25 Mart 2009 00:00

Hükümetin paketi emekçiyi teğet geçti

Büyük bir yıkımın, felaketin ardından dolaşılan sokaklarda hissedilen duygunun aynısını hissediyoruz; ekonomik krizin yaşandığı şu günlerde, Okmeydanı sokaklarında dolaşırken...

Paylaş

Büyük bir yıkımın, felaketin ardından dolaşılan sokaklarda hissedilen duygunun aynısını hissediyoruz; ekonomik krizin yaşandığı şu günlerde, Okmeydanı sokaklarında dolaşırken... Yüzlerce tekstil atölyesi, binlerce tekstil işçisiyle Okmeydanı, aslında ülkemizin de küçük bir modelini oluşturuyor.
Bundan bir yıl kadar önce sabah 10.00’da, çay saatinde Okmeydanı sokaklarında dolaşsanız, çok farklı bir tabloyla karşılaşabilirdiniz. Sağda solda sohbet eden, çay içen, öbek öbek konfeksiyon işçilerinin oluşturduğu gözle görülür bir canlılık yaşanırdı.
Bugün aynı saatlerde dolaştığınızda ise büyük bir sessizlik hakim. 3-5 ay öncesine kadar çalıştırdıkları işçi sayısının neredeyse üçte biri ile çalışır vaziyette atölyeler. Bunlar dış piyasaya çalışan atölyeler, iç piyasaya çalışan atölyelerin durumu ise daha vahim. Birçoğu kapısına kilidi vurmuş durumda.
ÖTV DÜŞTÜ AMA...
Kalanlar ise son üç ayın en fazla bir ayını çalışarak geçirdiklerinden bahsediyorlar. Başbakan, yerel seçim mitinglerinde, yaşanan ekonomik krize dair çeşitli önlemleri içeren bir paket açıkladı. Bu pakete göre araba, ev, beyaz eşya gibi kimi özel tüketim mallarından alınan ÖTV oranlarında bir süreliğine indirim yapılmasına karar verildi. Birçok işçinin günümüzde değil ev araba almak, günlük yaşamını idame ettirecek bir gelirden bile yoksun olduğu düşünülürse, alınan bu önlemlerin kimin işine yarayacağı sorusu daha bir önem kazanıyor.
Biz de bu soruya ülkedeki çalışan sayısının önemli bir kısmını oluşturan tekstil işçileri açısından cevap aramak; bu önlemlerin işçiler açısından neler ifade ettiğini, yaşadıkları sıkıntılara derman olup olamayacağını sormak üzere atölyelere gittik.
EN BÜYÜK DERT İŞSİZLİK
Tekstil işçisi Engin Kaya, bu yıl dört buçuk ay işiz kalmış. İşsizlik ve kira yardımı isteyen Kaya, hükümetin açıkladığı paketin kendilerine yansımadığını anlatıyor.
Selçuk Gül de açıklanan paketin işçileri rahatlatmayacağını dile getiriyor ve ekliyor: “Tek odada altı yedi kişi kalıyoruz. Geçimimizi veresiye sağlıyoruz. Faturalar birikiyor hep zamlı. Tek odaya 200 TL kira istiyor ev sahibi. Çoğumuz işsiz. Bir arkadaşımız iki üç günde bir inşaatlarda çalışıyor ve o hepimize bakıyor.”
Aysel Çelik, bu tür önlemler yerine iş yaratacak tedbirler alınmasını istiyor. Çelik, “İş istiyoruz, eve ekmek götüremiyoruz” diyor.
Makineci olan Nihat Taş, “Aylardır çalıştığım gün sayılı. Sigortam yok. Hem de devletten bir fayda yok. Kriz bizi etkilemez deyip de bu kadar etkilenen ülke yoktur” diyor. Araba alıp satma şansı olmadığına dikkat çeken Taş, şöyle devam ediyor: “Bu yapılanların da bize faydası yok.”
KİRALARI FATURALARI DÜŞÜRSÜNLER
Bekir Kartal, “Böyle şeyler değil, bizim için faturaların düşmesi lazım. Elektrikti suydu... Bunları düşür düşüreceksen. Benim her ay kullandığım şeylerde vergi indirimine git” diye konuşuyor. Abdülhamit Çeltik de paketin işçiye faydası olmayacağını düşünenlerden. Çeltik de “Kiralar, elektrik, su, bunlardan vergi almasınlar, ucuzlatsınlar” diyor. Ömer Çelik de Okmeydanı’nda en fazla kiranın 400 TL olması gerektiğini söylüyor.
Zafer Sümer ise öfkeli. “Hükümet bilmiyor mu işsiz olduğumuzu? Aç olduğumuzu görmüyor mu? Kendini öldürenlerden haberi yok mu işsizlik, borç yüzünden” diye soran Sümer, partilerin sadece oy için geldiklerini anlatıyor. Sümer’e göre bu sorunların çözülmemesinin nedeni ise mağdur olanların el ele verememesi. (İstanbul/EVRENSEL)

