylül Ses Mühendisliği Bölümü tarafından tasarlanmış 24 kanal sayısal kayıt odası ile önemli bir konser mekanı. Mekanın bu önemli özellikleri, Trionun üyelerinin birbirlerini yüksek kalitede duymalarını, doğal olarak da kayıtların sorunsuz olmasını sağlamış.
Sahile hem yapım aşamasıyla hem verdiği müzikal tatla Egenin bir albümü diyebiliriz. Ateş Tezer Trio zaten yıllar önce izmir Çeşmede çalmaya başlamış. O bölgenin kendine has rüzgarı, denizi, dalgası, ışığı, ardıç ağaçları, zambakları hem Ateş Tezer Triosunun müzikal ritmini hem de ilhamını vermiş. Albüm yapma fikri oluşunca da üçlü bu albümü, İstanbulun hengamesine girmeden yine ilham aldıkları kentte yapma kararı almışlar; Egenin denizi, sahili ve tılsımıyla. Albüm, afişinden grafiğine, fotoğraf kaydından akortörüne kadar her aşamasında bir Ege arması taşıyor. Özellikle Mahmut Yalayın albüme adını veren Sahil bestesi, Gurup Vakti ve Zeytin Ağacı adlı besteleri hem albümün bir dip notu hem de grubun ruh halinin notasal açılımı niteliğinde. Trionun dünya çapındaki davulcusu usta müzisyen Ateş Tezer, grubun ruh halini şöyle özetlemiş: Mahmutun bestesi Sahilin yorumu, aslında ruh halimizi çok iyi anlatıyor. Boşluğu dinleyerek, sezgisel olarak çaba sarf etmeden akmak...
Ateş Tezer Trionun kontrabasçısı Mahmut Yalayla Ateş Tezerin müzik birliktelikleri lise yıllarına dayanmakta. Bornova Anadolu Lisesinde tanışan ikili, okulun var olan iyi bir batı müziği orkestrası geleneğinden faydalanmış. Bu ortamda yetiştirmişler kendilerini. Basgitar çalıp vokal yapan Yalay ve Tezer, formal bir eğitim alma ve tabiri caizse olay yerine gitme arzusuyla 1982de Bostona gidip Berklee College of Musicde bir süre eğitim aldıktan sonra esas caz eğitimlerini okul dışında çaldıkları Afro-Amerikan caz klüplerinde almışlar. Hem beyaz hem de siyah Bostonu bu kulüplerde tanımışlar, keza caz müziğini. Türkiyeye döndükten sonra Yalay, ancak bir sezon dayanabileceği İzmir Devlet Opera Balesine girmiş ve sonra da serbest kontrabasçı olarak kendisini Türkiyenin büyükşehirleri ve güney beldelerinde caz icra eder olarak bulmuş. Yalayın ayrıca yer aldığı kayıtlar var. 1997de Lodos adlı grubun (ki bu grupta da Ateş Tezer ile çalışmış) yapımcılığını yaptığı Boyoz adlı epeyce marjinal bir CDde, Grup Yorumun kapsamlı bir prodüksiyonu olan Boran Fırtınasında, Koma Çiyanın Xelisinde, Kardeş Türkülerin Doğusunda çalmış Yalay. Trionun genç üyesi piyanist Uğur Güneş ise İzmir Konservatuvarı Trompet Bölümü mezunu. Güneş, piyanoda Türkiyedeki cazın önemli isimlerinden Tuna Ötenel ve Selçuk Sunla çalışıp, caz piyanosu icrasında ustalaşmış. Genç piyanist bu ustalığın altını, Sahil albümünde yine Mahmut Yalayın bestelerindeki icralarıyla çiziyor.
Albüm, ilk dinleyişte biraz eklektik gelebilir. Klasik caz standardının yanı sıra Mahmut Yalayın daha bir hüzünlü ve kırılgan ezgilerinin oluşturduğu çalışmalarla uyandırdığı bu izlenimin, aslında ezgisel anlamda bir zenginlik olduğunu belirtmek lazım. Ritm ve Basın olabildiğince sağlam bir zemin oluşturduğu Sahilde, Uğur Güneşin piyanosu o sağlam zemini oldukça estetize etmiş. Albümdeki Afro-Amerikan swing, yani dans ettiren ritim duygusu ve soundunun, usta müzisyen Ateş Tezerin elinden çıktığı hemen anlaşılıyor. Albümün parça seçimi de çalarak, deneyerek oluşturulmuş ve cazın olmazsa olmaz kurallarından olan doğaçlamanın geniş yelpazesinden beslenmiş. Üçlü değişik parçalar öne atılmış, sonra kendilerini etkileyen tınılara kulak vererek albümün omurgası oluşturulmuş. Samimi, titiz çalışılmış, bir hayli emek verilmiş; kısaca, gönül verilmiş bir sürecin ürünü Sahil. Ve tıpkı Ege gibi; sahiliyle, dalgasıyla, rüzgarıyla, ışığıyla alabildiğine akıcı ve duru...
Nihat İlbeyoğlu
Evrensel'i Takip Et