10 Ocak 2012 08:27

Anne ben nasıl oldum?

Çocukların cinsel eğitimi, ebeveynlerin çocuk yetiştirme sürecinde en çok zorlandıkları konulardan biri. Aynı zamanda en çok yanlış ve eksik davrandığımız konulardan biri. Genellikle çocuklar sorular sormaya başladığında “Ne yapacağız?” diye düşünmeye başlarız. Uygun cevaplar bulmaya çalışır, beceremezs

Anne ben nasıl oldum?
Paylaş
Sultan Saygılı

Hepimizin farklı deneyimleri, kendince bulduğu yöntemleri vardır çocukların soruları karşısında. Bu deneyimler ve yöntemler, kendi cinsellik bilgimizden ve cinselliğe bakış açımızdan doğrudan etkilenir. Nasıl açıklayacağını bilememek; kendi bildiği kadarıyla açıklamak, konuyla ilgili konuşmamak, “acele etmeye gerek yok, nasıl olsa öğrenecek” diyerek ertelemek, çocukların sorularını yok sayıp konuşmamak; çocuğa kızmak ve bir daha sorular sormasını engellemek; çocuğun soru sormamasını ummak ya da çocuktan hiç bir şey gizlememek...  Bunlar ebeveynlerin çocukların cinsel eğitimleri konusunda aldığı tutumlar.
Yapılan araştırmalar ebeveynlerin çoğu cinsellik ve üreme hakkında çocuklara erken yaşta bilgi verilmesi gerektiğini savunurken, aynı ebeveynlerin çocuklarına bu konuda bilgi vermediklerini de ortaya koyuyor. Bu da aslında ebeveynlerin bu konuda nasıl davranacakları konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını gösteriyor.
Çocukların cinsel eğitimi konusunda belki de en başta yaşadığımız karmaşa, cinsel eğitimin kapsamı ile ilgili. Genellikle cinsel eğitim deyince çok sınırlı, sadece cinsellikle ilgili konular akla geliyor. Oysa cinsel eğitim, sadece cinsel bilgilerin verildiği, üreme organlarının tanıtıldığı, doğum olayının anlatıldığı bir konu değil. Çocukların kendi bedenlerini ve özelliklerini tanıması, bilmesi, aynı zamanda karşı cinsin bedenini tanıması ve saygı duymayı öğrenmesini sağlayacak, yani çocukların kendi bedenleri ve cinsel kimliklerini ve bununla bağlantılı konuları da kapsayan çok geniş bir alan.
Cinsel taciz ve istismarın yaygınlığı da dikkate alındığında, kadınların en büyük korkularından biri özellikle kız çocuklarını cinsel tacize karşı koruyamamaktır. Cinsel eğitim, çocukların kendi bedenleri üzerindeki haklarını, böylece başkalarına karşı bedenlerini korumayı öğrenmelerini, herhangi bir istismar durumunda ise bunu güvenecekleri kişilerle paylaşabilmelerini kolaylaştıracak önemli bir araçtır.
Bir yandan cinsel eğitimin çocuklar için önemi, aynı zamanda ailelerin bu konuda yaşadıkları zorlukları göz önünde bulundurarak Ekmek ve Gül dergimizin sağlık sayfasında bu konuyu ele almaya karar verdik. Önümüzdeki sayılarda dergimizin sayfalarında çocuklarda cinsel eğitim deyince ne anlamamız gerektiği, ailelere bu konuda nasıl bir sorumluluk düştüğü, çocuklara nasıl yaklaşmamız gerektiği, cinsel eğitimin çocukların gelişimleri ve yetişme süreçlerinde nasıl etkileri olduğu, hangi kurumlardan yardım alabileceğimiz hakkında yardımcı olacak bilgiler ve bu alanda çalışan uzmanların görüşlerini bulacaksınız.
Bu sayımızda ise kadınların deneyimlerini dinlemekle başlamak istedik. Ve gördük ki, anneler, cinselliği konuşmaktan çekiniyor, zorlanıyorlar.


