8 Mart 2009 01:00
Sanal alemin gerçek yüzü
Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Öğrenci ve Akademisyenler (SACOM), geçtiğimiz yılın ikinci yarısında Fujitsu-Siemens, IBM ve Dell gibi büyük bilgisayar firmaları için parçalar üreten iki Çin fabrikasından işçilerle görüşmeler yaptı. Görüşmelerin sonuçları Sanal Alemin Karanlık Yüzü isimli bir çalışma ile duyuruldu. SACOMdan Jenny Chanla yaptıkları çalışma ve Çindeki çalışma koşullarını konuştuk.
Çinde bilgisayar endüstrisindeki çalışma koşullarına ilişkin olarak ne gibi izlenimler edindiniz?
Öncelikle çok kötü koşullar gözlemledik. Güney Çinde Pearl River Delta bölgesindeki, ülkenin en önemli ve en modern ekonomi ve üretim merkezi olarak gösterilen fabrikalarda inceleme yaptık. Her şeyden önce vurgulamak istediğimiz iki nokta var. Pek çok insan bir ayakkabı ya da tekstil fabrikasında çalışmanın bir elektronik bölümünde çalışmaktan daha tehlikeli olduğunu düşünür. Ama bu tümüyle yanlış bir düşünce. Birincisi, bilgisayar için parçalar üretilen fabrikalarda ülke çapında işçilerin korunmasına ve sağlıklarına ilişkin büyük sorunlar yaşandığını gördük. Burada çalışanların çoğu, koruma önlemlerinin bulunmadığı kapalı yerlerde, havasız bir ortamda zehirli kimyasallarla çalışmak zorunda. Bu yüzden burada çalışanların çoğunun vücut alerjileri ya da artık sürekli hale gelmiş baş ağrıları var.
Skandal haline gelmiş olduğunu gördüğümüz ikinci nokta ise bilgi teknolojisi sektöründe sıradan bir durum haline gelen, ödenmeyen ücretler ve hesaba katılmayan fazla mesailer. İşçiler bazı durumlarda yasal olarak almaları gereken asgari ücreti almadıkları gibi zaten tatil dönemlerinde ya da hafta sonlarındaki fazladan çalışma için hiç ücret alamıyorlar. Bazı zamanlarda işçiler haftalarca bir gün bile izin yapmadan çalışmak zorunda kalıyorlar. HP, DELL ya da Fujitsu-Siemens gibi dev çok uluslu şirketler işçilerin bu yoğun sömürüsü üzerinden çok büyük kârlar elde ederken, bu durumdan elbette işçilerin payına bir şey düşmüyor.
Peki, bu şirketler sizin raporlarınız karşısında nasıl davranıyorlar?
Raporlarımızı kamuoyuna açıklamadan önce belki bir düzeltmeye giderler diye onlara yolladığımız halde hiçbir şey yapmıyorlar. Öncesinde Fujitsu-Siemens, Dell ve Sony gibi firmalara hangi Çinli firmalarla çalıştıklarını sorduğumuzda, çalışmayı yaptığımız Excelsior Electronics ve Compeq Technology firmalarıyla çalıştıklarını öğrendik. Excelsiorun internet sayfasında Intel de ortak olarak gösterilse de Intel bu işbirliğini sınırladı.
Çinden sürekli yeni işçi grevleri ve eylem haberleri geliyor. Bilgisayar endüstrisinde çalışanlar da çalışma koşullarına karşı bu grevlere katılıyorlar mı?
Ülke çapında 90ların ortalarından bu yana işçilerin protestoları artıyor. Resmi olmayan rakamlara göre Pearl River Delta bölgesinde her gün binin üzerinde işçinin katıldığı en az bir grev yaşanıyor. Bilgisayar endüstrisinin çalışma yerlerinde ise sürekli olarak gün içerisinde de kendiliğinden grevler ve eylemler yaşanıyor. Aslında bu grevler, işçilere hakları için mücadele etmeleri gerektiği ve hükümete de daha iyi çalışma yasaları çıkarmaları gerektiği konusunda uyarı niteliği taşıyor. Bu baskının bir sonucu olarak örneğin 1 Ocakta çalışma sözleşmelerine ilişkin yeni bir yasa çıkarıldı. Bu, özellikle geçen yıl yoğunlaşan işçilerin kitlesel eylemlerinin yarattığı baskının sonucu olarak değerlendirilebilir. Ama yalnızca güneyde değil kuzeydeki devlet işletmelerinde çalışan işçiler, taksiciler, hizmetçiler ve nakliyat işçileri de sürekli sokağa çıkıyorlar. Yalnızca 2005 yılında 87 bin işçi eyleminin yaşandığı belirtiliyor.
Şirketler tarafından uygulanmıyorsa yasaların getirisi nedir?
