27 Mart 2009 00:00

LİMAN ARKASI

Birleşmiş Milletler’e bağlı UNESCO’nun alt kuruluşu “Uluslararası Tiyatro Enstitüsü”nün kararı ile gelenekselleşen, tüm dünya sahnelerinde “perde!” denildiği “27 Mart Dünya Tiyatro Günü” bugün.

Paylaş

Birleşmiş Milletler’e bağlı UNESCO’nun alt kuruluşu “Uluslararası Tiyatro Enstitüsü”nün kararı ile gelenekselleşen, tüm dünya sahnelerinde “perde!” denildiği “27 Mart Dünya Tiyatro Günü” bugün.
Bu anlamlı günün kökü, İ. Ö.’de yapılan Dionisos şenliklerine dayanıyor.
Değişik ülkelerde tiyatrocular, insanlık tarihi ile özdeş bu sanat dalına ilişkin bildirilerini okuduktan sonra oyunlarını sahneliyor bugün.
Ülkemizde bu yıl, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nin talebiyle 27 Mart Dünya Tiyatro Günü için, Yılmaz Onay tarafından alternatif bildiri yazıldı.
“İnsanlığı ölüm kalım davasıyla burun buruna getiren savaşların, ekonomik krizlerin, sonsuz acıların ve vahşete gerilemenin düpedüz faili olan global kapitalizmin zengin ülkelerin tiyatrosu mu kutluyor bugünü?” diye, sorgulayıcı bir paragrafla başlamış Onay, bildiriye.
“Başka bir dünya kurmaya mecburuz. Yurttaşlık toplumda yaşamak değil, toplumu değiştirmektir” diyen Augusto Boel’lerin tarafını seçmek gerektiğini anımsatmış Onay, tiyatroculara.
“Zenginlikle yoksulluğun dağılımı, besin kaynaklarıyla açlığın dağılımı, siyasi manipülasyonlar, nabza göre ahlak, dine dayalı ikiyüzlülük, baskıya boyun eğme” gibi temaların öne çıkarılmasıyla, B. Brecht’in 2. Dünya Savaşı’nın en korkunç günlerinde sürgündeyken günlüğüne yazdığı “Sanatçı, yalnızca topluma karşı sorumluluk taşımakla kalmaz, toplumu da sorumluluğa çeker” savının, hiç değilse ilk yarısına yeniden yaklaşıldığına, “oyunlar yasaklanıyor, yazarlar tutuklanıyor, özerkliklerin kökü kazınıyor, salonlar yok ediliyor...” diyerek de, rejimin baskıcı tutumuna dikkat çekmiş Onay.
“Seçilmişler faşizmi”nin karşısına dikilen çağdaş entelektüel kahramanların ünlü “sanatçılar” içinden değil de, mütevazı medya çalışanları içinden çıkmış olmasını ilginç bulduğunu belirten Onay, Sabah-atv patronajının gücüne karşı grev yapan 10 emekçiyi “toplumu da sorumluluğa çekme” cesur eylemlerinden dolayı, ünlü tiyatrocularımız gibi toplumun belleğine kazınmasını dilemiş: Arzu Gündüz, Çilem Dalgıç, Uğur Güç, Özsel Tortop, Perihan Özcan, Mete Öztürk, Selim Sumer, Ender Ergün, Alper Tunga Çatal, Hamdi Kurt.
Onay, bildiriyi Nâzım Hikmet’in bir rubaisi ile bitirmiş:
“Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar
Yürekte, kitapta ve sokakta, yenebilmek yalanı
Anlamak sevgilim, o bir müthiş bahtiyarlık
Anlamak, gideni ve gelmekte olanı.”
Onay, bildiriyi “27 Mart Dünya Tiyatro Günü, gerçekten yana tarafını seçenlere kutlu olsun!” dileği ile sonlandırmış.
İki gün sonra yerel seçimler yapılacak ve sonrasında “seçilmişler faşizmi”nin dal-budak salması iyice pervasızlaşacak. Buna olanak vermemek için “toplumu da sorumluluğa çekme” çabası doruk noktaya taşınmalı. Devamı, 1 Mayıs’ta alanlarda ortaya konulacak zaten!


FAHRİ BOZBAŞ
ÖNCEKİ HABER

New York'tan kaçan kaçana

SONRAKİ HABER

Evinizde bahçe kurun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...