21 Ocak 2009 00:00
ABDde Obamalı dönem başladı
İlk siyah ABD Başkanı olan Demokrat Partili Barack Obama dünyüz binlerce kişinin izlediği törende yemin ederek göreve başladı
ABDnin ilk siyah Başkanı Barack Obama, dün yemin ederek göreve başladı. Demokrat Partili senatör, kasım ayındaki seçimde, rakibi Cumhuriyetçi Partili aday Senatör John McCaini yüzde 50nin üzerinde bir oyla yenilgiye uğratarak başkanlığa seçilmişti.
Barack Obama, kendinden önceki tüm başkanların yaptığı gibi dün sabah Beyaz Saray yakınındaki bir kilisede dua etti. Daha sonra Obama ve eşi ile başkan yardımcılığı görevini devralacak olan Joe Biden ve eşi, Beyaz Sarayda George Bushla kahvaltı yaptı.
Resmi törenler için Washingtonın merkezinde yemin töreninin yapılacağı Kongre merdivenlerinin önündeki uzun parkta büyük bir kalabalık toplandı. Törende, Yüksek Mahkeme Başkanı John Paul Stevensin önünde önce yardımcısı Joe Biden, ardından da Barack Obama yemin ederek başkan oldu.
Washingtonda yüz binlerce kişinin izlediği yemin töreni için çok sıkı güvenlik önlemleri alındı. Kentin birçok yerine tel barikatlar yerleştirildi, yollar araç trafiğine kapatıldı.
Son 30 yılın yemin törenleri
ABD başkanlarının yemin töreni her 4 yılda bir yapılıyor. Bir çeşit kutlama havasında geçen tören, çok büyük bir seyirci topluluğunu da başkent Washingtona çekiyor.
Obama, köleliği kaldıran başkan olarak hatırlanan Abraham Lincolnün doğumunun iki yüzüncü yılına denk gelen başkanlık yemin töreni için çok da sürpriz olmayan bir başlık seçti: Özgürlüğün Yeniden Doğuşu. Obama, Amerikan başkanı olarak görevimi sadakatle yerine getireceğime, tüm yetkilerimi Amerikan anayasasını muhafaza etmek, korumak ve savunmak için kullanacağıma ant içerim diyerek yemin etti.
ABD tarihinde akıllarda kalan bazı yemin törenleri var. Bunlar arasında ülkenin iç savaşla sarsıldığı 1865te Abraham Lincolnün yaptığı unutulmaz konuşma ve 1961de ABDnin en genç ve ilk Katolik başkanı olan John F. Kennedynin yaptığı Ülkenizin sizin için ne yapabileceğini değil, sizin ülkeniz için ne yapabileceğinizi düşünün cümlesiyle süslediği konuşması bulunuyor.
Ancak daha yakın tarihe, 80li ve 90lı yıllara bakıldığında da birçok renkli başkanın yemin törenlerinde ilklerin yaşandığını görmek mümkün.
1980 yılında Cumhuriyetçi Partiden seçimi kazanan Ronald Reagan, Amerikanın 40ıncı başkanı olarak ant içerken bir ilke imza attı. O güne dek Kongrenin Doğu cephesinde düzenlenen töreni bu kez Batı cephesine taşıdı. 69 yaşındaki Reagan, aynı zamanda ABDnin en yaşlı başkanı unvanını alarak bir ilke daha imza atıyordu.
Reaganın ant içme töreni zamanlama açısından da hafızalara kazındı. Zira Reagan, Jimmy Cartera karşı adaylığını 52 ABDlinin İranın elinde esir olduğu dönemde sürdürmüş, ABDlilerin esaretin 444üncü günü serbest kalmasının ardından, Reaganın ant içme töreni de adeta ulusal bir kutlamaya ve bir zafer törenine dönüşmüştü.
