17 Aralık 2008 00:00
Devlet sırrı kalkan oluyor
Ergenekon davasının 27. duruşmasında Emekli Tuğgeneral Veli Küçükün davanın seyri açısından önem taşıyan ve kamuoyunca yanıtı beklenen kilit sorular karşısında sürdürdüğü suskunluğu damgasını vurdu
Ergenekon davasının 27. duruşmasında Emekli Tuğgeneral Veli Küçükün davanın seyri açısından önem taşıyan ve kamuoyunca yanıtı beklenen kilit sorular karşısında sürdürdüğü suskunluğu damgasını vurdu.
Saat 09.30 sıralarında başlayan sorguda Küçükün, çoğunluğu savcılardan, bazı sanıklardan ve bazı avukatlardan gelen sorulara yanıt vermesi istendi. Küçük, savcılardan gelen soruların tamamına yakınına ya yanıt vermedi ya da daha önce yanıtladığı gerekçesiyle cevap vermedi. Önceki gün müdahil avukatların özellikle Veli Küçükün ajandasına ilişkin sorduğu soruları devlet sırrı gerekçesiyle yanıtsız bırakan Küçük, dün de bir çok soruyu yanıtlamadı. Küçük, önceki günkü savunmasında devletin bilgisi haricinde bir şey yapmadığını da söylemişti.
Küçükün savcılar tarafından sorgulandığı sırada agresif ve cevap vermeme tavrında önceki duruşmaya göre daha karalı olması dikkat çekti. Silivri Cezaevinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Küçük, sanık kürsüsünde savcılara sırtını dönerken, soruların hemen hemen hepsini yanıtsız bıraktı.
Arşivleme hastalığı
Dünkü duruşmada Küçükün cevap vermediği soruların yanı sıra, arşivleme hastalığı da gündeme geldi. Küçük adına savunma yapan avukatlar, iddianameyi ve savcıları eleştirirken Küçükün evinde çıkan belgeleri ise Arşivleme Hastalığına bağladılar. Savcıların suç delili olarak gösterdiği belgelerin Küçükte bulunduğunu kabul eden avukatlar, bunların Küçükün görevi boyunca yaptığı istihbarat çalışmalarından kalan bir alışkanlık olduğunu öne sürdü. Avukatlar ayrıca küçük emekli olduktan sonra da kendisine istihbarı bilgi içeren belgelerin gelmeye devam ettiğin söyledi. Avukatlar suç unsuru sayılan bu belgelerin Küçük tarafından önemsenmediği ve unutulduğu için evinde bulundurulduğunu ileri sürdü. Avukat Tayfun Ilıcalı ise Aynı savcı dün soru sordu. Bugün yeniden söz alamaz. Dün akşam ne oldu acaba, savcı yeniden mi hazırlandı? diyerek sorulara itiraz etti.
Duruşmada Hanefi Avcının Küçük ve Sami Hoştan ile ilgili ifadesinin geçmesi üzerine söz alan Hoştan, Çok şeyler söyleyen Hanefi Avcıya sorun bakalım. Çatlı ile Ataköyde bir ofiste bir araya gelmiş mi? Ben de oradaydım dedi. Mahkeme başkanı Hoştanın bu sözlerine Sorulacak yanıtını verdi.
Avukat Taciser Ülkü Ilıcalı öğlenden sonra yaptığı savunmasında, Hrant Dinkin ölümüne Küçükün neden olduğu yönündeki suç duyurularıyla müvekkilinin hedef haline getirildiğini öne sürdü ancak Dinkin yargılandığı davalar sırasında Küçükün mahkemeye gelipgitmesini gözden kaçırdı. Küçük, Dinkin Şişli adliyesinde görülen davasına nasıl katıldığını anlatmıştı. Adliyenin önünden geçtiği sırada kalabalığı görüp içeri girdiğini öne süren Küçük duruşma salonuna girerken üstünde silah olduğunu itiraf etmişti. Ayrıca Dink hakkındaki suç duyurusunun planlı olmadığını savunan ve beş dakikalığına içeri girdiğini iddia eden Küçük, Dinkin yargılandığı davanın Ergenekon sanıkları Kerinçsiz, Erenerol ve Oktay Yıldırım ile birlikte müştekileri arasındaydı. Mahkeme heyeti, bir diğer avukat Tayfun Ilıcalının konuyla ilgili olmayan ve uzun süren konuşmalarına da herhangi bir müdahalede bulunmadı.
Danıştay davasıyla birleşebilir
Öte yandan, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırılarla ilgili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı oy birliğiyle bozdu. Dairenin kararında, Ergenekon davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna işaret edildi. Ankara 11, Ağrı Ceza Mahkemesi, ilk kararında direnir ve bu kararda temyiz edilirse dava dosyası Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gelecek. (İstanbul/EVRENSEL)
Çoğunluğu yanıtlanmayan sorular
Dünkü duruşmada, Veli Küçüke sorulan sorulardan bazıları şöyle:
Müdahillere saldırılar sürüyor
İşçi Partili sanıkların avukatı Ceyhan Mumcu yazarımız ve davaya müdahil olan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında bir açıklama dağıttı. Mumcunun tüm gazetecilere dağıttığı açıklamada Korur Fincancı Ergenekon tertipçileri ile kol kola deniliyor. Bu gelişmeden kendisini haberdar ettiğimiz Fincancı, aralarında süren hakaret davasından ötürü Mumcunun böyle bir açıklama dağıtarak kendisine hakaret ettiğini dile getirdi. Mumcunun daha önce yaptığı bir açıklamada kendisine hakaretlerde bulunduğu için dava açtığını söyleyen Fincancı, 18 Ekim Perşembe günü (yarın) Kadıköy adliyesinde görülecek duruşmada bu açıklamanın da delil olarak kullanılabileceğini belirtti. Fincancı İslami bir suçtan ceza evinde bulunan tutuklular hakkında 2000 yılında rapor verdiği için Mumcu tarafından Ergenekoncularla kol kola olarak nitelendirildiğini düşündüğünü aktardı.
Fincancı hakkında dağıttığı açıklamayı Mahkemeye de sunan Mumcu salonda bulunmamalarına rağmen Fincancı ve avukatları hakkında sözlü saldırıda bulundu. Önceki duruşmada müdahil avukatları konuşturmayan Mahkeme Başkanı Mumcunun yarım saat süren konuşmasına müdahale etmedi.
Ceren Saran/Şahin Doğan