30 Mart 2009 00:00
Din ve bilim örtüşmek zorunda değil
Büyük Doğa Bilimci Charles Darwin 12 Şubat 1809de, yani bundan tam 200 yıl önce doğmuştur.
Büyük Doğa Bilimci Charles Darwin 12 Şubat 1809de, yani bundan tam 200 yıl önce doğmuştur. Ayrıca Darwinin zamanında büyük yankılar uyandıran Türlerin Kökeni adlı ünlü kitabı da bundan 150 yıl önce yayınlanmıştır. Bu sebeple Uluslararası Biyolojik Bilimler Birliği (IUBS) ve UNESCO Darwini anmak, Darwinin ve evrim kuramının bilim tarihindeki önemini vurgulamak amacıyla 2009 yılını Darwin Yılı ilan etmişlerdir. Dünyada bu yıl toplantılar, konferanslar, paneller ve sergiler gibi çeşitli aktivitelerle kutlanacaktır.
Evrim denince akla gelen ilk isim Darwindir. Bununla birlikte, canlıların evrim geçirdiği düşüncesini ilk defa öne süren kişi Darwin değildir. Darwin, adına doğal seçilim dediği bir ilkeyle evrimin doğada türler düzeyinde nasıl gerçekleştiğini açıklamıştır. Darwine göre canlılar ortak bir kökenden, doğal seçilim yoluyla evrimleşerek bugünkü çeşitliliğe ulaşmışlardır. Bu açıklama evrimin işleyiş mekanizmasının esasını ortaya koyduğu için son derece önemlidir. Darwinin uzun yıllar süren çalışmalarının sonucunda Türlerin Kökeni adlı kitabında açıkladığı bu ilke, 150 yıl öncesinde büyük yankılar uyandırmış olup, bugün hâlâ önemini korumaktadır. Kısacası Darwini bilim tarihi açısından bu kadar önemli yapan şey evrimin nasıl işlediğini açıklamış olmasıdır.
Adı evrim kuramıyla birlikte anıldığı için Darwin de evrim karşıtlarının hedefi olmaktadır. Evrim kuramına karşı çıkmanın temelinde ise esasen bilimsel açıklamaya karşı bir itiraz vardır. Bu itiraz dini inançlara dayandırılmaya çalışılmaktadır. Yaratılmaya çalışılan manzara, evrim kuramını kabul etmenin insanları dini reddetmeye sevk edeceği ve böylece toplumun manevi yönünün tamamen çökeceğidir. Oysa farklı dinlerin en yetkin temsilcileri evrim kuramının dini inançla çelişmek zorunda olmadığının altını çizmişlerdir. Din ve bilim örtüşmek zorunda olmadığı gibi çatışmak zorunda da değildir. İkisi hayatı farklı açılardan ele alıp açıklayan farklı yaklaşımlardır. Din maneviyatla ilgilidir, bilimse maddi dünyayı somut kanıtlara dayanarak açıklamaya çalışır. Buna rağmen dinin karşısına bilimi koyan ve insanları bunlardan birini seçmeye zorlayan bir anlayış, evrim kuramına karşı ciddi bir kampanya yürütmektedir. İnsanların bilimsel okur-yazarlığının zayıf olmasından yararlanan bu kampanyaya karşı, bilimin ve akılcı düşüncenin önemini savunmamız gerekmektedir.
Bütün ciddi bilim insanları, Darwinin önemini kabul etmektedirler. Evrim kuramının kabulüyle ilgili de bilim dünyasında bir tartışma bulunmamaktadır. Ciddi bilimsel tartışmalar sadece evrimin daha iyi açıklanmasını sağlayan yeni bulgular etrafında dönmektedir. Daha önce de vurguladığımız gibi Darwin evrimden söz eden ne ilk, ne de son kişidir. Darwin evrimin temel işleyiş mekanizmasıyla ilgili son derece önemli olan bir buluş yapmış, ancak buna rağmen bazı noktaları açıklayamamıştır. Bunun nedeni Darwinin zamanında henüz kalıtımın yasalarının tam olarak bilinmemesi ve genetik biliminin henüz gelişmemiş olması nedeniyle evrimin moleküler düzeyde nasıl işlediğinin anlaşılamamasıdır. Bu sebeple evrim kuramıyla ilgili boşluklar asıl Darwinden sonra doldurulmuştur.
TÜBİTAKın çıkardığı popüler bir bilim dergisi olan Bilim ve Teknikin Darwinin 200. doğumu ve Türlerin Kökeninin yayınlanışının 150. yılı dolayısıyla hazırladığı özel dosyaya kurum yönetimi sansür uyguladı. Bu son derece kaygı verici bir durumdur. TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumudur. Kurum amacını bilimsel araştırmaları desteklemek ve toplumumuzda bilim okuryazarlığının yükseltilmesine katkıda bulunmak olarak tanımlamıştır. Böyle bir amacı olan bir kurumun bilimsel gerçekleri sansürlemesi düşünülemez. Bilimsel gerçeklerin halka tarafsız bir biçimde sunulması gerekir. İnsanların bilimsel bilgiye doğru ve sansürsüz bir biçimde ulaşması her şeyden önce temel bir insan hakkıdır. Bilim özgür bir alan olmalıdır. Hiçbir kurum ya da kişinin bilimin özgür alanına müdahale etme hakkı yoktur. Bu nedenle yaşanan bu gelişmeye biz bilim insanları büyük tepki duyuyor ve kınıyoruz. TÜBİTAK kurum olarak bir açıklama yapmış ve bir görev değişikliğiyle konuyu tatlıya bağlamaya çalışmıştır. Ancak konunun bu kadar basit olmadığını düşünüyor ve bilim insanları olarak herkesi bilime yapılan her türlü müdahale karşısında duyarlı olmaya çağırıyoruz.
HANDAN ÜSTÜNDAĞ Yrd. Doç. Dr. (Anadolu Üniv. Arkeoloji Bölümü)