04 Ocak 2009 00:00
metin göktepe orhan taşanlar'ın icraatlarını takip ediyordu...
Yüzlerce kişi toplu olarak gözaltına alındı ve Metin Göktepenin de öldürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonuna götürüldü.
Bakan Ünüsanın, ikinci bir Gaziosmanpaşa olayının önlendiğini öne sürdüğü süreçte yüzlerce kişi toplu olarak gözaltına alındı ve Metin Göktepenin de öldürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonuna götürüldü. İkinci bir Gaziosmanpaşa olayını çıkaracakları öne sürülen bu kişiler ise, sadece Ümraniye Cezaevinde katledilen Rıza Boybaş ve Orhan Özen isimli tutukluların Alibeyköyde düzenlenen canaze törenine katılmak istemişlerdi.
Aslında yine o olayda da Taşanların tavrı etkili olmuştu.
Ümraniye Cezaevindeki katliam öncesi işaret anlamına gelen, hedef gösterici açıklama 29 Aralık 1995 günü Orhan Taşanlardan geldi. İstanbul Emniyet Müdürü Taşanlar, yaptığı açıklamada cezaevlerinin terör yuvasına dönüştüğünü ve bu durumun önüne geçilmesi için müdahale edilmesi gerektiğini söylüyordu. Bu açıklama medyada, cezaevlerini hedef gösteren başlıklarla yer aldı.
Taşanların ağzından cezaevlerini hedef gösteren gazetelerden Akşam Gazetesi 30 Aralık 1995 günü Cezaevi terör yuvası başlığını manşetine taşıdı ve altına da şunları yazdı: Göreve geldiği günden itibaren, terör örgütlerine büyük darbe indiren İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, terörün cezaevlerinden yönlendirildiğini ve cezaevlerinin örgüt evi olmaktan çıkarılması gerektiğini söyledi. İşte bu açıklamanın ardından Ümraniye Cezaevi operasyonu gerçekleşti.
Gelişmeleri Evrensel olarak yakından izliyor ve böylesi bir müdahaleyi muhtemel görüyorduk. Öğleden sonra saldırı haberi geldiğinde arkadaşımız Metin Göktepenin de aralarında bulunduğu birkaç Evrensel Muhabiri olay yerindeydi. Bu operasyon sonucunda 3 tutuklu katledilmişti.
Bu operasyonla ilgili olarak, Metinin fotoğrafları taşra baskısına da yetişmiş ve gazetemizin birinci sayfasının manşetinden onun çektiği operasyon anını gösteren fotoğrafı kullanmıştık. Gazetemizin taşra baskısını göndermemizden kısa bir süre sonra Metin de geldi ve gazetemizin ara taşra ile İstanbul baskıları için onun getirdiği yeni bilgilerle manşet haberimizi yeniden düzenledik. Bundan sonra da, Metin, Ümraniye Cezaevine düzenlenen bu operasyona nasıl gelindiği anlatacağı ve içinde operasyonun planlı olduğunu gösteren çok önemli yeni bilgilerin de yer aldığı bir yorum yazmak üzere İstihbarat Servisindeki masasına gidip, bilgisayarının başına oturdu.
Metin, Taşanları yazdı
Metinin, Ümraniye Cezaevine saldırının yapıldığı 4 Ocak 1996 günü akşam üzeri yazdığı ve 5 Ocak 1996 tarihli Evrenselin ara taşra ve İstanbul baskılarında yer alan bu yazısının başlığı Taşanlar hedef gösterdi, asker öldürdü biçimindeydi.
Metin Göktepe, Ümraniyedeki saldırının ardından yaşanan gelişmeleri de yakından takip etti. Bir gün sonra tutuklu yakınları, yaralıların müşahade altında tutulduğu
Numune Hastanesi önünde protesto gösterisi yaptılar. Metin bu gösteriyi izledikten sonra, tutuklu yakınları ve ÇHDli avukatların suç duyurusunda bulunacakları Sultanahmet Adliyesinin önüne gitti.
