24 Ocak 2009 00:00
İşkence yapıldı ama görmedim!
GÜNÜN YAZILARI
İşkenceyle öldürülen Engin Ceber davası sanıkları, 3üncü duruşmada verdikleri ifadelerde ellerindeki sopayı ve tutuklulara su döküldüğünü itiraf etti. Ancak sanıklar, suyu döken eli görmedikleri gibi, yaptıkları şeyin işkence olduğunu da kabul etmedi. Cezaevi 2. Müdürü sanık Nuri Atalay ise, ayağa kalkmayan tutukluların ikna edildiğini iddia etti.
Özür değil adalet istiyoruz diyen Halk Cephesi üyelerinin Bakırköy Adliyesi önündeki adalet nöbeti de sürüyor.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesince, yoğun katılımdan ötürü başka bir salonda görülen Ceberin Metris Cezaevinde işkence sonucu ölümüne ilişkin davaya devam edildi. Çarşamba günü tutuklu sanıkların ifadeleriyle başlayan dava, 3. duruşmada tutuksuz sanıkların ifadesiyle devam etti. 6sı tutuklu 25 sanığın katıldığı duruşmaya, sanık polisler ve cezaevi doktoru yine katılmadı.
Savcılıkta Ceberin dövüldüğüne tanık olduğu yönünde ifade veren bir sanık, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti karşısında koğuşa girmediğini iddia etti. Önceki günkü duruşmada ise ifade veren sanık gardiyan Yılmaz Aydoğdu ise Cebere işkence yapıldığını itiraf etmişti.
Kimin döktüğünü görmemiş!
Savunma yapan cezaevi kamerasına elinde sopayla yakalanan gardiyan Öncay Bozo, gardiyanların tutukluların üstüne su döktüğünü itiraf etti ancak suyu döken eli görmediğini ileri sürdü. Bozo, 1 Ekim 2008de yaşanan sayımı şöyle anlattı: Koğuş kapısını açtım. Memurlar içeri girdi, ben kapıdaydım. Sanıkların 9unun ayakta durduğunu, 3ünün ise oturduğunu gördüm. Ayağa kalkmak istemiyorlardı. Yavuz Uzun ile Murat Çişe isimli memurlar, tutukluların sandalyelerinden kalkıp, sayıma katılmalarını istedi. Yavuz Uzun ile Murat Çişe 3 tutukluyu oturdukları sandalyelerden kaldırmaya çalıştı. Birinin eline maşrapa ile su döktüğünü gördüm. Elin kime ait olduğunu ve nereye döküldüğünü görmedim. Murat Çisenin elinde 65 santim boyunca bir sopa vardı. Sopanın ne olduğunu sordum. Elektrik sigortası için yanına aldığını söyledi. Sopayı Muratın elinden alıp, burada sopaya gerek yok diyerek tutukluların eline geçmesin diye sopayı çöpe attım. Bayramdır, arkadaşlar yapmayın, bırakın, çıkın dedim. En son çıkarken üstleri dağınıktı ve yerler ıslaktı.
Sopa var, sigorta yok!
Müdahil avukatlardan Selçuk Kozağaçlının, Elinde kol demiri ya da sopa ile giren siz misiniz? sorusuna da Bozo, Murat Çisenin elinde sopa gördüm neden diye sordum, o da sigortaları kaldırmak için getirdiğini söyledi. Fakat koğuş içinde sigorta bulunmuyor, kesinti de yoktu diye cevap verdi.
Altındaki sandalyeyi çekti
Sanık gardiyan Ali Arslantürk, savcılıkta verdiği ifadede, Ceberin dövüldüğüne tanık olduğunu ve gözünün morardığını itiraf etmişti. Ancak dün ifade veren Arslantürk, Ceber ve arkadaşlarının getirilmesinden sonraki gün, görev yerine gitmek için Ceberin bulunduğu koğuşun önünden geçmek zorunda olduğunu, ancak koğuşa girmediğini ileri sürdü. Savcılıkta ise sayım işkencesini gördüğü ve Ceberin gözünün morardığı yönünde ifade verdiği hatırlatılan Aslantürk, Cezaevi fişlemeleri için fotoğrafhaneye getirildiklerinde 3 kişiden birinin gözünün mor olduğunu gördüm gibi yuvarlak bir ifadeyle çelişkisini düzeltti. Aslantürk ayrıca, inkar edilmeye çalışılan işkenceyi anlattı: Murat Çise, Cebere Ayağa kalk dedi. Kalkmayınca altındaki sandalyeyi çekti, Ceber yere düştü. Kollarından tutup ayağa kaldırmaya çalıştılar.
Önemli olan kötü reklam
Gardiyanlardan Muharrem Çelik de tutukluların getirildiği gün, 3 kişiden Cihan Günün gözünün altında morluk olduğunu, Özgür Karakayanın ise ayağında aksaklık olduğunu gördüğünü söyledi. Çelik, Ceberi hatırlayamadı.
Cezaevi 2. Müdürü sanık Nuri Atalaya sayımda ayağa kalkmamanın cezai karşılığı soruldu. Sayımda ayağa kalkmamanın bir suç olup olmadığına Muhakkak yanıtını veren Atalay, Kalkmayana zorla mı kaldırılır sorusuna ise İkna edilir yanıtını verdi. Sanık gardiyan Mehmet Şenel de Ceberin işkence sonucu öldürülmesini değil, cezaevinin kötü reklamının yapılmasını dert etti.
Çileden çıkartan sorular
Sanık avukatlarının Cihan Gün ve Özgür Karakayaya yönelik soruları, mahkeme başkanını bile çileden çıkarttı. Cezaevi girişinde çırılçıplak arandıklarını belirten Karakayaya Çıplak aranma size yönelik bir muamele mi?, sayımda neden ayağa kalkmadığını anlatan Güne ise İfadeleriniz kurgu gibi. Bir eğitim mi aldınız? sorusu, salonda tepkiye yol açtı.
İşkenceciler görev başında
Ayrıca, 14 Ekimde 3 ay süreyle açığa alınan sanık gardiyanların, 4 gün önce görev başına döndüğü anlaşıldı. İşkenceye ilişkin sahte rapor verdiği saptanan cezaevi doktoru Yemliha Sönmezin Sivas Cezaevine, işkenceleri itiraf eden başgardiyan Yılmaz Aydoğdunun da Silivri Cezaevine atandığı öğrenildi. Mahkemede, duruşmaya da katılmayan 13 sanık polisin zorla getirilmesine, cezaevi kamera görüntülerinin duruşma salonunda LCD ekrandan izlenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma, 4 Mart 2009ta görülecek. (İstanbul/EVRENSEL)
Ceberin arkadaşları gördükleri işkenceyi anlattı
Gardiyanların kendilerini temize çıkardığı ifadelerinin ardından, duruşmanın ikinci bölümünde Ceberle birlikte gözaltına alınıp işkence gören 3 arkadaşı, kendilerine yapılan işkenceyi anlattı:
Evrensel'i Takip Et