23 Şubat 2009 01:00

Hükümet madencilerin arkasında


MADEN Mühendisleri Odası’nın düzenlediği Altın Politikaları Sempozyumu, önceki gün yapılan oturumlarla sona erdi.
Altın Borsası, Kuyumcular Borsası, Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Altın Madencileri Derneği gibi pek çok kurumun, davetli olmalarına rağmen sempozyuma katılmamaları dikkat çekti. Sempozyumun son oturumunda yaşadıkları bölgelerde siyanürle altın çıkarılmasına karşı mücadele eden Bergama, Kozak Yaylası, Kazdağı, Tunceli-Ovacık ve İnay köylülerinin temsilcileri konuştu.
1400 AİLENİN GEÇİM KAPISI
Kozak Yaylası’ndaki mücadeleyi anlatan Gülden Karabudak, altın madenciliğinin yörenin geçim kaynağı olan fıstık çamı ormanlarına zarar vereceğini söyledi. Altın madeni iki buçuk yılda 60 milyon YTL kazanç sağlarken, aynı dönemde sadece çam fıstığından elde edilen ihracat gelirinin 107.2 milyon YTL olduğuna dikkat çeken Karabudak, 1400 ailenin geçimini fıstık çamından sağladığını, ancak madenin sadece 300 kişiyi istihdam edebileceğini aktardı. Kozak Yaylası’nda altın çıkarmanın hiçbir ekonomik getirisi olmadığını belirten Karabudak, tüm meslek odalarını ve üniversiteleri bölgeyi incelemek için Kozak Yaylası’na çağırdı. Karabudak, yürüttükleri mücadelede sürekli karşılarına engeller çıkarılırken, maden şirketine her türlü kolaylığın tanınmasına “Allah mı bunlar?” diyerek tepki gösterdi.
HIRSIZ KİM?
Altın madeni işletmecisi TÜPRAG şirketi hakkında 50 milyon TL manevi tazminat davası açan İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı, altın madenciliği sonrası Kışladağ’ın diğer adının ‘kaygı’ haline geldiğini söyledi. 2007 yılında 2 bin kişinin siyanür nedeniyle zehirlendiğini, yüzlerce hayvanın telef olduğunu, sakat doğduğunu anlatan Sakaryalı, “Bize bunların madenden kaynaklanmadığını ispatlayın” dedi. Kışladağ’da 1 gram altın için 2.5 ton atık çıkarıldığını aktaran Sakaryalı, “Bize çapulcu diyorlar. Çapulcu hırsız demektir. Kim bizim ağaçlarımızı kesiyor? Kim toprağımıza el koyuyor? Hırsız kim” diye sordu.
MAHKEMELERE RAĞMEN...
EGEÇEP’in Hukuk Danışmanı ve İzmir Birlikte Başaracağız Platformu Bağımsız Belediye Başkan Adayı Arif Ali Cangı da Bergama’da yürütülen hukuk mücadelesi hakkında bilgi verdi.
Madenin mahkeme kararlarına rağmen, bazen bakanların bazen de ABD büyükelçilerinin devreye girmesiyle faaliyetlerine devam ettiğini anlatan Cangı, Bergama halkının mücadelesinin hukuk ve çevre hakkının korunması bakımından da önemli bir dava olduğunu söyledi.
Oturumun soru-cevap kısmında bazı maden mühendislerinin; “Burada söylenenlere bakılırsa hiçbir yerde madenleri işlememek lazım” şeklinde eleştiri getirmeleri ise dikkat çekti. Bazı mühendisler de bölgelerden gelen temsilcilerin neye karşı olduklarını bilmediklerini iddia ettiler. (Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et