26 Şubat 2009 01:00
ESKİKENT YAZILARI
Herkesin bir eski kenti vardır
Benim kentimde, her gün basmadan giyinen bir nehirdi Porsuk. Basma fabrikasının o gün dokuduğu kumaşın rengi neyse, o da aynı renkte akardı.
Bir zamanların o inci gerdanlığı, başkalarının eskisini giymekten kendisi olmaya fırsat bulamamıştı uzunca bir zaman.
Nasılsa her şeyimiz Sümerbank Mağazasından alınıp naftalin kokuları içinde sandıklara dürülüyordu ve iyi günlerde çıkarılıp giyiliyordu ya, Porsukla aynı örnek giydiğimiz bile söylenebilirdi.
Herkesin kentinde mevsimler vardır
Benim kentimde bahar gelince, Porsukun etrafında dizili söğütlerin aşağıya sarkık yeşil dalları, cetvelle çizilmiş gibi durgun suyun gövdesine eğilip sanki sadece onun anladığı bir dilden izler bırakırdı.
Sonra sonbahar İnsanın içine işleyen bir hüzünle yapraklarını dökerdi söğütler.
Ve kış Nedense hep kar örtüsünün altında bir masal büyüsüyle uykuya dalardı Eskişehir ve Porsuk.
Herkesin çocukluk masalları vardır
Bizim, kuzine başında kim bilir kaç kez yeni duyuyormuş tazeliğinde dinlediğimiz masallar, eviçlerinden çıkarak avluya, oradan sokaklara ve oradan da kentin geniş caddelerine dağılan bir fısıltıydı sanki.
Herkesin mahallesi vardır
İşçilerin yarattığı Sümer Mahallesi, diğer emekçi mahalleleri gibi günü ilk karşılayan olmanın telaşıyla hareketlenirdi.
Biz uyandığımızda, sanki o geceden kalma masalın sokaklara dağılan sözcüklerini sohbete dönüştüren fabrika işçileri, sabahın ilk ışıklarında uzayan gölgeleriyle çoktan Basma Fabrikasının yolunu tutmuş olurlardı.
Aynı hareketlilik, gidip baksanız Şeker Mahallesinden Şeker Fabrikasına doğru akmaktaydı
Herkesin mahallesi değişir
Bizim mahalleler de değişti.
Bahçesinde meyve ağaçlarının bulunduğu tek katlı evler, hormon verilmiş gibi büyüdü. Önce iki, sonra üç katlı binalara dönüştü.
Eski komşulukların yerini yeni ilişkiler aldı. Bir evin bahçe duvarından, öbür evin bahçesine seslenen bir kadının Ayde mori (Haydi kızlar) diyen seslenişi, hâlâ kulaklarımda durur.
Şimdi o sesleniş, o eski evlerin değişen yüzüyle bir sessizliğe büründü bende
Sadece evler mi değişen?
Hayır!
Özelleştirmeyle Basma Fabrikası el değiştirdi yıllar önce, sırada Şeker var
Tabii her şey gibi Eskişehir de çok değişti. Anlattığım yaşanmışlıkların üstüne çok şeyler eklendi; çok şey tersyüz oldu.
Kimi yönüyle kötü, kimi yönüyle iyi
Yerel gazetelerin sayfaları bunun tanıklıklarıyla dolu.
*
Bu medya sayfasında ne işi var bu yazının? diyebilirsiniz.
Haklısınız da
Fatih Polat da böyle bir yazı istememişti aslında benden
Ama dikiz aynasından bir kentin çocukluğuna bakmadıkça o kentin bugününü ve yarınını yazmak zor geliyor bana.
Bu yazı da bir kentin çocukluğuna bakıştı bir bakıma
Tam 49 yıldır Eskişehirin sokaklarına nöbetçi durmanın ayrıcalığı olsun diye siz merhabadan sayın bu yazıyı ne olur.
Hatta bu ilk sayfayı
Sonraki yazılarda, sonraki sayfalarda Eskişehirin caddelerini, sokaklarını, evlerini, fabrikalarını, kahvehanelerini, hastanelerini yazmak için
* Eskişehir Sonhaber Gazetesi Yayın Danışmanı
RAHMİ EMEÇ*
Evrensel'i Takip Et