9 Mart 2009 01:00

Emekten yana olanların sesi daha çok çıkmalı!


İşsiz kalmak, gelecek korkusu yaşamak, akşam çocuğunuza biraz bisküvi ve çikolata alamamak ya da cebine okul harçlığı koyamamak... Kira derdi, ödenmeyen taksitler, icra korkusu, her şeyden kötüsü de işsizlik belası... Liman-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Ambarlı liman işçileri, bu duyguları her gün yaşıyorlar. Yaklaşık 8 aydır direnişlerini sürdüren liman işçileri, zor günler yaşasalar da geleceğe umutla bakıyorlar. Çünkü onları birbirlerine bağlayan mücadeleleri, hayat okulu haline gelmiş. Sendikalaştıkları sürede iş güvencesi yasasının işlemediğini, patronun istediği gibi işçi atmasından, iş mahkemelerinde kısa sürede bitmesi gereken davaların da çok uzun zaman sürmesinden anlamışlar, düzenin kendi aleyhlerine işlediğini. Hayata dair daha birçok gerçeği burada öğrenmiş liman işçileri. Hangi parti neyi savunuyor, kim kimden yana, böyle bir süreçte az da olsa algılamış durumdalar. Örneğin ilk başta AKP onlar için işçiden ve emekçiden yana bir parti olarak görünse de, yaşananlar bu görüşü tersine çevirmiş.
İçlerinde henüz AKP’den umudunu kesmeyenler olsa bile önemli bir kısmı artık AKP Hükümeti’nin işçiden yana olmadığını biliyor. Çünkü ne Başbakan ne de onların çalışma bakanı ve partinin yerel örgütleri seslerini duymuş. Liman işçileri, “Seçim zamanı yine gelip oy isteyecekler, biz tabii oyumuzu bunları değerlendirerek vereceğiz. Direniş zamanında Emek Partisi’nin desteğini gördük. Fakat genel olarak çalışmayı zayıf buluyoruz. Böyle düşüncelere sahip olan bir partinin sesini daha çok duyurması gerekiyor. Televizyonlarda, gazetelerde daha çok duyulması lazım” diyorlar.
OYLAR EMEKTEN YANA OLANLARA
Geçen seçimlerde AKP’ye oy veren Yahya Can, “AKP bize sırtını döndü. Şimdi sıra bizde, oy vermeyeceğiz” diyor. Yedi aylık işsizlik döneminde zor günler yaşayan Can, bu süre içinde hem ailesiyle hem de ev sahibiyle problemler yaşadığını aktarıyor. Mücadelelerinde haklı olduklarını söyleyen Can, bunun açtıkları işe iade davasını kazanmalarıyla doğrulandığını ifade ediyor.
Rasim Dağdelen de işe iade davasını kazanan işçilerden. İşçinin fabrikadan ve hükümetten ağzı yandığı için örgütlendiğini belirten Dağdelen, direnişte olduğu süre içinde işçinin işçiden başka dostu olmadığını öğrendiğini dile getiriyor. Yedi ayı aşkın zamandır sürdürdükleri direnişleri süresince evine icra geldiğini ve borçların da çoğaldığını anlatan Dağdelen, “Bu sistem, parası ve pulu olandan yana. İşçileri kim temsil ediyorsa işçiler ona oy versin. Emekten yana olanlara oy verilsin, ben tercihimi öyle yapacağım. Geçen dönem MHP’ye oy verdim. Sözünde durmadı. AKP ve CHP de öyle. Yedi ay çevremizin ve ailemizin yardımıyla ayakta kaldık. Türkiye’nin en büyük limanı, bize işsizliği reva gördü. Biz ona ekmek kazandırdık. Bizim sayemizde büyük şirketlerin arasına girdi. Ama o bizi kapıya koydu” diye konuştu.
Zülfü Gözetleyen ise işe iade davası devam eden işçilerden. Bugüne kadar yasalardan haberdar olmadığını aktaran Gözetleyen, birlik ve mücadelenin kendileri için önemli bir denemeyim olduğu görüşünde. Yerel seçimlerin kendi sorunlarını çözmeyeceğini ifade eden Gözetleyen, “Diğer partiler yolsuzluk yapıyor. Emek Partisi’nin böyle bir şeyini görmedik. Ama partinin daha çok çalışması ve kendisini tanıtması gerekiyor” dedi. Elazığ’dan İstanbul’a geleli iki yıl olduğunu ve orada Emek Partisi’ni hiç duymadığını aktaran Gözetleyen, ilçede Emek Partisi’ne, Büyükşehir’de ise AKP’ye oy vermeyi düşünüyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Seyit Aslan

Evrensel'i Takip Et