1989da Baba Bush olarak anılan 41inci başkan George Bush, 20 dakikalık konuşmasını on binlerce kişinin önünde gerçekleştirdi. Bush, yemin ederken iki yüzyıl önce ABDnin ilk başkanı olan George Washingtonın kullandığı kelimelerin aynını kullanmış ve Washingtonın 200 yüzyıl önce kullandığı İncile el basmıştı.
Clintonın 8 yıllık iktidarının ardından 2000de bu kez oğul Bush, yani George W. Bush bir kez daha Cumhuriyetçileri Beyaz Saraya taşıdı. Yaklaşık 500 bin ila 750 bin kişinin katıldığı ant içme töreninde Bush, konuşmasına tema olarak adalet ve fırsat konularını seçmişti.
Al Gorela karşı karşıya geldiği başkanlık yarışında rakibinden yarım milyon daha az oy alan ancak anayasa gereği seçiciler kurulunun oyu ile koltuğa getirilen Bushun ant içme töreni, bu yüzden protestocuların da hedefi olmuştu. Dondurucu soğuğa rağmen kongre binası önünde toplanan yarım milyon kişinin önünde yemin eden Bushun, konuşmasında Özgürlükleri savunmamız için yıldızların ötesinden gelen bir çağrı var demesi, 17 dakikalık konuşmanın şüphesiz en çok akılda kalan kısmı oldu. (DIŞ HABERLER)
Bush yönetimine soruşturma istemi
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Partili Nancy Pelosi, George W. Bush yönetiminin bir grup federal savcıyı görevden almasıyla yasaları çiğneyip çiğnemediğinin soruşturulmasını istedi.
Pelosi, katıldığı televizyon programı Fox News Sundayde, bu talebiyle adalet bakanlığı gibi bir kurumun siyasileştirilmesinin soruşturulması çağrısında bulunduğunu belirtti. Geçmişten, örneğin adalet bakanlığının siyasileştirilmesine izin veremeyeceğimizi, bunun soruşturulmadan geçilmeyeceğini öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum diyen Pelosi, Geçmiş başlangıçtır ifadesini kullandı. Temsilciler Meclisinin Demokrat Partili üyeleri geçen hafta da Bush yönetimi yetkililerinin ulusal güvenlik adına yasaları çiğneyip çiğnemediğine ilişkin adli soruşturma açılması tavsiyesinde bulunmuştu.
Demokrat Partili üyelerin adli soruşturma açılması tavsiyesiyle ilgili raporunda, bir grup savcının görevden alınmasıyla birlikte, gözaltındaki yabancı zanlıların sorgulanma yöntemleri, işkence iddiaları, gizli telefon dinlemeleri, eleştirilere karşı cezaya başvurma ve istihbarat bilgilerinde oynama gibi suçlamalara işaret edildi.
Başkan seçilen ve dün göreve başlayan Demokrat Partili Barack Obama ise açıklamalarında daha ihtiyatlı ifadeler kullanarak, geçmişe değil geleceğe bakmak istediğini kaydediyor. (DIŞ HABERLER)
Bushla geçen 8 kara yıl
Koltuğunu dün Obamaya devreden Bushun 8 yıllık iktidarı, savaşlar, işkenceler, skandallar, ekonomik çöküş, kimyasal silah yalanlarıyla hatırlanacak. Bushun Irak ve Afganistan işgallerinin damga vurduğu 8 yıllık başkanlık dönemi, 11 Eylül 2001 saldırılarının sarsıntılarıyla başladı, 1930dan beri görülen en derin ekonomik krizle noktalandı.
