30 Mart 2009 00:00
Dosya açılmayı bekliyor
13 kişinin öldürüldüğü Kızıldere katliamının 37nci yıl dönümünde, operasyonun üzerindeki sır perdesi hâlâ kalkmadı.
13 kişinin öldürüldüğü Kızıldere katliamının 37nci yıl dönümünde, operasyonun üzerindeki sır perdesi hâlâ kalkmadı. Ne dava açıldı, ne de sağ yakalananların da öldürüldüğü katliamda yer alan görevliler açıklandı. MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymürün görevli olduğunu açıkladığı operasyonda, 10 THKP-C ve THKOlu ve 3 İngiliz teknisyeni askerlerce öldürüldü.
İDAMLARI DURDURMAK İÇİN
Ankara 1 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesinde, 68 hareketinin önderlerinden THKOlu Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam istemiyle yargılanıyordu. Anadolu, Kürt illeri, fabrikalar, emekçi mahalleleri, hapishaneler ve üniversiteler, Mahkeme Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdinin ağzından çıkacak sözleri bekliyordu.
Mahkememiz TC Anayasasının tamamını, bir kısmını tahkir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçunu işlediğinizi sabit gördü. Türk Ceza Kanununun 146 taksim 1 maddesi uyarınca ölüm cezasıyla...
Hakim bile bir çırpıda söyleyemedi bu cümleyi, dili dolandı. Denizlerle Beyazıtta, ODTÜde, Büyük Haşhaş Mitinginde, grev çadırlarında, Dolmabahçede beraber mücadele edenler, onların darağacına götürülmesini hazmedemiyordu. Maltepe Askeri Cezaevinde tutuklu bulunan Denizlerin yoldaşları ile THKP-Cli arkadaşları, tünel kazarak firar ettiler ve idam kararını protesto etmek için bir eylem planı hazırladılar.
GÖRÜŞME İÇİN ÇAĞRILDILAR
25 Mart 1972de verilen karar doğrultusunda, Samsunun ilçesi Ünyede bulunan İngiliz Radar Üssünde görevli teknisyenler kaçırıldı. 27 Mart gecesi Tokatın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyüne, Muhtar Emrullah Arslanın evine gelindi. 30 Mart sabahında ise binlerce özel eğitimli asker evi kuşattı, Kızıldere abluka altına alındı. Eve yapılan Teslim ol çağrılarına uyulmadı, askerlerin ateş açması halinde rehinelerin vurulacağı duyuruldu. Öğleden sonra 14.00 sularında askerler, İngiliz teknisyenlerin çatıdan gösterilmesini anons ettiler. İngilizler gösterildi, bu kez içeridekilerin çatıya çıkıp askerle görüşmesi istendi. Ertuğrul Kürkçü, Mahir Çayan, Cihan Alptekin ve Saffet Alp çatıya çıktılar. Görüşme yapılmasını beklerken duyuru yapılmadan başlayan yaylım ateşi başladı.
YARALIYDI,KURŞUNA DİZİLDİ
Geride kalanlar evin sahanlığında toplandılar, ancak kısa süre içinde sahanlığa bir bomba isabet etti ve makineli tüfeklerle ateş açıldı. İçeriden gelen silah seslerinin kesilmesiyle eve giren askerler, yaralı halde buldukları Saffet Alpi kurşuna dizdiler.
Saklandığı yerde bir gün kalan Kürkçünün babası, cesetlerin arasında oğlunu bulamayınca yeniden yapılan arama sırasında, katliamdan tek kurtulan Kürkçü samanlıkta bulundu.
THKOlu Cihan Alptekin ile Ömer Ayna, THKP-Cli Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Ertan Saruhan, Saffet Alp ile 3 İngiliz teknisyeni öldürüldü.
ERİM İTİRAF ETTİ
Katliamın ardından açıklama yapan dönemin başbakanı Nihat Erim, şöyle diyordu: Akşam saat 18.00de dönemin Genelkurmay başkanı Memduh Tağmaç telefon etti. Hepsi ölü olarak ele geçmiş. Saat 16.30da nasihatin etkisi olmadığını, devamlı bomba ve silah attıklarını görünce, jandarma da ateş açmış. Eve sokulup girmişler, İngilizleri ölü bulmuşlar, ötekilerden sağ kalanları öldürmüşler.
Evden sağ çıkan tek kişi olan Kürkçü ise evde bir çatışma yaşanmadığını ve olayın bir yargısız infaz olduğunu söylemişti.
BAŞVURULAR YANITSIZ
Bir kontrgerilla operasyonu olan Kızılderede kimlerin görev aldığı, çatıda görüşme için bekleyenlerin öldürüldüğü ateşin emrini kimin verdiği hâlâ açıklanmadı. Saffet Alpin kardeşi Fikret Karacan, Bilgi Edinme Yasası kapsamında İçişleri Bakanlığına ve Adalet Bakanlığına başvurdu, ancak yanıt alamadı. (İstanbul/EVRENSEL)
EYMÜR DE ORADAYDI
Kontrgerilla elemanı Mehmet Eymür, anılarında Kızıldere katliamında görev aldığını yazdı. Bir türlü açıklanmayan sorumlulardan biri olduğunu itiraf eden Eymür, Kızılderede görevli olduğu bilinen tek görevli. Babası da istihbaratçı olan Mehmet Eymür, MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı. 12 Mart 1971de sıkıyönetim döneminin Ziverbey Köşkünde görevli işkencecilerinden biri olan Eymür, Maltepe firarilerinden biri olan THKP-Cli Ulaş Bardakçının öldürüldüğü 12 Şubat 1972 Arnavutköy Operasyonunda da görev aldı. Mardin, Ankara, Washingtonda görev yaptığı bilinen Eymür, yankı uyandıran MİT Raporunu yazdı. Alaattin Çakıcı yakalandığında merkeze çağrılan Eymür, Amerikada yaşıyor.
Ceren Saran