27 Şubat 2009 00:00

BAŞYAZI

Çarşamba günü saat 11.45’te, Amsterdam Havaalanı’na inişi sırasında havaalanına birkaç yüz metre mesafede THY’nin bir uçağı düştü.

Paylaş

Çarşamba günü saat 11.45’te, Amsterdam Havaalanı’na inişi sırasında havaalanına birkaç yüz metre mesafede THY’nin bir uçağı düştü.
Haber önce, “143 yolcu ve 6 mürettebatın tümü öldü” diye verildi. 15 dakika sonra haber, “Sadece bir kişi ölmüş, 20 kadar yaralı var” biçiminde düzeltildi. Yarım saat sonra, “Ölen yok, bazı hafif yaralılar var” diye yeniden düzeltildi! THY yetkilileri, saat 16.00’ya kadar bu açıklamada ısrar etiler. Ancak saat 16.00’dan sonra, “Kazada 9 kişinin öldüğü, bir bölümü ağır 84 yaralı olduğu gerçeği ortaya çıkabildi.
Sadece ölü ve yaralı sayısı mı?..
Gün boyu uçağın düşme nedeni de spekülatif tartışmaların konusu oldu. Bu tartışmalara THY yetkilileri de katıldılar. Bir ara; Hollanda televizyonunun, “uçağın, tasarruf nedeniyle az benzinle kalkış yaptığı ve benzin bittiği için düştüğü” haberi ile “Hollanda’ya karşı savaş açmaya karar vermiş bir eda” ile Hollandalı yetkililer suçlanmaya bile başlandı. Çünkü THY uçağı düşmüşse; ya türbülans filan gibi “Allah’ın takdiri” ya da yabancı havaalanı sorumlularının yanlış yönlendirmesiyle düşer! “Benzin yetmemiş”; “yok motor durmuş”, bunlar düşmanların uydurmasıdır!
Doğal olarak uçağın düşme nedeni henüz belli değil. Ama iki konu çok önemlidir. Bunlardan birisi; “ekonomik nedenlerle uçağın az benzinle kalkış yapıp benzinin bitmesi sonucu düşmesi”dir. Diğeri ise Evrensel dışında basında geçmeyen, ama THY’de AKP’li kadroların oyunlarını izleyenlerin yakından bildiği, THY’nin Teknik AŞ Müdürlüğü’nde AKP Hükümeti’nin kadrolaşma girişimleriyle de kalmayıp (Teknik AŞ müdürünün, işlerin iyi gitmesi için apronda deve kurban ettiği herkesin hafızasındadır henüz), kurumda yetkili sendikanın yetkisini düşürmek için Hak-İş’e bağlı Çelik-İş’i devreye sokmasıdır. Bu durumun sonucu olarak da teknik personel arasında ayırımcılık ve baskıların, uçakların teknik bakımlarının sağlıklı yapılmasını tehdit eden boyutlara varmasıdır.
Bir hafta önce Hava-İş Sendikası, Teknik AŞ’deki basıklara ve iş yoğunluğuna dikkat çekerek, bu müdahalelerin hava taşımacılığında sorunlara yol açacağı konusunda uyarmıştı.
Kaza olduğundan beri olup bitene bakınca; “kazanın gerçek nedenini”, eğer bizimkilere kalırsa, “Allah’ın taktiri”nin ötesinde öğrenmemiz çok zordur!
Çarşambanın ikinci önemli olayı ise Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay’ın sırlarla dolu “intiharı”dır.
“Özel Harekat” gibi zaten sırlarla kuşatılmış bir kurumun en başında 13 yıldır görev yapan kişi intihar etmiştir! Hiç alışık olunmadık biçimde yanında emekli bir emniyet müdürü de vardır. Ben bugüne kadar, yanında önemli bir kişiyi de alarak tek kurşunla intihar eden bir yüksek görevli (hatta sıradan bir yurttaş) hiç duymadım. Ama demek ki, onların sırlarına biz ölümlülerin aklı ermiyor olmalı ki, her şeyden şüphe eden etkili ve yetkili makamdaki kişiler, “solak bir adamın neden sağ eliyle intihar ettiği” gibi önemsiz ayrıntılara takılmıyorlar!
İşin ilginci; Behçet Oktay arabasının içinde mi, dışında mı intihar etmiştir; kapıyı açamayan sevgilisine sinirlenerek mi, yoksa o taşıdığı sırları artık taşıyamadığı için bir “onur intiharı” mı yapmıştır? Sevgilisine giden adamın yanında emekli emniyet müdürünün işi nedir? İntihar eden müdür, bir kahraman mıdır (Emniyet Genel Müdürü öyle diyor) yoksa Ergenekon’un sırlarını mı götürmek istemiştir? Ergenekoncular, neden göstere göstere çelenk göndermişlerdir?
Apar topar cenaze töreni yapılıp intihar eden “kahraman” ilan edildiği halde, bütün bu ilk anda akla gelen soruların yanıtları karanlıktadır. Tıpkı, herkesin bile bileceği THY uçağının düşüşüne dair bilgilerin üstünün örtülmek istenmesi gibi, bu “intihar” da tam bir “sırlar burgacına” itilmiştir.
Herhalde her iki olayın da teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda böyle inanılmaz bu kadar belirsizlikler içinde kalması, kabul edilir değildir. Ve bu kadar sır, ancak büyük suçları saklamak içinse anlaşılabilirdir!
Umalım ki öyle olmasın!
İHSAN ÇARALAN
ÖNCEKİ HABER

Babası gibi ölümle pençeleşiyor

SONRAKİ HABER

Vakit yazarı Üzmez’e kötü haber

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa