19 Şubat 2009 01:00
Sevmeyeni kovdular!
GÜNÜN YAZILARI
Ege Çelikte, kriz bahane gösterilerek toplu kıyım yaşandı. Fabrikada bir süredir işçilere ağır çalışma koşulları ve hak gasplarına razı olmaları dayatılıyor razı olmayanların işten atılacağı söyleniyordu. Bu yaşananlar bir süre önce gazetemizde Ya sev ya terk et başlıklı haberde yer almıştı.
134 işçinin resmen kovulduğu fabrikada, işten çıkarılan işçilerin hemen hepsinin ortak özelliği 2002de gasp edilen hakları için fabrikaya dava açması ve ücretsiz izin dayatmasını kabul etmemesi.
EVLERE BELGE YOLLADI
İşçilerin söylediğine göre, Ege Çelik patronu işçilere sanki kendileri yazmış gibi, Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik kriz fabrikamızı da etkilemiştir, ben de bu yüzden bu sıkıntıyı aşana kadar ücretsiz izin ve diğer uygulamaları kabul ediyorum içerikli dilekçeler hazırlayarak imzalatmak istedi. Ancak bir grup işçi, kağıtları imzalamadı. Patron bir hafta sonra noter onaylı bir belge göndererek bu dilekçeleri imzalamadıkları takdirde işlerine son verileceğini söyledi. İki gün sonra da işçiler, Yaşanılan global krizden zarar görmeden çıkmaya yönelik olarak fabrikada uygun gördüğümüz çözüme uymadığınız ve çözüm yolu bırakmadığınız için denilerek işten atıldı.
2001 krizinden sonra da Ege Çelikte benzer bir olay yaşanmış, o zaman patron girdi-çıktı yaparak işçilerin ücretlerini yarıya düşürmüştü. Bu uygulamayı kabul etmeyen işçileri işten çıkaran patrona Türk Metal yöneticileri de yardım etmişti. Şimdi yaşanan olayda da ne patronun ne de Türk Metalin tutumu farklı değil. O dönemi de yaşayan bir işçi, Siparişleri kendilerinin geri çevirdiği söyleniyor. O zaman bu durum onların yarattığı bir kriz. Hukuken krizin olduğunu ispatlamaları lazım. Ben onun defterlerini mi tutuyorum nereden bileyim? diyor. Kendilerine verilen ücretsiz izin kararının da Çalışma Bakanlığına, İŞKURa ve işçiye 3 nüsha halinde verilmesi gerektiğini öğrendiklerini anlatan işçi, İşveren usulsüz davranıyor sonra bizi suçluyor. İşten çıkarmak için bir bahane arıyordu, onu da buldu. Sendikacılar da gelmiş imzalayın bir şey olmaz diyerek bizi etkilemeye çalışıyor. 2002de de bunu demişlerdi, utanmaz bunlar diyerek tepkisini dile getiriyor.
İŞÇİLER ZATEN HEDEFTEYDİ
İşten çıkarılan işçilerin geneli yaşadıklarının krizle ilgisi olmadığını, fabrikaya karşı açtıkları davaların hemen hemen sonuçlandığını söyleyerek, asıl sebebin davalar sonucu ücretlerinin yükselecek olması olduğunu belirtiyorlar.
Çünkü patron ücretleri düşürmeye çalışırken var olan ücretler de normal seviyesine gelerek 2 bin 500 lira dolayına yükselecek. Bu durumda fabrikada 700-900 liraya çalışan 500 yeni işçi için kötü örnek olacaktı diyen bir işçi, Eğer kriz varsa devlet destek açıkladı. İşçi çıkarmayın ben size destek vereyim dedi. 2 senede haddehane sayısını 3e çıkaran, yeni kompresörler getiren, kapasite artırımı amacıyla makineler kuran bir fabrika mı krizden etkileniyor? diye soruyor.
MÜCADELEYE DEVAM
İşçiler birlik ve beraberliklerinin bozulmadığını, aksine daha da güçlendiğini özellikle vurgulayarak, Bir araya geliyoruz, avukatımız aracılığıyla toplanıyoruz ve ortak hareket ediyoruz. İşe iade davası açacağız, hakkımız olanı bize vermek zorunda. Hukuki haklarımız neyse alacağız diyor. (İzmir/EVRENSEL)
KRİZ YOK KİN VAR!
Uzun yıllardır işletme kulede çalışan İsmail Yıldız, çalıştığı bölümün fabrikanın en kritik bölümü olduğunu belirterek, yaşadıklarını anlattı:
Bayram, yılbaşı demeden 24 saat kesintisiz çalışırdım, aylarca hafta tatili kullanmadan çalıştık. Aliağada yaşıyorum, 20 metre yürürsek denize düşeriz ama yaz boyu bir kere denize giremedim sırf üretim durmasın diye. Biz bu fabrikayı kendi çocuğumuz gibi elimizde büyüttük, her çekilen kabloda, her sıkılan cıvatada emeğimiz var. Şimdi biz reva görülen bu haksızlık insanın kanını donduruyor. Hepimizin kredi kartı borcu var.
Ben her ay 550 milyon konut kredisi ödemek zorundayım oysa evdeki tüpü değiştirmek için param yok, arkadaşımdan borç aldım.
Eğer krizi bizim 1 aylık ücretimizden tasarruf yaparak atlatacaksa alsın onun olsun. Ama altındaki 250 milyarlık arabayı değiştirse 200 işçiyi ücretsiz izine yollamak zorunda kalmazdı. Kriz varsa böyle önlem alsın. Kriz miriz yok! Sadece bize kini var.
DAYAKÇI USTABAŞIYA PATRON KORUMASI
Sözer Demir Çelikte çalışırken ustabaşı tarafından kızgın demirle dövülen Hasan Talinin açtığı dava sonuçlandı. Mahkeme Ustabaşı Ömer Buruç hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Cezanın ertelenmesine karar verilen mahkeme Aliağa Cumhuriyet Savcılığı işyerinde sorumlu kişiler olan vardiya amiri, müdür ve diğer yöneticilere ise dava açmaya gerek olmadığını savundu.
Bir yıldır tedavi olan ve bir ayağı sakat kalan Hasan Tali ise telafisi mümkün olmayan bir olay yaşadığını, buna sebep olan Ömer Buruçun hâlâ fabrikada çalışmaya devam ettiğini söyleyerek, Yaşadıklarımın asıl sebebi fabrikadaki çalışma sistemi ve bu sistemi kuran, koruyan yöneticilerdir. Ama onlar hakkında şikayetimiz dikkate alınmadı. Bana zarar veren Ömer Buruç hâlâ fabrikada çalışmaktadır. Bu durum diğer işçiler üzerinde baskı yaratmayacak mı? Buna benzer olayların daha sonra da yaşanacağı şimdiden görülebilir diyerek konuştu.
Hasan Tali, sorumlu kişiler ceza alana, ve mağduriyeti giderilene kadar davanın takipçisi olacağını söyleyerek, şöyle devam etti: Ayağım sakat kaldı, toplum içinde küçük düşürüldüm, geleceğim elimden alındı. Bütün bunlar karşılıksız kalmamalı. Ben hukuk yoluyla mücadele etmekten başka ne yapabilirim? Birilerinin bunun bedelini ödemesi lazım. İZMİR
Turan Kara
Evrensel'i Takip Et