06 Mart 2009 00:00
Ulaşabilsek...
Atatürk Mahallesinin Bornovanın yüksek bir tepesinde kurulmuş, İzmir körfezine ve Bornova ovasına tepeden bakan bir konumu var.
Atatürk Mahallesinin Bornovanın yüksek bir tepesinde kurulmuş, İzmir körfezine ve Bornova ovasına tepeden bakan bir konumu var. Bu çıplak dağın imara açılması gecekonduyu önlemek içinmiş. Ağırlıklı Tunceli Alevilerinin, Kürtlerin, Anadolu ve Balkan Türklerinin yerleştiği büyük bir yerleşim yeri, Atatürk Mahallesi.
Bu kadar dağınık çevreden gelip yerleşen emekçiler, farklılıklarını değil ortaklıklarını birlikte yaşamaktadırlar.
Her ne kadar İzmir Körfezine kuşbakışı baksa da, yatırımlar ve sosyal yaşam anlamında Bornovanın kenar mahallelerinden biridir, Atatürk Mahallesi.
İşletmelerin olmadığı bu mahallede çalışanların çoğunluğu inşaat işçisidir.
Kriz her emekçiyi vurduğu gibi, inşaat sektörünü de daha ağır vurduğunu kahvelerin gün boyu dolu olması göstermektedir.
İşte böyle bir ortamda Birlikte Başaracağız Platformundan Emek Partisinin Bornova Belediyesi Başkan Adayı Mehmet Kamil Balın seçim bürosunu açtık. Büro mahallenin merkezi olan kahvelerin arasında ve CHP ile karşı karşıya.
Seçim bürosu açılışı için yaptığımız çalışmalarda, halkın krizden nasıl etkilendiğini, seçimlerden ve partilerden neler beklediğini kendi ifadeleriyle daha net görmeye başladık.
Aylardır Bornova merkeze inemeyen, mahallede kurulan pazara sabah akşam iki kez geldiği halde bir kilo bir şey alamadan geri giden kadınları dinledik.
Büronun önünden geçerken, adayımızın camdaki resmini görüp taleplerini okuyup, siz ne vereceksiniz diye içeri giren işsizlerle krizi konuştuk.
Bunların içinden ilgincini sizlere bu kadar açıklamadan sonra aktarmak istiyorum.
Kahveden çıkan üç kişi karşıdaki CHP bürosunu kolladıktan sonra büromuza girdiler. Selamlaşarak oturdular. Adayın Aleviye benzediğini ve Alevi olup olmadığını sorarak söze başladılar. Ben, Alevi olmadığını ama Aleviler gibi düşündüğünü, herkesin inancını serbestçe yaşamasını, okullarda zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istediğini söyledim. Kendisinin sadece Emek Partisinin adayı olmadığını tüm emekten yana, barıştan, kardeşlikten ve eşitlikten yana Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin ve dışlanmışların adayı olduğunu ekledim.
Tuncelili Ali, Sizin Belediye Meclisinde Alevi var mı? CHP bizi kandırdı, hiç Alevi göstermedi. Kürtte yok, 1. sırada görevdeki Belediye Başkanı var. O başkan işçileri sendikalı oldu diye işten attı dedi. Diğer birisi Geçen gün yukarıdaki kültür merkezinde toplantı yapıldı, oyları bölmeyelim, burayı AKPye kaptırmayalım dediler. Bizde Sizin belediye meclisinizde kimler var, bunları kim seçti. Ben Aleviyim bizden kimse yok. Bu adayları biz belirlemedik. Önce siz bizi bölmüşünüz. Bizden kendiniz için oy istiyorsunuz. Ama orada biz yokuz diye karşı çıktık diyerek yaşadıklarını anlattı.
Ben de, Bu süreçte taleplerden, söylemlerden çok yapılanlara bakmak gerekir. Miting meydanlarında yolsuzluk dosyaları, cezaevlerinde birçok belediye başkanı ve meclis üyesinin yattığını söyledim. Oylar kaldırım taşlarına, taşeron kasalarına, doğanın talanına ve işçi düşmanlarına gitmesin. Bu kez oyları, kendimize kullanalım boşa gitmesin, bölünmesin dedim. Bu güzel sohbetten sonra, tekrar geleceğiz diyerek karşı kahveye gittiler.
Ulaşabilsek anlaşılacağız ama
Orhan Yüce