18 Şubat 2009 01:00
DOKUZ ONBEŞ
Bu hafta da pazar akşamı ekranlar renkli görüntülere sahne oldu. Haftalardır 3 büyüklerden başka bir şey konuşmayan futbol yorumcuları bu hafta ciddi anlamda başka takımların da ligde oynadığına kanaat getirmiş olmalılar ki(!) şampiyonluk yarışının içine Trabzonspor ve Sivassporu da kattılar. Çoğu yorumcu, Beşiktaş-Trabzonspor maçında, Trabzonsporun puan almasından çok, Beşiktaşın neden kazanamadığı üzerine döktürdü. Anadoludan şampiyon çıkmasını istediğini söyleyenlerin maskesi böyle yorumlarla düşüveriyor. Şampiyonun Anadoludan çıkmasını istediğini söylerler ama öte yandan gönüllerindeki takım galip gelemezse kahrolurlar. Beşiktaş iyi oynadığı halde kazanamadığı için bu yorumcuların neredeyse bir ağlamadığı kaldı.
Beşiktaş-Trabzon maçı bir yana yorumcular için iyi bir malzeme olan Semih mi, Güiza mı tartışması da saatlerce konuşulup neredeyse memleketin bir numaralı sorunu haline getirildi(!) Kimi yorumcular teknik direktörlüğe soyunup Ben olsam şöyle oynatırım, böyle yaparım deyip içlerindeki teknik adamlığı ekranlara taşıdı. Nihayet bu hafta hakemler konuşulmadı deyip rahat bir nefes alacaktık ki, eski hakemlerin boy gösterdiği bazı programlar hevesimizi kursağımızda bıraktı. Hakem hatalarını es geçmek medyamıza yakışır mıydı hiç?
***
NTVde ekrana gelen % 100 Futbolda Rıdvan Dilmenin futbolculuk günlerine geri döndüğünü gördük. Lincolnün sorumsuz davranışları Dilmeni haddinden fazla rahatsız etmiş olacak ki, Biz de ayrıcalıklı futbolculardık ve muhtemelen benden de takım içinde rahatsız olan arkadaşlarım olmuştur diyerek artık kendisinin bile Lincolne tahammülünün kalmadığını göstermiş oldu. Dilmen, Aragones, Semihi çıkarma, adam morallenmiş. Çift forvet oyna, gerekirse maç 7-2 olsun ama Semihi çıkarma sözleriyle de futbol programlarındaki Semih oynamalı mı, oynamamalı mı sorunsalına kendince çözüm getirmiş oldu.
***
Kanaltürkte yayınlanan Telegolde ise Ahmet Çakar yine esti gürledi. 3 gol atan Alexe Fenerbahçenin elebaşısı diyen Çakar bu sözleriyle Ziya Şengülü çileden çıkartmayı başardı. Tartışmanın ardından Ahmet hoca sakinleşti sandık ama bu sefer de Yıldırım Demirörenin Beşiktaşı 3. büyükten 2.5. büyük haline getirdiğini söyleyerek hem bizi yanılttı hem de Sinan Engini küplere bindirdi. Her programda Bakın beyler ben kimseye hakaret falan etmiyorum diyerek kendini savunan Çakar, 26. haftadaki programı ise maskeli baloya çevireceğini söyleyerek daha şimdiden önümüzdeki haftalarda da bu formunu sürdüreceğinin sinyallerini verdi(!)
***
Yorumcular konuşurken karşılarındaki ekranda oynanan karşılaşmayı takip etmek sunucular için zaman zaman büyük sorun olabiliyor. TRT 1deki Stadyum programında, Ömer Üründülün yorumu sırasında, aniden ve de yüksek sesle Evet sevgili seyirciler, Beşiktaş Bobo ile eşitliği sağladı diye araya giren Erdoğan Arıkan hem Ömer Üründülün hem de ekran başındakilerin yüreğini ağzına getirdi.
***
Stardaki Futbolig ile son verelim. Şampiyonlar Ligi maçlarındaki inanılmaz anlatımıyla(!) tanıdığımız Ertem Şenerin sunduğu program o kadar geç saatte başlıyor ki yakında programı izleyecek insan bulamayacaklar(!) Programın konuğu Uğur Melekenin uykulu gözlerle yorum yapması konukların da bu konudaki sıkıntılarını yansıtıyor. Gecenin 02.00sinde programa ilgi çekmek amacıyla yapılan (üstelik de daha önce defalarca yapılmıştı) Türkiyeye gelmiş en iyi yabancı futbolcu Alex mi yoksa Hagi mi? anketi ise bayat bir numaradan öteye gidemedi.
REFİK SILA GÜVENÇ
Evrensel'i Takip Et