ÖZGÜRLÜK YOLU

İncil’i okuyanlar için kitaptaki birkaç hikaye, İsa’nın öfkesini tasvir edebilir. İsa’nın sarrafları (o zamanki tüccarlar) mabetten attığı hikaye de bunlardan biridir. Ona göre, bu sarraflar, bir grup saygı gören hırsıza dönüşmüşlerdi. Bu olay, öfkeyle konuşmamaya ancak öfkeyle hareket etmeye örnek olarak bilinir. Bazı sanatçılar İsa’yı elinde kırbaçla, kargaşa içinde kaçmaya çalışan sarrafları mabetten dışarı atarken resmettiler.
Birkaç yüzyıl sonra, Amerikan Başkanı Franklin D. Roosevelt ünlü “korku önüne geçilemeyecek tek şeydir” tespitini yaptığında ülke, Büyük Buhran’ın dondurucu havasına teslim olmuştu. Roosevelt,” Bizim felaketimiz güçsüzlükten gelmiyor; bizler ağustos böceğinin vebasına da yakalanmadık, bolluk kapımızda… Fakat bu bolluğun cömertçe kullanılması kaynaklarımızın giderek azalmasına sebep olacaktır. Bunun temel nedeni, insanoğlunun mallarının takasını kontrol eden hakim sınıfın kendi inatçılıkları ve beceriksizlikleri nedeniyle başarısızlığa uğramalarıdır. Bu sınıf, yenilgiyi kabul edip tahtından feragat etmiştir. Ahlaksız ruhbanlar, kamuoyunca suçlanmış ve insanların kalplerinden ve kafalarından silinmişlerdir. Bu ruhbanlar, medeniyetimizin mabedindeki yüksek makamlarından kovulmuşlardır. Şimdi bizler bu mabedi atalarımızın geleneklerine göre yeniden yapılandırabiliriz. Bu onarımın derecesi, sosyal değerleri maddi çıkarların üzerinde tuttuğumuz bağlamda yatmaktadır.” dediğinde bu yaştaki birçok insan tarafından anımsanabilecek bir olaya imza atmıştı.
Bu sözler, tam 78 yıl önce, 20 Ocak 1933’te söylenmişti. Ve bir kez daha, ekonominin hakim sınıfları başarısızlığa uğradı, halk ekonomik buhranın soğuk zinciriyle boğuldu. Ve evet, “buhran” dedim. Sadece altı ay önce, halk bir yıldan fazla zamandır ekonomik durgunlukla boğuşurken bile başkan ülkeye ekonominin sağlam olduğu garantisini veriyordu. Bu bir buhran değilse bile, ona ancak bir adım uzaktayız. Fakat artık 1933’te değiliz, ekonomiyi kayalara çarpan tacirler, yenilgiyi kabul etmediler. Daha çok para kazanıyorlar ve aksine, vergi verenlerin parası da onlara sunuluyor. Bu miktardan çok daha fazlasını batırdıkları halde daha çok para sahibi oluyorlar. Ne kadar kaybederlerse o kadar çok istiyorlar. Bu tacirler, mabetten atılmıyorlar. Aksine daha büyük makamlar elde ediyorlar. AIG, Goldman & Sacks ve City Grup gibi firmalara bakın, onlar daha çok para kazanmakla kalmıyor, daha çok, çok daha çok ve çok fazla para kazanıyorlar. Çünkü Washington ve Merkez Bankası’na göre onlar “batmak için çok büyük”ler…
Dürüstçe bir mantıkla, Ay’ı yutacaklar ve halkın ekonomisi her an kötüye giderken daha da büyüyecekler. Başarısızlıklar mabedine hoş geldiniz...
MUMIA ABU JAMAL