İşgalleriyle hatırlayacağız
ABD, 2008de 1945ten beri görülmeyen kötülükte işten çıkarmalarla tanıştı. Yerini Barack Obamaya devreden Bush, yönetimin yaptığı her şeyden gurur duyduğunu söyledi. Bush, 8 yılda neler verdiğimi biliyorum, popüler olmak için ruhumu satmadım. Evime dönmeye hazırlanırken, aynada kendime bakıyorum ve gördüğümle gurur duyuyorum dedi. Bush ve yakın çevresi, Afganistan ve Irakta 50 milyon insanı özgürleştirdiklerini, teröre karşı savaşta önemli başarılar elde ettiklerini, Asya ile ilişkileri iyileştirdiklerini, Afrikadaki hastalıklarla eşi benzeri görülmemiş biçimde mücadele ettiklerini, vergileri hafiflettiklerini, eğitim sisteminde reform yaptıklarını, yaşlılar için hastalık sigortası koyduklarını söylüyor.
Bush, terör zanlılarını Guantanamoya kapatırken, zanlılarını konuşturmak için işkence denebilecek yöntemlere izin verirken ve izin almaksızın Amerikalıların telefonlarını dinletirken, ABD değerlerine ihanet etmekle suçlandı.
Eski başkan, ABD işkence yapmaz, bu yöntemler gerekliydi sözleriyle eleştirilince de, Sanırım beni en zorlu sorunlarla baş eden bir tip olarak anacaklar, ben onlara cepheden saldırdım. Kararlı göründüm ve son kamuoyu yoklamalarına göre değil, ilkelere dayanarak kararlarını aldım dedi.
Saddamın silahları yalan çıktı
Bushun Iraka savaşı haklı çıkarmak için özgürlüğün yayılması gibi büyük ilkeleri ya da Saddam Hüseyinin kitle imha silahlarına sahip olduğu argümanı ise boş çıktı.
Ebu Garib Cezaevindeki işkencelerin yarattığı skandal, savaşın başlamasından birkaç hafta sonra ülkenin iç savaşa sürüklenmesi de Bushu haksız çıkaran diğer gelişmeler oldu.
Newsweek dergisine kimseyi dinlemeyen başkan olarak kapak olan Bush hakkında, Önceki başkanlardan Bushun oğlu olmasaydı bir hiç olurdu ya da 2000deki seçim zaferini, Floridadaki oyların sayımındaki hileye borçlu gibi sözler sarf edildi.
ABDnin en kötü başkanı
Bush, bazı hatalar yaptığını da kabul etti. Sadık yandaşları ona hayranlıklarını sürdürürken, Demokrat Senatör Harry Raid gibi bazıları ise Bushun tarihe ABDnin en kötü başkanı olarak geçeceğini düşünüyor.
Bush, Clinton yönetiminden kalan bütçe fazlasını, Obamaya milyarlarca dolarlık bütçe açığı olarak devrediyor. Ancak Bush yönetimi, tehlikeleri önceden gördü, bununla birlikte Kongrenin ataletine takıldı. Bush, olağanüstü önlemler almak ve 1930daki gibi çok ciddi bir krizi önlemek için piyasa ekonomisi ilkelerinden vazgeçti. Bu önlemler, savaşın maliyetini ve teröre karşı savaş açığını daha da artırdı. Ama ülke güvenliği korundu.
İsrailin önünü açtı
Bush, 2007de bu meseleye sırtını döndü ve büyük müttefiki İsrailin çıkarlarına hizmet etti. Yönetimi, Hamasın Gazze Şeridinin kontrolünü ele geçirmesine olanak sağlayan seçim sonuçları konusunda yanıldı. Bush, İsrailin Filistindeki katliamlarını da terörle mücadele bahanesiyle destekledi.
Ayakkabılı veda
Bush, görevi bırakmasına kısa bir süre kala sürpriz bir biçimde geldiği Irakta, ayakkabılı veda busesi ile karşılaştı. Iraklı bir gazeteci, Busha ayakkabılarını fırlattı. Bu ayakkabılı eylem, Ortadoğuda sembol haline gelirken, bütün dünyada da büyük ses getirdi. Hatta, internette Busha ayakkabı atma ve isabet ettirme üzerine kurgulanmış oyunlara bile rastlandı. (DIŞ HABERLER)