Sultanahmet Meydanını saran ve kimseyi meydana sokmayan polisler, suç duyurusunda bulunmak isteyen gruba da saldırdı. Çok sayıda tutuklu yakınının yaralandığı, izleyen basın mensuplarının dövüldüğü, yüz kişinin de gözaltına alındığı bu olay bir gün sonra Evrenselin manşetine Metinin fotoğraflarıyla yansıdı. Katliam üzerine eylemler başka cezaevlerine de yayılmış, tutuklular taleplerinin kabul edilmesini, baskıların son bulmasını isteyerek Bayrampaşa Cezaevinde 11 infaz koruma memurunu rehin almıştı.
Taşanlar: On adamla bu işi çözerim
Aralarında dönemin ÇHD İstanbul Şube Başkanı Avukat A. Levent Tüzel, ÇHD üyesi Avukat Leyla Han ve İHD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Sevim Akatın da bulunduğu avukatlar, 6 Ocak 1996 günü tutuklu temsilcileriyle görüştüler. Bu görüşmelerden sonuç alınamadı. Görüşmelerin devam ettiği bir sonraki gün ise, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlardan Metin Göktepenin onunla ilgili tespitini doğrulayan bir başka açıklama daha geldi.
Taşanlar bu kez de yaşanan sorunları Adalet Bakanlığının gevşekliğine bağladı ve şu açıklamayı yaptı: On adamla bu işi çözerim
Ümraniyede ölümlere neden olan operasyonun öncesinden sonrasına kadar tehdit ve infaz üzerine politika kuran Taşanlar ve diğer devlet yetkilileri ile tıpkı bugün olduğu gibi tutukluları, tutuklu yakınlarını ve sorunun tutukluların talepleri dikkate alınarak çözülmesini isteyen demokratik kurumları karşısına alan medya, tam bir provokasyon zemini yaratmıştı.
Ardından Ümraniye Cezaevinde katledilen tutuklular Rıza Boybaş ve Orhan Özenin Alibeyköyde toprağa verilecekleri 8 Ocak 1996 gününe gelindi.
Metin Göktepenin her zamanki gibi gözünü budaktan sakınmayarak fotoğraf makinesini ve çantasını kapıp erkenden görev başına koştuğu o güne...
YORUM METİN GÖKTEPE
Taşanlar hedef gösterdi, asker öldürdü*
Ümraniyede bulunan Üsküdar E Tipi Ceza ve Tutukevinde beklenen katliam sonunda gerçekleşti. 13 Aralıkta provası yapılan ancak, tutukluların yoğun direnişiyle karşılanan prova dün gerçekleşti ve ilk belirlemelere göre beş tutuklu öldü, onlarcası da yaralandı.
Cezaevlerini her zaman lüks otellere benzeten devlet yetkilileri, bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini sık sık vurguladı. 13 Aralıktan sonra İhlas Haber Ajansı kameraları cezaevinin içine girerek, içeride direnişin hâlâ devam ettiğini ve tutukluların sayım vermediğini gösteren bir haberi görüntüledi. İki gün önce de İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, yetki alanına girmemesine karşın düzenlediği bir basın toplantısında, cezaevlerini hedef göstererek, cezaevlerinde tutuklu bulunan bazı örgüt üyelerinin dışarıda bulunan militanları yönettiğini belirtti.
Tutuklu yakınları ve avukatlar ise, hemen her gün açıklamalar yaparak Ümraniye Cezaevinde tutukluların taleplerinin yerine getirilmediğini ve tutuklularla bir aydan bu yana görüşemediklerini söyledi. Tutuklulara yapılan saldırı, yapılan bu açıklamaların hemen ardından geldi. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının saldırı başlamadan yaklaşık bir saat önce gazetelere gönderdiği açıklamada, bazı tutukluların fotoğraflarının polis ve askerlerin elinde dolaştığı ve bu kişilerin hedef gösterildiği belirtiliyordu. Saldırı sırasında ölenlerin içinde bu kişilerin bulunması olayın planlı bir şekilde yapıldığını gösteriyordu. Ceza ve Tevkif Evleri Müdürü Zeki Güngörün, Askerler aşırıya kaçtı sözleri de bunu doğrular nitelikteydi.
*Ocak 1996 Evrensel