PARASI OLANA YARAR

Nadir Demir (Mezbaha işçisi): Parası olanın faydalanacağı bir paket. İşçilere işsizlere bir faydası olmaz. Parası olana, zengine yarar.
Garip Doğan (Emekli): Bu parası olanlar için iyi. Vatandaşın eline para geçirecek bir paket uygulanmalı. Üretim, istihdam artırılmalı. Ücretler iyileştirilmeli. Temel ihtiyaç maddelerinde KDV sıfırlanmalı.
İsmail Kaplan (Emekli): Şimdiye kadar kriz yok diyorlardı çözüm aramadılar. Hayat şartlarını kolaylaştırmalılar. İthal yerine çiftçiye destek vermeliler, emekliye işçiye insan gibi yaşayacak maaş vermeliler. Bizim vergilerimizi hortumluyorlar. Fabrikaları zenginlere, yandaşlarına peşkeş çekip özelleştirdiler. En çok boğazımızdan kısıyoruz. Eskiden yedi sekiz çeşit olurdu kahvaltımızda. Şimdi zeytini bulursak peyniri bulamıyoruz. Ev kira değil, yine de insan gibi yaşayamıyoruz. Varın işsizleri, kirada olanları siz düşünün.
Vedat Gürses (Emekli): Bu paket asla çözüm değil. Kendi yandaşlarına iş çıkarmaya çalışıyorlar. Her evden en azından bir kişiye iş imkanı yaratılmalı. Asgari ücret yüksek olmalı, en düşük maaş en az 800 TL olmalı.
Hüseyin Doğan (Aşçı): Çözmezler. Düzeleceğine hiç inancım yok. Daha da kötüye gider.
Nesil Doğan (Kahvede ocakçı): Bu tür uygulamalar bütün kesimleri kapsamalı. Yoksa gücü olan araba alır, onlar faydalanmış olur. Alt tabakadaki bizlere göre düzenlemeler yapılmalı.

KÜÇÜK ESNAF UMUTSUZ

Osman Kale (Atölye sahibi): Otomotiv sektörü için iyi bir şey. Devlet hep büyük sektörlere önem veriyor. Küçük esnafa kolaylıklar getirilmeli, maliyetler düşürülmeli.
Mahir Polat (Atölye sahibi): Benim işim dışarıyla. Bu önlemin bana hiç faydası olmaz. Tekstil üretimi iç piyasanın çok üzerinde. Sigorta primleri düşük olsa kayıt dışılık azalır. İhracatta kolaylıklar sağlamalı. Devlet, doğal gaz ve elektriği ucuzlatmalı. Bunlar rahatlatmasa da biraz nefes aldırır.
Şahin Toyoğlu (Atölye sahibi): Bizim için çare fasonlar yükselmeli. Devletin mal sattırması lazım. Gerçi devlet de el atınca gene bizim sektörde olan bize oluyor, zaten halimiz perişan. Bir de her şey resmiyete dökülüyor.
Hasan Demirkaya (Halıcı): İşsizliği, işten çıkartmaları azaltmaz bu paket. İşçi çalışacak ki biz de iş yapalım. İşçi kesiminin yüzü gülecek ki esnafın da yüzü gülsün. İşçiler çalıştıklarını da alamıyorlar. Ha bire mahalledeki atölyeler kapanıyor.
Yeşim Gündüz (Kahve sahibi): Oy için, seçimler yaklaştığı için yapılıyor. Bu hükümet değişmeli. Bunlar işsizliği çözmez, insanlarda umutsuzluğu artırıyorlar. İnsanları şans oyunlarına yönlendiriyorlar.

ŞEHRE GELSEN DE KÖYE DÖNSEN DE DERT

Ömer Kaya, Sivaş Şarkışla’dan yeni gelmiş. Tarlası artık onu doyurmuyormuş. Hemşehrisi olan atölye sahibini ziyaret ederken konuşuyoruz. Şu an inşaatlarda işçilik yapıyor. “Köyümüzde geçinebilsek niye buralara gelelim?” diye giriyor söze. Devletin buğdaya düşük fiyat verdiğini anlatan Kaya, geçinemeyip şehre göç ettiklerinde ise bu kez de işçilik fiyatlarının düşmesine neden olduklarına dikkat çekti.
Tekstil işçisi Halil Yılmaz da açıklanan paketin sorunu çözmeyeceğini vurguluyor. “En başta bu hükümet değişmeli” diyen Yılmaz, şöyle devam ediyor: “Bu pahalılığın bizleri İstanbul’dan geldiğimiz köylere geri sürmek için yapıldığını düşünüyorum.”
Kahve sahibi Kenan Durmuş, krize karşı bir şey yapılacaksa elektrik, su ve doğal gazda ucuzluğa gidilmesi gerektiğini söyledi. Durmuş, “İşsizliği azaltmak istiyorlarsa göçü önlesinler, Doğu’ya yatırım yapsınlar. Hayvancılık, tarım yapabilse insan, yerini yurdunu bırakıp niye gelsin gurbet ellere?” diye konuştu.
Mustafa Hayta
ÖNCEKİ HABER

100 TL taksitle konut başvuruları başladı

SONRAKİ HABER

BASIN TURU

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...