29 Mart 2009 00:00

Halka yol gösteren çocuklar

Kürdiye’de çocuklar devlete taş atmaktan yargılanı-yor… Öyle az buz da değil; 40 yıl, 50 yıl mapus istemiyle yargılanıyorlar… Türkiye’nin büyük kentlerinde demokrat olan herkes, bu çocuklarla ilgileniyor…

Paylaş

Kürdiye’de çocuklar devlete taş atmaktan yargılanı-yor… Öyle az buz da değil; 40 yıl, 50 yıl mapus istemiyle yargılanıyorlar…
Türkiye’nin büyük kentlerinde demokrat olan herkes, bu çocuklarla ilgileniyor…
Bazı yazarçizer tayfasının kalıp lafı da şudur: “Çocukları öne sürüyorlar” ya da “Terör örgütü çocukları kullanıyor.”

Benim de bir sorum var: Hangi tarihsel dönemeç çocuklar taş atmadan geçilmiştir?
Ama ondan önce şunu konuşmak gerekiyor: Çocukların bir cemaati vardır. Çocukluğunda bir biçimde grup kurmamış, çetecilik yapmamış adamdan ben şüphe ederim. Hele de Kürdiye gibi bütün mahallelinin birbirinin ıcığını cıcığını bildiği bir yerde, çocuklar da büyüklerden farklı olarak bir dünyaya sahiptir. O büyük olaylardan çocukları alıkoymak handiyse hem olanaksızdır, hem de büyük haksızlıktır!
Annesinin, babasının, ablasının, ağabeyinin katıldığı bir mitinge gitmemek, götürülmemek, son derece haysiyet kırıcıdır. Çünkü o çocuklar da o kentte yaşamakta ve olup biten her şeyi görmekte, kendi çeteleri içinde değerlendirme yapmakta, düşünmekte ve bir strateji belirlemektedir.Dolayısıyla çocuklar üzerine ahkam kesen zevat, onları insan yerine koymamaktadır.
Ben doğrusu Kürdiye’de çocuk olsam… Beni o taşı atmaktan alıkoyan büyüklere bir küserim ki, o kadar derin olur. Çünkü o büyük beni küçümsemiş, akranlarımın arasında beni boynu bükük, sümsük, işe yaramaz etmiş demektir.

Gelelim benim soruma; hangi tarihsel dönemeç çocuklar taş atmadan geçilebilmiştir? Buyurun Fransız devri-mi’ne… Delacroix’nın “Halka Yol Gösteren Özgürlük” tablosu, dünyanın hemen her yerinde bilinmektedir. Tabloya iyi bakarsanız en önde, hatta “halka yol gösteren özgürlüğün de” önünde bir çocuk vardır… Hırpani giysilerini yine hırpani bir şapka tamamlamaktadır. Gerçi Delacroix’nın tablosu yaygın olarak bilindiği gibi 1789 büyük Fransız devrimi’ni değil, 1830’da bir diktatör kralı, daha iyi bir kralla değiştirme eylemidir… Ama yeryüzü bu tabloyu, devrimin simgesi olarak tanımaktadır. Devrimle sanat kavramının konuşulduğu her yerde akla ilk gelendir.

Delacraix öylesine büyük bir tablo yapmıştır ki, korkunç X. Charles’in devrilmesinden sonra tahta geçen Louis Philippe, tabloyu önce satın almış, ama bir yılı geçmeden ressamına iade etmiştir. Bunun nedeni çok korkunçtur:
Philppe, kendisini tahta geçiren bu sankülotlardan (donsuzlar) utanmaktadır. Tablo uzun yıllar ressamın bir akrabasının bir çiftlik evinde kalmıştır.
Tabloyu estetik açıdan değerlendirmek, ressamın bu tabloyu yaparken başvurduğu ressamlarla (örneğin başta Medusa’nın Salı gibi olağanüstü bir tablonun ressamı olan Theodre Gericalut olmak üzere) ilişkisini, etkilenme biçimlerini de incelemek gerek, ama onu ileride yapmak üzere biz yeniden çocuklara dönelim…

“Halka Yol Gösteren Özgürlük” tablosundaki çocukların en önde olanı. Evet, çocuklar; çünkü, dikkatli bakınca arka planda başka çocukların olduğu da görülecektir. En önde olan çift tabanca taşımaktadır.
Dünya bütün bu gerçekliği derinden kavradıktan sonra, bu tablo “başyapıtlardan biri” ilan edildi…

Kürdiye’deki çocuklar, kendilerine karşı ağır silahlar kullanan, insanlarını asit kuyularında kaybedenlere karşı taş atmaktadır… Sanırım, kızdırılan her çocuk, komşunun camını kırmayı aklından geçirir… Kendimden pay biçtim de…

Gelin önce, İsa’dan Önce 500 yılında yazıldığı söylenen bir şiirle taşlayalım ortalığı:
“Köpek var, taş yok
Taş var, köpek yok
Taş da var, köpek de
Ama sıkıysa at taşı
Köpek kralın köpeği...”
Sonra da bir şiirle Uğur Kaymaz’ı hatırlayalım:

“Kırılmış bir kapının
Sessizliği ağzımda
Mayıs başında
Acının sütunları deltalanıyor
Nusaybin’de
Bir Ceziri dizesi
Yaralı
Vurulmuş dilevinden
Bir Kürt dizesidir Uğur Kaymaz

Irmaklar yaratan akarsu...
(Mızmıldık Atlası V. Bölüm)
Elbet bir de anası var o Kürt dizesinin
Uğur Kaymaz’ın anası

Öyle sessiz ağladı ki
Dünya duydu...
(Mızmırdık Atlası XXVI. Bölüm)”
Barış şiiriniz olsun!..
Göğe bakma durağı - Tevfik Taş
ÖNCEKİ HABER

Fayakların barış şöleni

SONRAKİ HABER

Benim de sesim var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...