Belgin (55 yaşında, yüksek okul mezunu, iki kızı var): Bebeklerin nereden geldiğini sorduklarında ise “Leylekler getirdi” biçiminde yanıtlar vermemiş. Vücutlarını tanımalarını kolaylaştırmak için, kızları 10 yaşlarındayken “Mavi Göl” adında bir filmi izlemeleri için ortam hazırlamışlar. Film esnasında kendileri yan odada olmayı tercih etmişler. Adet dönemi öncesinde ise vücutlarında gelişecek durumun doğal olduğunu, korkmaması gerektiğini anlatmış, yapması ve bilmesi gerekenler hakkında bir ön açıklama yaparak kızlarını hazırlamaya çalışmış.

Songül (Ev kadını, 41 yaşında, iki oğlu var): Çocuklarının kendisine cinsellikle ilgili soru sormadıklarını, bir defasında oğlunun “çocuk göbekten mi çıkıyor?​” diye sorduğunda ise “evet” demekle yetindiğini anlatıyor.

Cennet (56 yaşında, 3 yetişkin çocuğu var): Çocuklarının kendisine cinsellikle ilgili soru sormadıklarını, “arkadaşları ile konuşarak sorularına cevap aramaya çalıştıklarını”, bunu onların yetişkin olduktan sonra kendisine aktardıklarından öğrendiğini anlatıyor.

Şule (31 yaşında, sınıf öğretmeni ve bir kızı var): Kızının fazla soru sormadığını, daha küçük yaşlarda, “Ben nasıl oldum?​” diye sorduğunda ise “anne ve babanın birbirine yakınlaşması sonucu annenin yumurtası ile babanın spermi birleşti, anne karnında büyüdükten sonra da doktorlar karnımdan keserek aldılar, böylece sen oldun” diyerek cevaplamaya çalıştığını belirtiyor. Karşı cinsle ilgili sorularına ise kreşte arkadaşlarını gözlemleyerek cevap bulduğunu söyledi.
Döndü (47 yaşında, emekli sınıf öğretmeni ve yetişkin bir oğlu var): Deneyimini şöyle anlatıyor: “Oğlum bana ‘Anne ben nasıl oldum?​’ diye kalabalık içinde sorduğunda, sorusuna o an geçiştirmek istedim fakat nafile. Sonra ‘karnımdaydın, doktorlar seni karnımdan çıkardılar’ diye cevapladım. Bunları daha çok 3 yaşlarındayken soruyordu, ileriki yaşlarda çok fazla soru sormadı. Küçük yaşlarda, ortalıkta çıplak ya da donsuz gezip ve pipisi ile oynadığında ise güler geçerdik ayıp falan demedik.”

BEN HER ŞEYİ GÖRDÜM
“Çocuklarım köyde doğayı gözlemleyerek sorularına cevap bulmaya çalışmış olsa gerek. Çok fazla soru sormadılar” diyerek muzipçe gülüyor Sabur hanım. “5 veya 6 yaşlarındayken kızımın ‘Ben nasıl oldum?​’ sorusuna ‘karnımdan çıktın’, şeklinde cevap vermiştim. Daha sonra, komşumuzun ‘ben doğuruyorum’ diyerek eve girmesinin ardından, kızımı göbek bağını kesmek için gerekli olan jileti almaya bakkala göndermiştim. Fakat o telaşla, onu daha sonra odadan çıkarıp çıkarmadığımızı hatırlamıyorum. Doğum sahnesini bir kenarda izlemiş olsa gerek. Bize birkaç gün sonra ‘Yalancılar, bana yalan söylediniz. Çocuk popodan oluyor, ben her şeyi gördüm’ deyince anladık.”

ÖNCEKİ HABER

Roj TV kapatılmayacak!

SONRAKİ HABER

Bu kadınlar depremi her gün yaşıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa