10 Ocak 2012 10:46

Benim adım Özlem

Yaklaşık bir yıl önce okumuştunuz hikâyemi Ekmek ve Gül dergisinin sayfalarında. Adımın Yağmur olduğu yazıyordu. O zamanlar yaşadıklarımın etkisi, korkularım, kendime güvenimin olmaması beni ismimi bile söylemekten geri tutuyordu. Tüm yaşadıklarım üzerinden yaklaşık 1,5 yıl gibi bir süre geçti ve ben eski insan değilim. Adı

Benim adım Özlem
Paylaş

Bugün bayram, çok güzel bir gün, içimde güzel duygular var. Elime kâğıt kalem alıp bir şeyler yazmak istedim. Tabi yaşadıklarımın hepsini kâğıda yazmak mümkün değil ama ben kısa da olsa yazmak istiyorum. Bazen bu satırları yazabildiğime bile inanamıyorum.
Üç yıllık evliydim. Şu anda boşanma davam Yargıtay’da. Kayseri Aile Mahkemesi boşanmamıza karar verdi ama karşı taraf kararı temyiz ettiği için kesinleşmedi. Ben kararın kesinleşeceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. O insanı hiç görmüyorum, yaralarımı sarmaya çalışıyorum ama bir yere ismimi yazarken, hala onun soyismini taşıdığımı görüyorum ve bu bile geçmişi hatırlamama sebep oluyor.
Okuyanlarınız varsa belki hikâyemi hatırlar. Ben üç yıllık evliliğim süresince çok kötü şeyler yaşadım. Hala düşündükçe gözyaşlarımı tutamıyorum. Kısaca ilk günden itibaren şiddetin her türlüsünü gördüm; hakaret, aşağılama, dayak… Benim için en kötüsü de bir takım ihtiyaçlarını gidermek için yanıma yaklaşması oluyordu. Çünkü bu çok canımı yakıyordu.

Çaresizliğimden sıyrıldım
Ben burada yaşadığım kötü şeyleri tüm ayrıntısı ile yazmak istemiyorum. Çünkü insan keşkelerle yaşayamıyor. Ben tüm yaşadıklarımı geride bırakıp, hayata tutunup mutlu olmaya çalışıyorum. Sizinle hayatımdaki değişiklikleri, bana göre başardıklarımı, kat ettiğim yolu paylaşmak istiyorum. Benim için cehennem olan o evden ayrıldıktan 2–3 ay sonra yavaş yavaş kendime gelmeye başladım. Tüm çaresizliğimden sıyrılıp boşanma davası açmaya karar verdim. Bu kararı vermem bile o kadar zor oldu ki, avukatımın kapısına gidip geldim. Nihayet davayı açmak için vekâlet verdiğimde kendime bile inanamadım. Babamın bile haberi olmadı dava açtığımdan, mahkeme kâğıdı gelene kadar.
Artık kendimi ezdirmek ve o şiddeti görerek yaşamak istemiyordum. Davayı açtığım gün hayatımdan dayak yemek, hakaret duymak gibi şeyleri çıkarmıştım ama aşamadığım o kadar çok şey vardı ki, aslında hala daha aşmaya çalıştığım. Belki de ömür boyu yaşadıklarımı unutmaya ve aşmaya çalışacağım.
Mahkeme esnasında karşıma iki insan çıktı ve benim için hayata dönüş oldu onlar. Çünkü gerek psikolojik olarak, gerek hayata bakış açımın değişmesi açısından çok yardımcı oldular bana. Onların destekleri hayatımda çok şey değiştirdi. O kişileri iyi ki tanımışım. Bunu etrafınızdaki, benim gibi çaresiz insanların manevi desteğinize ne kadar ihtiyaçları olabileceğini düşünmeniz için söylüyorum.

