10 Ocak 2009 00:00

Cumhuriyetin ilk yıllarına damgasını vurmuş bir mimar


Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Sergi Salonu, bu günlerde “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Mimar: Arif Hikmet Koyunoğlu; Anılar-Yazılar-Mektuplar-Belgeler” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. Osmanlı Devletinin son zamanlarından 1930’lu yıllara kadar yaptığı binalar ile Erken Dönem Cumhuriyet Mimarisinin karakteristik özelliklerini belirleyen mimarlardan biri olan Arif Hikmet Koyunoğlu’nun yaşamını ve eserlerini ziyaretçilere yansıtan sergi, Koyunoğlu’nun çok renkli yaşamını izleyicilere aktarıyor. Serginin yanı sıra Yapı Kredi Yayınlarından çıkan, Hasan Kuruyazıcı’nın hazırladığı, belgesel kitap da okurlara sunulmuş. Kitap ve sergi Cumhuriyet’in ilk yıllarında devletin kurucu kadroları ve dönemin aydınları ile yakın dostluklar kurmuş, Vedat Tek, Mimar Kemalettin, Clemens Holzmeister gibi mimarlar ile birlikte geleneksel Osmanlı mimarlığı ve modern mimariden etkilenen Milli Mimari Akımının yaratıcılarından olan bu mimari yeniden insanlara hatırlatmayı amaçlıyor.
Yakın tarihin tanığı
Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu, doksan altı senelik yaşamı boyunca Türkiye toplumunu derinden etkileyen birçok olayın içinde bulunmuş, tarihe bizzat tanıklık etmiş. Koyunoğlu, Türkiye’de yaşanan değişimlere yakından tanık olmanın yanında bir yönüyle de bu değişimleri gerçekleştiren insanlardan biri olmuş. Henüz on dört yaşındayken babasını kaybeden Koyunoğlu, 1910 yılında girdiği Sanayi-i Nefise Mektebinde mimarlık öğrencisiyken geçimini sağlamak Rumeli’ye gitmesi gerektiğinde Balkan Savaşı patlak vermiş. Koyunoğlu, Türk ordusuna yardım ettiği gerekçesiyle Sırplar tarafından idama mahkum edilmişken canını İtalya’ya kaçarak kurtarabilmiş. Beyoğlu’ndaki Sen Antuan Kilisesi’nin yapımında mimar Mongeri ile birlikte çalışmış.1915 yılında Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesinde bir Osmanlı subayı olarak görev yapmış. Sarıkamış’ta, Palandöken’de Osmanlı askerlerine kayak dersleri verirken zaman zaman cephede Rus ordusuyla da savaşmış. Askerlik döneminde Erzurum’daki İttihat ve Terakki Kulübü’nün planlarını çizmiş. İstanbul’un işgal edildiği yıllarda Cağaloğlu’nda bir fotoğraf stüdyosu açmış ve bu stüdyoda Türkiye’de ilk kez elektrikle çalışan fotoğraf makinesi kullanan insan olmuş. İşgal altında İstanbul’da yaşamak oldukça zorlaşınca Koyunoğlu, 1922 yılında Ankara’ya yerleşerek Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nde mimar olarak görev almış. Cumhuriyet yıllarında Türk Ocağı binası, Etnografya Müzesi, günümüzde Kültür Bakanlığı olarak kullanılan Maarif Vekaleti Binası, Etnografya Müzesi, Himaye-i Etfal Cemiyeti Binası gibi bir çok esere imza atmış. Koyunoğlu ayrıca Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı’nın restorasyon çalışmalarını da yürütmüş, aynı zamanda Selçuklu ve Osmanlı dönemi mezar taşları ile ilgili bir çok çalışmaya da imza atmış. Mimar, fikirleri ve eserleri ile Türk milliyetçiliğinin teorisyeni sayılan Ziya Gökalp’ın, kendisinin ve eşi Mübeccel Hanım’ın mezar taşlarını da kendisi hazırlamış. Cumhuriyet’in Batı medeniyetine dönük düşünce yapısının belirginleşmesi ile birlikte Koyunoğlu’nun yaptığı binaların tasarımları da değişmeye başlamış. Koyunoğlu, tasarladığı binalara göre daha az geleneksel Türk mimarisinden etkilenmiş bir yapı olan Bursa Tayyere Sineması’nı yaptıktan sonra tekrar İstanbul’a dönmüş ve giderek unutulmuş.
Yapı Kredi Kültür Merkezi’ndeki sergi, sanatçının tüm hayatına ışık tutacak nitelikteki fotoğraflardan, belgelerden, mimarın çalışmalarında kullandığı çizimlerden, kendisinin ve torununun karakalem çalışmalarından, fotoğraf makinelerinden ve kişisel eşyalarından oluşuyor. Sergide Koyunoğlu’nun bu topraklara kazandırdığı eserlerin bugünkü görünümlerine de yer verilirken, mimarın köşe ve makale yazdığı dergiler de ziyaretçilere tanıtılmış. Bu makaleler Koyunoğlu’nun geleneksel Türk-İslam mimarisine ne kadar vakıf olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca 1980 yılında Ankara Türk Ocağı Binası’nın Resim ve Heykel müzesine dönüştürülmesi sebebiyle mimara dönemin Kültür Bakanı Refik Koraltan tarafından sunulan “Kültür Bakanlığı Onur Ödülü” de sergilenen eşyalar arasında yerini almış.
17 Ocak Cumartesi gününe kadar ziyarete açık olan ve “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Mimar: Arif Hikmet Koyunoğlu; Anılar-Yazılar-Mektuplar-Belgeler” yalnızca başarılı bir sanatçının hayat hikayesini anlatmıyor, aynı zamanda Arif Hikmet Koyunoğlu aracılığı ile bugün bile etkileri çok tartışılan bir döneme belgeler ile ışık tutuyor. (İstanbul/EVRENSEL)
(Ayrıntılı bilgi için: http://www.ykykultur.com)
Uğur Halil Karakullukcu

Evrensel'i Takip Et