10 Şubat 2009 00:00
Berlinaleden barış çağrısı
GÜNÜN YAZILARI
Berlin Film Festivali, Barış için Sinema galasıyla devam etti. Festivalde Altın ve Gümüş Ayı ödülleri yanında Barış Ödülü de veriliyor. Leonardo DiCaprio, Diane Krüger, Christopher Lee gibi Hollywood yıldızların katıldığı galada Bob Geldof ve Pink Floyd üyeleri de bulundu.
Gala öncesi yapılan basın toplantısında konuşan Mihail Gorbaçov, barış ve çevre korunmasının dünya için önemine dikkat çekti. Konuşmada Afrika ülkelerindeki iç savaşlar ve dünyadaki genel insan hakları ihlalleri mahkum edilirken, ABD veya İsraile yönelik adresi belli barış uyarıları yapılmadı. Galada DiCaprioya da doğa için yaptıkları nedeniyle ödül verilecek.
Berlinale adıyla da bilinen Berlin Film Festivalinde Altın ve Gümüş Ayı ödülleri yanında Barış Ödülü de veriliyor. Bu yıl barış konusunu işleyen filmler arasında Sean Pennin oynadığı, eş cinsel bir politikacının hayatını konu alan Milk, Etiyopyadaki durumu ele alan Teza, Milyoner (Slumdog Millionaire) ve Ayaklanma Zamanı gibi filmler de var. Uluslararası Af Örgütü de dünyadaki savaş ve insan hakları ihlallerine karşı İnsan Hakları Ağı aracılığıyla hazırlattığı belgeselleri festival kapsamında gösterecek.
Bu yılki Berlinalenin en önemli yanlarından biri, diğer yıllara göre çok sayıda Alman filminin festival kapsamında gösterilmesi ve yarışmaya katılması. Bunun dışında başrollerinde Ralph Fiennes ve Kate Winsletin oynadığı The Reader filmi yarışma dışı gösterilse de uyarlandığı romanın yazarının Alman (Bernhard Schlink) olması nedeniyle ilgi çekiyor. Oscar Ödülüne de aday olan The Reader filminde, faşizm döneminde bir toplama kampında hiçbir şeyden haberi olmadan çalıştığını iddia eden, gündüzleri insanları ölüme götürürken geceleri tutsaklarla korkularını aşan Hanna adındaki kadın anlatılıyor.
Hanna rolündeki Kate Winslet, korkunç bir suç işlemiş bir kişiyi canlandırırken yaşadığı çelişkiyi şöyle anlatıyor: Bir yandan Hannayı insancıl bir şekilde göstermenin sorumluluğunu üstlenemezdim, ama diğer yandan da onu bir insan olarak oynamalıydım. Büyük sevgi ve sıcaklık verebilecek bir kadın olarak oynamalıydım; incinebilirliğini, utancını hissettirmeliydim. Almanyanın geçmişiyle hesaplaşması konusunda, suçlu tarafı anlamaya çalışmak gibi gerçekten hassas bir konuyu ele alan The Reader, yılın en iyi yapımlarından biri.
Berlinalenin en kapsamlı bölümü olan Panorama, bu yıl 30. yaşını kutluyor. Yıl dönümü için oluşturulan özel kutlama programının en ilginç filmlerinden biri, 20. yüzyılda İngilterenin en ünlü eş cinsel yazar ve oyuncusu Quentin Crispin 73 yaşında New Yorka taşınmasından sonraki hayatını anlatan An Englishman in New York.
1987 yılında Stingin yazdığı ünlü şarkıyla aynı ismi taşıyan filmde, nerede yaşarsa yaşasın, adını ve numarasını şehrin telefon rehberine kaydettiren, isimsiz tehdit telefonlarına Kafamı mı kırmak istiyorsunuz? Bir saniye, salı öğleden sonra vaktim var, size uygun mu? şeklinde cevap veren Crispi, John Hurt canlandırıyor. (Berlin/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et