Ben o eski ben değilim
Evden ayrıldıktan sonra ailemle yaşamaya başladım. Kilim dokuyup sattım. Kısa bir süre sonra evliyken çalıştığım fakat sağlık problemlerim nedeniyle ayrıldığım işyerinde tekrar çalışmaya başladım. Çalışmak kendime güvenimi artırıyordu, her geçen gün kendimi daha iyi hissediyordum. Arkadaşlarım gülebildiğimi görünce şaşırıyorlardı, “Gülebiliyorsun, espri bile yapabiliyormuşsun” diyorlardı, yürüyüşümün bile değiştiğini söylüyorlardı. Sizin hiç gülerken yanaklarınız acıyor mu? O kadar uzun süre gülmeyen insan, bir süre sonra gülmeye başlarsa yanakları ağrıyor. Çektiğim ağrı yanak ağrısı olsun diyorum, yine gülüyorum.
Ben ilkokul mezunuyum. Ama arkadaşlarımın yardımıyla çalıştığım işyerinde birçok şeyi yapabiliyorum. Kendime her geçen gün biraz daha güvenim geliyor. Daha önceki yazıda okumaya dışarıdan devam edeceğim vardı. Evet 17 yıl sonra ilkokul 6. sınıfa kaydımı yaptırdım. Ders çalışırken, kitapları okuduğumda, bir şeyler öğrendiğimde çok mutlu oluyorum. Zaman buldukça ders kitaplarının dışında bir şeyler de okumaya çalıyorum. Bilinçli olmak çok güzel, hayatın farkında olmak çok güzel. Sosyal hayatım oluşuyor, önceden kimseyle görüşemezdim artık çok olmasa da arkadaşım var. Ders çalışabilmek için bilgisayar aldım, kullanmasını hiç bilmiyordum, pat çat öğrendim. Bilgisayarın başında ders çalışırken internetten yanlışlıkla bir şeye üye olmuşum. Karşıma İngilizce yazılar çıktı. Ordaki yazıları İngilizce sözlükten tek tek karşılaştırıp üyeliğimi iptal ettim. Bu benim için öyle büyük bir büyük başarıydı ki sevinçten ders bile çalışamadım.
İşyerinde de eski Özlem değilim, önceden insanların yüzüne bakamazken şimdi daha cesaretliyim. İnanmayacaksınız ama geçen gün patrona “neden benim mesailerimi bordroya yazmıyorsunuz, ben her gün 2-3 saat mesaiye kalıyorum ve bunun bordroda gözükmesini istiyorum” dedim. Bunları söylediğime ben bile inanamadım. Ama işverenlerimin benim eski Özlem olduğumu düşünerek davranmaları canımı sıkıyor. Ben o eski ağzı var dili yok Özlem olarak görülmek istemiyorum.

Kendime birçok şey kattım
Yaşadığım şeyler bana o kadar çok şey öğretti ki. Bir yıl öncesinde kendimi 40 yaşında hissederdim. Hayattan, yaşamaktan bıkmıştım. Ta ki boşanma davası açana ve o şiddet ortamından kurtulana kadar… Ondan sonra devamı geldi. Şimdi bazen vekâlet çıkarmak için çektirdiğim fotoğrafı ve yeni çektirdiğim fotoğrafı elime alıyor ve bakıyorum. Ne kadar değişmişim diyorum. Eski fotoğrafımı tanıyamıyorum. O eski fotoğraftan eser kalmamış olması beni o kadar mutlu ediyor ki. Şu an geldiğim nokta belki bazılarınız için çok önemli olmayabilir, ama ben yapabildiklerimi düşündükçe kendime inanamıyorum.
Kendime birçok şey kattım. Üç yıl boyunca yaşadıklarımı bir ben yaşıyorum sanırdım. Oysa benden daha kötü şeyler yaşayanlar varmış. Gazetelerden, televizyondan kadına şiddet haberleri eksik olmuyor; ama ben inanıyorum ki önce kendine güven ve dayanışma olduğu zaman bu bitecek.
Ayaklarım üzerinde durabiliyorum. Okuluma devam edip, kendimi ilerletmek istiyorum. Sadece yeni şeyler öğrenmek istiyorum, daha güçlü olmak için...  
Bazen suskunluk çok şey anlatır. Anlayana kelimelerin anlatamadıklarını haykırır, aslında bir kaçış değildir suskunluk, anlayana rest çekmenin asil halidir. Kelimelere döküp yazamadığım şeyler için yazdım, bunu da. Ama artık daha fazla susmak istemiyorum… 

ÖNCEKİ HABER

Kombi ve doğalgaz sayacı evimize duvar süsü oldu

SONRAKİ HABER

Gelecek uzun sürer

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...