11 Mart 2009 00:00
UFUK
Elimizde sokaktan geçerken tutuşturulan bir seçim broşürü var. Üzerindeki yazılarda en fazla dikkati çekten şu: Sen Üsküdarsın, BÜYÜK DÜŞÜN...
Elimizde sokaktan geçerken tutuşturulan bir seçim broşürü var. Üzerindeki yazılarda en fazla dikkati çekten şu: Sen Üsküdarsın, BÜYÜK DÜŞÜN
Broşürün kapağında AK Belediyeler, Marka Şehirler 2009 yazıyor ve pırıl pırıl ofset baskı olarak hazırlanmış olan broşürde, 3 resim yan yana kullanılmış. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kadir Topbaş ve Üsküdar Belediye Başkan Adayı Mustafa Kara. Kapaktaki AKP ablemi ampulün altında da Her şey Üsküdar için sözü dikkat çekiyor.
Broşürün ilk 5 sayfası hükümetin icraatlarının şişirilmiş propagandası şeklinde kurulmuş.
Örneğin ikinci sayfada, altında Dünyanın yeni lideri R. Tayyip Erdoğan ifadesi dikkati çekiyor. Bu bölümde Enflasyon tek haneye indirildi, Türk parasına hem değer, hem itibar kazandırdık gibi ifadeler yer alıyor ve bir anlamda krizin bizi teğet geçtiği anlatılmaya çalışılıyor.
Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaşın, icraatları benzer biçimde resmedilmiş ve sonra da Üsküdar adayını tanıtan sayfalar başlıyor. Bu bölümde aday, bol bol renkli vaatlerde bulunmuş.
Şişlide, Eyüpte ya da İstanbulun başka ilçesinde bu şablonun sadece ilçe kısmı değişiyor.
Ankara, İzmir, Adana ya da başka bir kentte de bu şablonun, oralara uyarlanmış hali dağıtılıyor. Bu durum, akıllara ister istemez Adalet Bakanı Şahinin, İktidardan olmayanı belediyelere seçerseniz, hizmet alamazsınız anlamına gelen ve çok tartışılan sözleri geliyor. Büyük düşünmek bundan başka ne olabilir ki!
Eğer küçük düşünüp, iktidardan daha küçük bir partiye oy verirsen, senin yaşadığın yer, marka kentler arasına giremez. Alt yapı sorunlarıyla boğuşur durursun. Evet, BÜYÜK, DÜŞÜN ve KAZAN KAZAN!
Ancak, AKPnin kuşe kağıda hazırlanmış, Nişantaşındaki bir mağazanın vitrini kadar, alımlı ve gösterişli biçimde kurgulanmış seçim propaganda broşürleri yanında bir de gerçekler var.
Ekonominin son halini gösteren haberler gündeme bomba gibi düşüyor: Sanayi üretimindeki düşüş yüzde 21.3. Dolarda tarihi zirve: 1.82.
İşsizliğin giderek büyüdüğü ve emekçilerin alım gücünün de giderek düştüğü bir Türkiye tablosu içinde gündeme gelen bu yeni rakamlar, ekonomide adeta savaş yıllarının andıran bir tabloyu akıllara getiriyor ve Can Dündar, Canlı gazetenin manşetini bu şekilde atıyor.
AKPnin şaşaalı seçim broşürlerinde resmedilen Masallar dünyası ile gerçeğin Türkiyesi arasında dağlar kadar fark var. Birisi Kriz bizi teğet geçti diyor, diğeri ise, Hayır delip geçti!
Ve bu gerçek, büyük düşünüp masa başında photopshop ayarı yaparak giderilemeyecek kadar da çıplak ve sarsıcı.
AKP belki bu seçim sürecini de, büyük seçim harcamaları, Davos salvoları, çeşitli alanlardaki açılımlarla, hesap ettiği türden ya da ona yakın bir biçimde kapatabilir. Ancak, krizin geldiği son noktayı gösteren rakamlar bile, artık herkesin yaşadığı somut gerçeklikten de hareketle, büyük düşün gibi manipülatif numaraların etkisinden sıyrılarak doğru düşünmeye başlayacağını gösteriyor.
AKP kurmaylarının ya da AKPli Belediye Başkanlarının, göreve geldikleri dönemlerdeki mal varlıkları ile şu andaki malvarlıkları açıklansa belki Büyük Düşün sloganının ne anlama geldiğini daha iyi anlayabiliriz.
Ama yakacak kömüre bile muhtaç bırakılan, çocuğunu nasıl okutacağını kara kara düşünen, sabah evden çıkarken, akşam eve nasıl ekmek götüreceğini dahi bilemeyenlerin sayılarının giderek arttığı bu ülkede, cilalı seçim söylemleri de çok fazla uzun ömürlü olamaz.
FATİH POLAT