1 Mart 2009 01:00

NOT


Kürtçe yasağını ne güzel kaldırmışken, mecliste Kürtçe konuşmanın zamanı mıydı şimdi!
AKP Hükümeti ve çevresinin, DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün Meclis grup toplantısında yaptığı ve TRT’de anında kesilen Kürtçe konuşmasına ilişkin tepkisi böyle özetlenebilir.
Şaşkın ve kızgınlar. Oyunu bozulmuş, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi... “Provokasyon” diyorlar... “Şov” diyorlar...
Ve seçim meydanlarında övünülen bütün o “yasakları kaldırdık” nutukları yutulmuş gibi, Anayasa ve yasalara aykırılıktan yani yasaklardan bahsediyorlar...
Bütün bunlar, bir kez daha açığa çıkmış Kürtçe yasağını “anlaşılır” kılmaya çalışmak için...
Evet gerçekten de bir “oyunbozan”lık var.
Zira bir oyun var ortada.
AKP Hükümeti üzerinden sahnelenen ve Sayın Türk’ün üç beş dakikalık Kürtçe konuşmasıyla bozuluveren bir oyun...
TRT Şeş ile birlikte Kürtçe yasağının artık kaldırıldığı, kimlik meselesinin de esasen çözüldüğü propogandasıyla Kürtler üzerinde ideolojik hegemonya oluşturmayı hedefleyen bir oyundu oynanan. “Oyunbozan”ın oyuna müdahalesi sonrası, “yargı derhal görevini yapmalıdır” diye çağrı yapan Genelkurmay’ın da mutabık olduğu; Kürt siyaseti ve siyasetçisini asla kabul etmeyen, ona ancak seyircilik ve giderek tasfiye olma rolü biçen bir oyun...
Şimdi bozulan bu...
O yüzden “şov yapıyorlar” diyor Başbakan ve kendisinin de TRT Şeş’i Kürtçe selamladığı hatırlatılınca, “ben sadece bir cümle konuştum” diye de savunmaya geçiyor.
“Ben yasakları sadece bir cümlelik deldim” demek mi oluyor bu!
Neresinden tutacaksın bu acemi oyuncu ucubeliklerini...
Anadilini konuşan Ahmet Türk şov yapmış oluyor ama bölük pörçük ezberlediği bir iki Kürtçe kelime ederek, “TRT Şeş’le Kürtçe yasağını kaldırdık” diye meydanlarda caka satmak şov olmuyor!
Aslına bakarsanız, “bir cümle” bile konuşmuyor Başbakan. Sadece konuşur gibi yapıyor. Hatta, bırakalım bir cümleyi, sular seller gibi Kürtçe şakısa da bir şey değişmeyecek, yine “konuşur gibi” yapıyor olacaktı.
Sorun da bu değil midir zaten...
“Konuşur gibi” yapmak...
“Çözüyorum gibi” görünmek...
Evet, TRT Şeş’le Kürtlerin dil ve kimlik taleplerini karşıladığını söylemek de bu “...gibi görünmek” oyununa dahildi.
Şimdi oyunun dışındaki Kürt siyasetçi basit ama tarihsel bir ‘müdahillik’ yapınca, yasakçı damar hemen kabarıveriyor, yasaklar ve Anayasa ihlali hatırlatılıyor.
Oysa sorun, Meclis’te Kürtçe konuşmanın Anayasa’yı ihlal etmesi değildir.
Tam tersine, Anayasa ve yasaların Kürtlerin hak ve özgürlüklerini ihlal ediyor oluşudur. Yapılması gereken, bir halkın en insani haklarının gaspedilmiş olmasını Anayasal hale getiren yasaklara sığınarak “...gibi yapmak” oyunu oynamak değildir.
Böylesi bir oyunun gerçeğin gücü karşısında hükmünün olmayacağı açık değil miydi zaten. İşte gerçeğin gücüne dayanan, yerinde ve zamanında yapılmış bir hamle, bu illüzyonu deşifre etmeye yetiyor. Sahnedeki acemi sihirbazın ağzından düşmeyen “TRT Şeş, be xêr be” repliği, yerini “Anayasayı ihlal ediyorlar” yasakçılığına bırakıyor hemen.
Ahmet Türk’ün TRT3’te canlı yayınlanırken kesilen konuşmasını ve bu konuşmaya Başbakan ve AKP çevresinin tepkilerini, özellikle TRT Şeş’in haber bültenlerinde Kürtçe izleyen Kürtler’in muhakeme yeteneğinden yoksun olduğunu düşünecek kadar arsız, utanmaz ve cahiller...
Durum, tam da Halil İncesu arkadaşımızın Günlük’te yayınlanan karikatüründe Başbakan’ı konuşturduğu gibidir: “Televizyon bile verdik, hala anadilimi konuşacağım diye ısrar ediyorlar...Anadilini de al git...” !
İşte böyle, oyun bozulup maske düşünce, ortada sırıtan gerçek yüz aynen budur.
Kürtler bu yüzü iyi tanıyor artık...
VEDAT İLBEYOĞLU

Evrensel'i Takip Et