28 Mart 2009 01:00

YENİGÜN


Yarın seçim yapılacak.
Türkiye işçi sınıfı ve halkımız bir kez daha burjuva gerici kampanyanın bombardımanı altında seçime giriyor.
İşsizlik, açlık ve sefalete inat, milyarlarca lira harcayarak yürüttükleri kampanyayla, halkı kandırmaya çalıştılar.
Ne yazık ki bu maniplasyonu bozacak, demokratik ve halkçı bir alternatif yaratılamadı. Bölük pörçük yapılan birlikler ve birkaç yerde ortak adaylar çıkarmaların, güçlü bir halk hareketi düzeyi kazanması mümkün olamazdı.
İşçilerin, sendikaların, kamu emekçileri hareketinin, yerel platformların, farklı inançlardan halkımızın, meslek odalarının gençlik ve kadın bileşiminden oluşan bir halk hareketi yaratılamadı. Bu yönlü çabalar, bir çok etkenle birlikte, seçim telaşına yenik düştü. Ortak bir hedef ve o hedefe ulaşmayı kolaylaştıracak bir taktik platformun yokluğu, AKP ve CHP gibi gerici, emek, barış ve demokrasi düşmanı güçlerin hegemonyası karşısında etkisiz kaldı.
Ancak Kürt halkı ve özellikle Bölge bakımından farklı şeyler söylemek mümkün. Zira Türkiye'de iki farklı seçim atmosferi yaşanıyor. Batı da farklı, Kürt illerinde farklı bir hava egemen oldu.
Batı'da AKP ve CHP'nin hegemonyasını kırmayı başaracak bir çalışma mümkün olmüzken, Bölge'de Kürt halkı daha ileri bir tutum sergiledi. Kürt ulusal hareketi, Kürt halkının eşit haklara dayalı demokratik yaşam mücadelesi yerel seçimlere damgasını vurdu.
Kürt ulusal hareketi gerici mihraklar karşısında daha da güç kazandı. Eski mevzileri muhafaza etmekle birlikte, yeni olanaklara sahip olma olasılığı daha da yükseldi. Yaşama damgasını vuran yanı, halk hareketinin güç kazanmış olduğudur, ancak bunun yerel mevziler kazanmaya dönük bir ilerlemeye denk düşmesi için önümüzdeki saatler bile çok önemli. Özellikle Bölge'de ne dümenler çevrildiğini, ne sandık oyunları oynandığını geçmişten biliyoruz.
Kürt halkı seçimleri AKP'ye karşı bir mücadeleye, sisteme ve ulusal inkara karşı, hak alma mücadelesine dönüştürdü.
Seçimlerde tablo nasıl oluşursa oluşsun, IMF ile anlaşma imzalanacak v saldırılar peş peşe gelecek.
Seçimlerden sonra ekonomik, sosyal ve siyasal alanda artarak devam edecek saldırılar karşısında ortak hareket daha da aciliyet kazanacaktır. İşçi ve emekçilere dönük ekonomik-siyasi saldırılar artarken, Ergenekon davası ve 2. İddianname ile ulaştığı boyut, Bölge'de ortaya çıkan toplu mezarlar, gündeme damgasını vuruyor. AKP'nin entrikaları, Obama'nın ziyareti, Erbil'de yapılacak olan Kürt Konferansı, Türkiye'ye biçilen yeni roller ve daha bir çok gelişme, demokratik güçlerin gelişmeler karşısında ortak bir payda, ortak bir mücadele platformunda hareket etmesini zorunlu kılacaktır.
Ancak, yerel yönetimlerde kazanılacak mevzileri kollamayı ihmal etmeden hareket etmek gerek. Kazanılmış mevzileri muhafaza etmek önemli. Burada, Tunceli Belediyesi'nin kazanılması için Dersim halkına bir kez daha tarihi bir sorumluluk düşüyor. Konuşulacak tartışılacak olanı yapmak üzere, bu mevziyi yeniden kazanmak çok önemli. AKP ve CHP işbirliğini boşa çıkarmak için herkesin sorumlu davranması gerek. Kazanılan her mevzi, üzerinde mücadele edeceğimiz güçlü bir dayanak olacaktır.
Yerel seçimlerin, demokratik halkçı mevzilere ve halk güçlerinin birliğine vesile olacağını görmek, sorumluluk duygusunu bir an bile yitirmeden hareket etmek, mücadelemizi daha da güçlendirecektir.
ENDER İMREK

Evrensel'i Takip Et