13 Mart 2009 00:00

Alevilerin özgürlük ve demokrasi mücadelesi

Toplam açısından bakıldığında, sermaye partileri basını, Alevilere Diyanet’te yer verilmesini, dedelere maaş bağlanmasını, cemevlerinin elektrik, su paralarının camilerde olduğu gibi belediyeler tarafından karşılanmasını istediklerini iddia ediyor...

Paylaş

Toplam açısından bakıldığında, sermaye partileri basını, Alevilere Diyanet’te yer verilmesini, dedelere maaş bağlanmasını, cemevlerinin elektrik, su paralarının camilerde olduğu gibi belediyeler tarafından karşılanmasını istediklerini iddia ediyor; propagandalarını bunlar üstüne oturtuyorlar. AKP; “Bunları yapabiliriz, oturup konuşalım” diyerek, aynı azmanda Alevilerin içinde bu tartışmayı açarak, yeni bölünmeleri kışkırtmaktadır.
Evet, kimi Alevi kesimleri; özellikle de sermaye sahibi kesimler etrafındaki Alevi kesimlerinin bu tür istekleri vardır. Ancak, Alevilerin ileri kesimleri; yani Aleviliğin Diyanet ve devlete bağlanmasını değil ama Alevi inancının üstündeki baskıların kaldırılmasını, inanç özgürlüğünü savunan kesimler ise tam tersine, demokrasi ve özgürlüklerin geliştirilmesini, laisizmin ayaklarının üstüne oturtulmasını savunmaktadır.
Alevilerin taleplerini için yaptıkları en büyük miting olan, 9 Kasım 2008’de Ankara’da mitinginde Aleviler;
- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması,
- Devletin imamlara maaş vermesine ve onların devlet memuru olmasına son verilmesi,
- Okullarda zorunlu din derslerinin yasaklanması,
- Madımak’ın müze yapılması,
- Cemevlerinin camilerle eşit statüye getirilmesi gibi, ülkenin demokratikleşmesi ve özgürleştirilmesine dayanak olacak talepler öne sürdüler. Bugün açık olan şudur: Alevilerin üstündeki baskıların kaldırılması sorunu, “Aleviliğin ne olduğu” sorunu değil, bir inanç özgürlüğü sorunudur. Dolayısıyla “Alevilik sorunu” genel olarak özgürlükler ve demokrasi mücadelesinin bir parçasıdır.
Öte yandan Alevlik sorunu; Türkiye’nin, laisizmin gerçek bir laisizm olmasıyla da doğrudan bağlantılıdır. Çünkü Alevilerin üstündeki baskının kalkması, Alevi ve Sünnilerin devlet karşısında eşitlenmesi ve devletin dine karışmaması, Diyanet İşleri’nin kaldırılması ve devletin imamlar ve öteki din görevlilerine maaş ödemekten vazgeçmesi gibi talepler, gerçek laisizmin koşulu olan olmazsa olmazlarla bir ve aynı şeydir.
Laisizmin demokrasinin ana bileşenlerinden biri olduğu düşünüldüğünde, Alevilerin inanç özgürlüğü sorununun Türkiye’de demokrasi mücadelesinin ana bileşenlerinden birisi olduğu gerçeği de anlaşılmış olur. Bir başka söyleyişle; Aleviler, kendi özgürlüklerini savunurken aslında laisizmi ve demokrasiyi de savunmaktadırlar. Demokrasi güçleri ise laisizmin gerçek temellerine oturtulmasını savunurken,Alevilerin inanç özgürlüğünü de savunmaktadırlar. Sorun, somut demokrasi mücadelesi alanında bu ölçüde birbirine bağlanmış bulunmaktadır.
‘ALEVİLER ARTIK BEKÇİLİKTE KALMAK İSTEMİYOR’Alevi Dedesi ve Alevi Kültür Dernekleri Karşıyaka Şubesi Başkanı Elvan Çelen AKP’nin sadece Alevi insanları kandırmak istediğini söyledi. Yıllardır Alevilerin CHP’ye oy verdiğini, ancak CHP’nin ise Alevileri sadece oy deposu olarak gördüğünü dile getiren Çelen, “Bir de bizi hep şöyle kandırdılar: ‘Siz bu Cumhuriyetin bekçisisiniz, çimentosusunuz’ Ama artık bir şey var; biz hep bekçilikte kalmak istemiyoruz. Biz de bu memlekette yönetici olabiliriz; belediye başkanı, milletvekili olabiliriz. Alevilerin örgütlü yapı ile birlikte CHP’ye mahkum durumdan kurtulacak” dedi. Kendilerine hep ‘Derneklerde siyaset olmaz’ denildiğini de belirten Çelen, şunları söyledi: “Burası bir dernek, işçi bulma kurumu değil ama sümenin altında bir sürü CV var. Alevi kesimi yoksul ve işsiz. Bu sorunlara çözüm arayan, eşit yurttaşlık hakkı talebimize cevap veren kişileri seçeceğiz.” Dedelere maaş verme meselesinin tamamen bir asimilasyon politikası olduğunun altını çizen Çelen, “Ben bir dedeyim, maaş alınmasını isterim. Ancak, temel taleplerimiz geri itilirken, her nedense dedelere aylık verme olayı çıktı. Bin tane dedeye aylık verildiği zaman acaba Alevilerin hakkı verilmiş mi oluyor” diye sordu.İkinci olarak Alevi dedelerinin devlet memuru olamayacağını belirten Çelen, “Çünkü siz çalıştığınız yerden emir alacaksınız. Diyanet’e bağlandığınız zaman başınızda Diyanet olacak, dilediğiniz gibi kendi düşüncelerinizi, inancınızı, duygularınızı yaşayamayacaksınız; çünkü siz, devletin memuru olacaksınız” dedi.YARIN: Oral Çalışlar, Ali Bulaç, Erdoğan Aydın ile Alevi açılımı röportajları
ÖNCEKİ HABER

A’DAN Z’YE

SONRAKİ HABER

Gazi Katliamı bir kez daha lanetlendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...