03 Şubat 2009 00:00

Hükümet ayak sürüyor

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) görüşmeleri ve diğer ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. IMF ile anlaşmanın önemini anlatan Şimşek bir yandan da anlaşmanın gecikebileceğine işaret etti.

Paylaş

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) görüşmeleri ve diğer ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. IMF ile anlaşmanın önemini anlatan Şimşek bir yandan da anlaşmanın gecikebileceğine işaret etti. Bu tutum ‘hükümet seçim döneminde ayak bağı olacak anlaşma maddesi istemiyor’ şeklinde yorumlanıyor. Şimşek, IMF’nin Türkiye ile görüşmelerdeki anlaşmazlık konularındaki tutumunun devam etmesi halinde doğrudan görüşmelerin daha da gecikebileceğini söyledi.
“IMF heyetini Şubat ayında çağırmamız halinde, ortak bir basın toplantısı düzenler, Niyet Mektubunu Fona göndeririz ve teorik olarak çalışmaları şubat ayında tamamlayabiliriz” şeklinde konuşan Şimşek, bunun, karşılıklı ortak anlaşmaya varılması durumunda olacağını bildirdi. IMF programının, özel sektörün dış finansman ihtiyacına ilişkin tedirginliğini azaltmak açısından önemli olduğunun altını çizen Şimşek, zaten küresel kriz olmasaydı bile IMF ile daha önce bir ihtiyati stand-by yapmayı planladıklarını da hatırlattı. Fon ile yapılabilecek bir programın bazı imkanlar sağlaması gerektiğini belirten Şimşek, bu imkanlardan birinin dış finansman imkanı, diğerinin orta vadeli programa çıpa oluşturması olduğunu söyledi.
IMF ile anlaşmanın yapılmasının ardından, bunun özel sektöre dolaylı bir olumlu etkisinin olacağını vurgulayan Şimşek, Hazinenin, piyasadan daha az borçlanarak, özel sektöre borçlanma imkanı yaratabileceğini, ayrıca, Türk bankalarının elindeki kağıtların erken itfa edilerek, likiditenin daha da artırılabileceğini söyledi. Türkiye’nin, borçların milli gelire oranı ve kamu finansman dengesi açısından birçok ülkeden iyi durumda olduğunu vurgulayan Şimşek, bu nedenle IMF ile yapılacak bir anlaşmanın, eski IMF reçetesiyle olmaması gerektiğini kaydetti.
IMF’nin, Türkiye ile görüşmelerde, klasik, kamu kesimi borçlanma gereğini azaltıcı, harcama azaltıcı ve gelir arttırıcı önlemleri gündeme getirdiğini kaydeden Bakan Şimşek, “ancak Türkiye’nin kamu kesiminde bir borçlanma sorunu yok ki, Türkiye’nin bugünkü şartları eskiye göre çok farklıdır. Mali disiplin vardır. Bu nedenle, yapılacak anlaşma mevcut küresel koşulları ve Türkiye’nin değişen yapısını da dikkate alan bir program olmalıdır” şeklinde konuştu.
Mali kural ile ilgili çalışmaların devam ettiğini kaydeden Şimşek, “Türkiye’nin şartlarına uygun bir model arayışı içindeyiz. Uygun bir model bulduğumuzda, bu yıl içinde mali kuralı yasalaştırabiliriz” dedi.
Enflasyondaki düşüş sürecinin de devam ettiğini vurgulayan Şimşek, “Enflasyon trendinin böyle sürmesi halinde, bu yılın ilk yarısında tek haneli enflasyonu yakalarız” şeklinde konuştu. Türkiye’nin kredi notunda hak ettiği yerde olmadığının altını çizen Bakan Şimşek, mevcut küresel kriz ortamında, birçok ülkenin kredi notu düşürülürken, Türkiye’nin kredi notunun değiştirilmemesinin, ekonomik temellerinin güçlülüğünü gösterdiğini söyledi.
Şimşek, “Eskiden ilk olarak Türkiye’nin kredi notunu düşürerek işe başlayan reyting kuruluşları, şimdi diğer ülkelerinkini düşürüyorlar” dedi. (EKONOMİ SERVİSİ)
ÖNCEKİ HABER

Sorun çok çözüm yok

SONRAKİ HABER

Kriz ihracatı feci vuruyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...