14 Şubat 2009 00:00

YENİ DÜNYA

Bu hafta Hayat TV’deki Ekopolitik programını geçtiğimiz hafta yitirdiğimiz Türkel Minibaş’ın anısına gerçekleştirdik.

Paylaş

Bu hafta Hayat TV’deki Ekopolitik programını geçtiğimiz hafta yitirdiğimiz Türkel Minibaş’ın anısına gerçekleştirdik. Eğer aramızda olsaydı belki de programın konukları arasında yer alacaktı. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız IMF konulu program öncesi kendisi ile konuştuğumda, programda yer almak istediğini ama sağlığına güvenmediğini söylemişti. “Biraz daha bekleyelim hocam, siz toparlandıktan sonra tekrar tartışırız IMF’yi” demiştim. Nasıl olsa bu memlekette IMF her daim gündemde yerini korur. Öyle ya, önce Düyun-u Umumiye sonra IMF derken bu toprağın insanları bir asrı aşkın bir süredir kapıdaki alacaklılara diyet ödemeyi sürdürüyor.
Türkel Hoca, iktisat fakültesi gibi erkek egemen bir ortamda hiçbir zaman “kadın” duruşunu bozmadan var olmayı becermiş ender örneklerden biriydi. Bunu önemserdi ve sıkça vurgulardı. Hastaneye yatmadan önceki son günlerinde, hastalığa ve yaşadığı büyük kilo kaybına inat olanca neşesiyle rengarenk kıyafetler içerisinde okulda boy göstermişti. Muzip bir öğrenci edasıyla sınıfa dalıp, gözetmenlik yaptığım sınıftan çıkarmış, uzunca bir süre sırtımızı kalorifere verip dersliklerin önünde sohbet etmiştik.
Hoca birçok sivil toplum kuruluşunda aktif görev almaktaydı. Üniversiteden ve diğer görevlerinden arta kalan vaktinde de sendikalar, dernekler ve öğrenci kulüplerinin davetlerini geri çevirmemeye özen gösterirdi. Hastalığı son aşamaya gelene değin de bu tempoyu elinden geldiğince sürdürdü. Son yıllarda güncel gelişmelerle ilgili yazı ve etkinliklerden dolayı uzun soluklu akademik çalışmalara vakit ayıramamaktan şikayetçiydi. “Bu hastalığın belki de tek olumlu yanı bu” diyordu; “evde daha fazla vakit geçirip, akademik çalışmalara ağırlık vereceğim.”
Türkel Hoca ile tanışıklığımız on beş yılı aşkın bir süreyi buluyor. Önce öğrencisi, sonra da asistanı olarak benim ve bölümdeki diğer arkadaşlarımın üzerinde çok emeği var. Hocanın ölüm haberini aldığımız gün hastanede otururken onu ilk gördüğüm gün geldi aklıma. Üzerinde bir yağmurluk, elinde çayı, dersliklerin bulunduğu binanın önünde bir köşede sigara içiyordu. Etrafını her zamanki gibi öğrenciler çevirmiş, ara sıra yükselen kahkahalar çevredeki tüm gözleri ona yöneltiyordu. Bu kimdir diye sorduğumda, Türkel Hoca dediler. ‘Yapma ya, ben onu erkek zannediyordum’ diye cevap verdim. Bu, hocanın yaşamı boyunca sıkça karşılaştığı ve her seferinde terslemekten geri kalmadığı bir yanlış anlamaydı. Onu kaybettiğimiz gün hastanede ‘Türkel Bey’ diyerek yakınlarından görüş almak isteyen gazeteci, bundan dolayı fazla yadırganmadı.
Türkel Hoca iktisat gibi pek çoklarının “sıkıcı” bulduğu bir bilim dalını kendi tarzıyla renklendirerek öğrencilerine sevdirebilen, en sıkıcı konularda dahi dinleyicinin ilgisini canlı tutmaya yönelik yöntemler bulan bir akademisyendi. Kimi meslektaşlarının aksine, basit olanı karmaşıklaştırmaya çabalamaz, en karmaşık argümanı dahi olabildiğince sade bir şekilde anlatmaya özen gösterirdi. Öğrencileriyle dostça sohbetler kurmaktan hoşlanır, sorunlarıyla ilgilenir, çözmeye çabalardı. Buna karşılık öğrencilerinden pek az hocaya nasip olan ilgi ve sevgi gördü. İktisat bölümünde kahkahalar eşliğinde ders yapan muhtemelen tek hocadır kendisi. Daracık odasını tıka basa doldurup dinlediğimiz dersler, pek çoğumuzun üniversite yaşamının en keyifli anlarını oluşturuyor hiç şüphesiz.
Hoca, yaklaşan sonu kabullenmeksizin, son ana değin çalışmayı ve üretmeyi sürdürdü. Hastanedeki son görüşmemde yatağının yanı başında bilgisayarı ve Krugman’ın son kitabı bulunuyordu. “Bu sefer biraz daha uzun kalın, iyice toparlanın hocam” dedik. Her zamanki üslubuyla “Neden beni uzaklaştırmak istiyorsunuz?” diye çıkıştı. “Koridorda top oynayacağız” diye cevap verdik. “E birkaç gün yetmiyor mu işte?” diye savuşturdu hoca. Biz de “Yok hocam, turnuva yapacağız” diye ekledik. Her zamanki gibi gülüştük, tartıştık ve yanından ayrıldık. Artık koridor her zamankinden de sessiz. Seni şimdiden çok özledik hocam!


Murat Birdal
ÖNCEKİ HABER

29 yıl aradan sonra grev pankartı asıldı

SONRAKİ HABER

Benzine iki haftada 9 kuruş zam yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa