8 Ocak 2009 00:00

Kürtçe propaganda yasağı da kalkacak mı?


DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Kürtçe televizyon açılmışken, Kürtçe seçim propagandası yasağının çelişki olup olmadığını sordu.
Milletvekili Halis, Kürtçe seçim propagandasını yasaklayan, Seçim ve Siyasi Partiler yasalarında iki maddenin bulunduğunu hatırlattı. Lozan Antlaşması’nın 39. maddesinin böyle bir kısıtlama getirilemeyeceğini öngördüğünü kaydeden Halis, bu maddeye uygunluk sağlanması açısından 340, 341, 342 ve 343 sayılı yasaların çıkartıldığına dikkat çekti.
Yasalar yürürlükte mi?
Anayasa’nın 90. maddesinin de “temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmaların, ulusal yasalarla farklı hükümler içermesi halinde, milletlerarası anlaşmaların geçerli olacağı” ifadelerine vurgu yapan Halis, Başbakan Erdoğan’a bu doğrultuda Kürtçe propaganda yasaklarını sordu.
Halis şu soruların yanıtı istedi: Lozan Antlaşması’ndan kısa bir süre sonra TBMM’de görüşülen 340, 341, 342 ve 343 sayılı yasalar hala yürürlükte midir? Yürürlükte değilse hangi gerekçelerle kaldırılmıştır? Bir yandan devlet televizyonunda Kürtçe kanal açılmışken, diğer yandan siyasi propagandanın Kürtçe yapılması yasağı derin bir çelişki değil midir? Bir dilin varlığının kabul edilip, yaşamın her alanında konuşulmasının yasaklanması çok açık bir hak ihlali değil midir?
Eylem hazırlığı
Öte yandan Barış anneleri ve DTP’li gençler “Kürtçe” için oturma eylemleri ve yürüyüşler yapmaya hazırlanıyor.
Barış Anneleri İnisiyatifi, 10 Ocak’tan itibaren Diyarbakır, İstanbul, Van, Hakkari’nin Yüksekova ilçesi ile İzmir ve Siirt’te Kürtçe üzerindeki baskıları ve TRT Şeş’i protesto için oturma eylemleri düzenleyecek.
Barış Annesi Emine Deniz, Kürt diline yönelik yıllardır yapılan baskıların ardından TRT Şeş kanalının açılmasının çelişki olduğunu söyleyerek, “Daha düne kadar çocuğuna Kürtçe isim koyduğu için insanlarımızı cezaevlerine atan, tutukluya cezaevinde Kürtçe konuştuğu için görüş yasağı koyan devlet ve hükümete ne oldu. Neden bir televizyon açma gereği duydu” dedi.
Diyarbakır Barış Anneleri’nden Sultan Koyun ise, AKP’nin Kürtçe televizyonla Kürtleri kandırmak istediğini belirtti. Koyun, “Eğer Kürtçe serbest ise ROJ TV gelsin Diyarbakır’da yayın yapsın” dedi. Koyun, 4 hafta sürecek olan eylemlere tüm annelere ve genç kadınlara katılım çağrısında bulundu. 10 Ocak’ta Diyarbakır’da Yaşama Anıtı önünde saat 12.00’de başlayacak oturma eylemine bütün halkı davet etti.
Anadil yürüyüşü
Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi de (YDG-M) , “Ciwan hêzên parastina ziman in” kampanyası kapsamında, 11 Ocak’ta yürüyüş düzenleyecek. YDG-M Üyesi Meryem Pamuk, “Onuruna ve diline sahip çıkan her Kürt genci yürüyüşe katılmalı” dedi.
DTP Diyarbakır İl binası önünden Büyükşehir Belediyesi Konukevi’ne kadar gerçekleştirilecek yürüyüşe ilişkin bilgi veren Pamuk, amaçlarının “anadilde eğitim” olduğunu belirtti. TRT Şeş’in devletin bir kandırmacası olduğunu belirten Pamuk, Kürtçe televizyonun bir seçim yatırımı olduğunu düşünüyor. Pamuk, “Devlet bir yandan Kürtçe konuşanlara ceza veriyor, bir yandan da Kürtçe televizyon kuruyor. Bu Kürtlere nasıl yaklaşıldığını gösteriyor. Kürtlere yönelik yüzyıllardır bir asimilasyon politikası geliştiriliyor. Bu yapılanlar tamamen bir kandırmacadır. Bunu görmek gerek” diye konuştu. Kürtçe üzerindeki baskılara ve anadilde eğitim talebine karşı geliştirilen politikalara gençliğin cevap olacağını dile getiren Pamuk, Diyarbakırlı gençleri 11 Ocak Pazar günü saat 12.00’de başlayacak olan yürüyüşe katılmaya çağırdı.(HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et