25 Mart 2009 00:00

İlkeli siyaset

İnsanlık tarihi kadar eski olan, herkesin hem fikir olduğu bir konu vardır ve belki de tektir.

Paylaş

İnsanlık tarihi kadar eski olan, herkesin hem fikir olduğu bir konu vardır ve belki de tektir. O da siyaset yapmanın, iyi yalan söylemekten geçtiği gerçeğidir. Yalan siyaset, siyaset eşittir yalandır, bunun aksini bu güne kadar hiçbir siyasetçi söylememiştir. Ama söylenen bir şey vardır ki o da eğer bir yalan haksız bir kazanç, bir vaat varsa alenen yapılmaz üstü örtülür falan. Başka ülkelerde siyasilerin bir açığını bulmak bile çok güçtür. Çünkü en ufak bir açık, en ufak bir gaf bir iktidara birçok istifaya sebep olabilmekteydi. Ama ülke siyasetimiz hiç bir zaman öyle çok kaliteli noktalara gelmedi maalesef. Hatta zamanın muktedirleri öyle sözler sarf ettiler ki, ülke siyasetine adlarını kanla kazıdılar. Hiçbir ülkenin siyasi tarihinde bu kadar gaf yapıp da milletin nezdinde hala bu kadar yeri olan başka bir siyasetçi görmedim bilmiyorum. Seçtiler de seçtiler zat-ı muhteremi. Size zat-ı muhteremden bir kaç vecize söz aktarayım. Kanlı bir mayıs sonrası komünistler Taksim’i kızıl meydana çevirmeye çalışıyorlardı birbirlerini yediler. Malatya katliamı sonrası Malatya’yı bırak Hopa’ya bak… Ve daha bir sürü vecize. Bunlar tarihe geçti. Çocuklarımızın çocukları okuyacak bunları. Zat-ı muhteremin vecizelerinin hepsini yazarsam bana yazacak konu kalmayacak.
Bütün bu kalitesizliğe rağmen bu seçimler ülke ve dünya siyasetine adını altın harflerle yazdıracağa benziyor. Talepleriyle vaatleriyle çok ilginç bir seçim sürecindeyiz. O kadar kalitesiz bir süreç ki artık insanlara gayet aleni para, beyaz, eşya, kömür dağıtılabiliyor. Asfalt müdürleri evlerinin önünü gayet rahat asfaltlayabiliyor. Dün yanlış dediklerine bu gün doğru diyorlar. Siyasetin Türkiye’de gözü döndü tansiyonu düştü adını ne koyarsanız koyun. Ülkenin muhafazakar iktidarı Diyarbakır da birlik beraberlik eşitlik nutukları atarken bir kaç gün öncesinde beğenmeyen çeksin gitsin diyordu. Yine aynı iktidarın başbakanı TRT Şeş’in açılışını Kürtçe yapabilmekteyken Türkçe dışındaki bütün diller hâlâ yasaklı. Ülkenin fix muhalefeti dün turbanı üniversitelerde yasaklarken bu gün çarşaflı kadınlara parti rozeti takabiliyor. Kardeşim bu kadar çelişki, bu kadar iki yüzlülük, bu kadar yalan olmaz. Bu ne ya. İnsan biraz tutarlı olur. Yalan makinesine soksak doğrunuz çıkmayacak.
Tunceli de insanların ekonomik durumundan istifade edip beyaz eşya dağıtmak terbiyesizlik değil midir? Ekranlarda pervasızca tartışıp bütün kirli çamaşırları ortaya çıktıktan sonra hâlâ hiçbir şey olmamış gibi ertesi gün seçim entrikalarına devam ediyor olabilmek akıl işi midir? Eski bir komutan, yeni bir parti kurmuş ki ama anlayış, düşünce hâlâ eski, gazetecilerin nerelerde örgütleniyorsunuz sorusu üzerine Dicle’nin doğusu hariç her yerde çünkü orada insanlar kendi başlarına karar alamıyorlar oradan gelecek oyu istemiyoruz orda kin ve düşmanlık hakim diyorken ülkemizde yapılan siyasetin ilkeli olmasından mı ilkelliğinden mi söz ederiz. İşe bakın oradaki yaşayan bütün insanları yok sayıyor yani bu ülkenin insanını ayırıyor. Olacak iş değil.
Bu ülkede 50 yıldır yalan entrika çıkar hakim. Biz yıllardır yalana çıkara piyasaya oy verdik yıllardır kandırıldık. Gelen hiçbir iktidar insani problemlerimize çözüm bulamadı bilakis sorunu büyüttü. 50 yıldır bu ülkeye kan ve gözyaşı hakım. 50 yıldır dilimizi konuşamıyoruz. 50 yıldır Kürt, Arap, Laz, Çerkez olduğumuzu bu siyaset, bu siyasi anlayış kabullenemiyorken bu çıkara bu entrikaya, bu piyasaya, bu savaşa oy vermek niye?
Siyasetin de siyasetçinin bile ilkelisi vardır. Ama galiba ülkemizde bir elin parmaklarını geçmiyor…
Mehmet Emir Aslan
(Süleyman Demirel Ünv. Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü Öğrencisi)
ÖNCEKİ HABER

Eski bilgisayarlarınızı atın Surface geliyor

SONRAKİ HABER

Nereye gidiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...