15 Şubat 2009 01:00

ÖZGÜRLÜK YOLU


Bugün ülke ekonomisinde gördüğümüz şey, ülkemizin 1930’lardaki “Büyük Buhran”dan beri görmediği bir tablo.
Ağaçların yaprak dökmesi gibi işçi çıkaran kurumları düşününce, bunu yapmayan kuruluşları saymanın daha kolay olduğunu görüyoruz (Tabi bir tane bulabilirmişiz gibi!). Sadece ocak ayında yarım milyon emekçi ihbar kağıdı aldı. Ve bu ekonomik kriz küresel nitelikte. Avrupa finansal bir mengenenin içinde sıkışıp kaldı. İngiltere ve Fransa gibi büyük ülkeler de büyük teşvik paketleri açıkladılar. İngiltere, önde gelen bankaların ihmaliyle yüzleşerek açıkça devletleştirdi. İzlanda ise, bütün amaçlarına ve kararlarına rağmen iflas ilan etti.-Sadece banklar değil, hükümet de iflas ediyordu.
Ve dünyanın en kuvvetli ekonomisine sahip Çin hala büyümekteyken, büyüme oranı ABD’deki durgunluğun doğrudan neticesi olarak o kadar hızlı düştü ki 20 milyon insan işsiz kaldı. Bir yıldan fazla zaman önce, ABD’li Ekonomist Nouriel Roubini, İsviçre Davos’taki bir toplantıda konuşurken, ABD ekonomisinin “su yüzüne çıkmakta olan bir pazar” gibi göründüğünü söylemişti. Roubini, ABD’nin en az bir yıl sürecek olan bir durgunluk dönemine gireceğini öngörmüştü. Ve ekledi “Mesele inişin yumuşak mı sert mi olacağı tartışmasından ibaret değil. Asıl konu inişin ne kadar sert olacağıdır.”
Çinli Ekonomist Yu Yongding de aynı düşünceye değindi. Çin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün Çin ekonomisinin “Çok hassas bir evrede” olduğunu belirttiğini de ekledi. “Problem ABD’deki çok kötü durumdur.” dedi.
Amerikalılar bilgi çağının bilgisayar ekranlarıyla aydınlatılmış sıcak parıltısı içinde yaşarken küreselleşme, endüstriyel çağda en iyi ikinci olay olarak tanıtıldı. Ve güya bütün bunlar olurken dünyanın geri kalanı angaryalarla uğraşacaktı.
Peki, ekonomi çökerken bu sistem nasıl işliyor?
Mumia Abu Jamal

Evrensel'i Takip Et