9 Şubat 2009 00:00
Yerel seçimler ve örgütlenme
29 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça, her türden burjuva partileri ve sınıftan yana parti ve çevreler de çalışmalarına hız verdiler. Bloklar oluşturuldu; biz de varız platformları ilan edildi. Birçok yerde ortak çalışmalar devam ediyor.
Yerel seçimlere, dünya çapında ve derin bir ekonomik kriz ortamında giriyoruz. Egemen güçler, yerel seçimlerde bugüne dek uyguladıkları kriz yaratan sömürü politikalarına onay istiyorlar. Bu güçler arasında uyguladıkları IMFci ve piyasacı ekonomik-siyasi politikalar açısından hiçbir fark yoktur. Ancak sınıfın partisi ve bizler açısından bu seçim dönemi, düzen partilerinden çok farklı bir şekilde ele alınmalı ve değerlendirmelidir.
Planlı ve sistemli yürüttüğümüz siyasi çalışmalarımız sonucunda çevremizde birçok unsur birikir. Bu, siyasi çalışmamızın çapına ve gücüne bağlı olarak genişleyen ya da daralan bir parti çevresidir. Örgütlenme sorunlarını da bu oluşan çevreye çeki düzen verme alanında yaşıyoruz.
Çevremize somut görevler veremedikçe, onları partinin taktik platformunda yönlendiremedikçe örgütlenme sorunlarımız sürüp gidiyor. Seçim dönemleri, sınıf mücadelesinde olağanüstü dönemlerdir. Sınıfın ve emekçilerin duyarlılığı bu dönemde artar. Propaganda ve ajitasyonlarımıza daha açık hale gelir. Parti üyeleri ve taraftarlar açısından da durum aynıdır. Daha ileri görev ve sorumluluklara üyelerimizi konumlandırabiliriz. Bunun gerçekleşmesi için çevremizde oluşan güç ve olanakları iyi bilmeliyiz. Yetenek ve özelliklerini tanımalıyız. Sınıf partisi olarak, BİZ DE VARIZ platformu ile ortak işler yaparken, kendi parti çalışmalarımızı da planlı bir biçimde sürdürmeliyiz. Geleneksel araçların yanı sıra seçim sürecinde üretilecek broşür, bülten, afiş, pankart vb. özel araçları da örgütlenmede etkin bir biçimde kullanmalıyız.
Araçların kendisinden çok, planlı, programlı ve hedefli kullanmanın önemi akıldan çıkarılmamalıdır. Sınıf partisi açısından, seçim süreci kadar, sonrası dönem de hesaplanarak güçlerimiz görevlendirilmelidir. Çünkü yerel seçimleri, bahar süreci ve kapsamı itibariyle gelecek yıllara da sarkacak kriz koşulları kopmaz bir biçimde izleyecektir. Çalışmalarımız bu açıdan kampanyacı olamaz, olmamalıdır. Planlarımızı ve pozisyonlarımızı bu bakış açısıyla yapmalıyız. Aksi koşullarda seçim döneminin hareketli ve sıcak çalışma tarzı, yerini kısa süreli durgunluk ve soğumaya bırakacaktır. Geçmiş deneyimlerimiz bu konuda son derece öğreticidir.
Parti faaliyetine yeni unsurlar katmada kısırlıklar yaşadığımız bir gerçektir. Ancak bu durum, sınıf hareketinin nesnel tezahürüdür ve geçicidir. Bu durum, bizlerde yılgınlık ve kırılma yaratmamalıdır. İşten çıkarmalar, zamlar, vb. konularda kitlesel tepkiler artmaya başlamıştır. Olanaklar genişlemektedir. Planlı ve uzun erimli bir siyasi çalışma ile bu süreci lehimize çevirebiliriz. Seçim dönemi çalışmalarında bize yakınlık duyan kişi ve çevrelerde göreli de olsa bir artış olacaktır. Bunun işaretleri gelmeye başlamıştır. Yerel seçimler, bahar atılımları, 1 Mayıs, krizin etkilerine karşı verilecek mücadele, birleşik olarak ele alınmalıdır. Seçim süreci çalışmaları, propaganda ve ajitasyonda kullanacağımız araçlardaki çeşitlilik yeni çevreler oluşmasında avantajlar sunacaktır. Partiyi daha ileri görevlere taşımada içinden geçtiğimiz süreç önemli olanaklar sunmaktadır. Yeter ki değerlendirebilelim!
Cengiz Aşkıncı (İstanbul)
Evrensel'i Takip Et