Yargı ve hakem kurullarının istatistiklerine göre yasadışı işten çıkarmalar, ücret kesintisi ya da hiç ücret ödenmemesi yüzünden ortaya çıkan davaların sayısında büyük artış yaşanmış. Bu, işçilerin sömürüye gittikçe daha fazla karşı çıktıklarının bir göstergesi. Ama doğal olarak bir davanın işçilerden yana sonuçlanması çok ender görülen bir gelişme. Ayrıca pek çok haklı dava da mahkemeler tarafından ciddiye alınmayabiliyor. Bu yüzden gazetelerde sürekli, Çinli işçilerin haklarının mahkeme kapısında bittiği gibi yorumlar yapılır. Özellikle göçmen işçilere karşı adaletin çok daha haksızca işlediğini görüyoruz. Göçmen işçi davalarında genellikle iş sahibi lehine kararlar alınıyor.
Güneydeki bilişim sektöründe çalışanların büyük çoğunluğunu da göçmen işçiler oluşturuyor. Bunlar aynı zamanda haklarını koruma konusunda en çok zorluk çeken grup oluyor. Çünkü işlerini kaybettiklerinde aylarca ya da yıllarca mahkemenin kararını bekleyemiyorlar. Bu sırada başka bir yerlerde iş bulmak için şehri terk etmeleri gerekiyor.
Yine de Çinde yargının gittikçe Partinin egemenliğinden daha bağımsız hale geldiğini söyleyebilir misiniz?
Genel olarak bakıldığında hukuk sisteminde iyileştirmelerden bahsediliyor. Çinde kültür devrimi ya da işçi devrimindense hukuk alanında bir devrimden daha çok bahsediliyor. Ama yasalarla yaşanan gerçeklik arasında bir uçurum bulunuyor. Yargı zaten çok uluslu şirketlerin etkisinden bağımsız değil; şu anda Pear River Deltada yaşandığı gibi. Orada yerel siyasetçiler mahkemelerin büyük şirketlerin etkisi altında olmasıyla ilgilenmiyorlar. Hakimlere rüşvet veriliyor. Şirketlerin aleyhine sonuçlanan, hakimlerin bağımsız bir şekilde karar verdiği dava sayısı çok az.
Devlet işletmelerindeki çalışma koşulları çok uluslu şirketlerindekinden belirgin bir şekilde ayrışıyor mu?
Bankacılık sektörü gibi çalışma koşullarının göreceli olarak iyi olduğu sektörler var. Ama özelleştirmelerle birlikte yeni taşeron firmalar kuruluyor ve bu taşeronlar koşulları zorlaştırıyor. Burada çalışanlar ortalamanın üzerinde bir yaşta emekli ediliyor. Bu yüzden çalışanlar ve emeklilerin protestoları da sürekli gündemde oluyor.
Hükümet bu protestolara nasıl yaklaşıyor?
Eğer bu gösteriler devlete ait kuzeydeki işletmelerde yaşanıyorsa bu insanların hemen sokakları terk etmesi için hızlı bir şekilde bu insanlara aylık bir ödeme yapılıyor ya da tazminat veriliyor. Güneyde ise durum farklı. Burada polis gösterilere çok sert bir şekilde müdahale ediyor. Ama yeni bir işçi kuşağı yetişti. Bunlar 80li yıllarda doğan işçiler ve her şeyi kolaylıkla kabul edecek ve hemen geri çekilecek değiller. Çoğu zaman durumları konusunda konuşmaya, hakları için mücadele etmeye ve dayanışma aramaya hazır bir işçi kuşağı bu kuşak.
Sendikaların durumu nasıl?
Çinde sendikalar işçilerin örgütlenebilecekleri tek yasal olanak. Onun dışındaki tüm bağımsız örgütlenmeler yasak. Ama Çindeki sendikalar öncelikle ekonomik refah ve ülkenin toplumsal istikrarı için çabalıyor, bunun dışında işçilerin çıkarlarıyla nadiren ilgileniyorlar. Sendikalar IBM, HP ya da DELL gibi şirketlere karşı mücadele etmiyor. Bu şirketleri fabrikalarındaki durumla yüzleştirmiyor. Bunu yalnızca bizim grubumuz gibi Hongkongdan sivil toplum kuruluşları gerçekleştiriyor. İşçilerin haklarını daha iyi öğrenmeleri ve yasaları çiğnemeden bir örgütlenme biçimi kurmaları için hukuk danışmanlığı ya da eğitim gibi konularda bu gruplar işçilere yardım ediyorlar.
Çalışmanızda engellemelerle karşılaştınız mı?
Şimdiye kadar karşılaşmadık. Ama biz stratejik davranıyoruz. Grev çağrısı yapmıyoruz ya da bu büyük firmaların ortaklığı konusunu eleştirmiyoruz. Bu şekilde kampanyalar üzerinde öğrencileri ve müşterileri bu konuda duyarlı kılmaya çalışıyoruz. İnsanlara şık bilgisayarlarının hangi koşullarda üretildiğini göstermeye çalışıyoruz. Bizce bu da bir şekilde işçilerin haklarını kazanması için bir dayanışma oluyor.
Açık ki Çindeki bu koşullar konusunda toplumu uyarmak büyük önem taşıyor. Biz de şimdiye kadar yaptığımız etkinliklerle sürekli olarak yasaları ve uygulamaları düzeltmesi yönünde devlete baskı yapmaya çalışıyoruz.
* www.jungle-world.comdan çeviren: Bülent Özçelik
Doris Akrap
Evrensel'i Takip Et