01 Nisan 2009 00:00
BAŞYAZI
4 Nisan 2009, gelmiş geçmiş en büyük emperyalist askeri güç olan NATOnun kuruluşunun 60. yıl dönümü.
4 Nisan 2009, gelmiş geçmiş en büyük emperyalist askeri güç olan NATOnun kuruluşunun 60. yıl dönümü.
1949da komünizmin yayılmasını önlemek üzere kurulan NATOya, Türkiye 1952de katıldı.
Büyük askeri ve mali gücüyle ABD, 60 yıl boyunca NATOnun tek patronu gibi davrandı.
Bütün bir Soğuk Savaş dönemi boyunca NATO, Akdeniz ve Kuzey Atlantik merkezli olarak tüm dünyada SBye karşı tam bir askeri saldırgan güç rolü oynadı.
SBnin çöküşü sonrasında NATO, amacı ortadan kalkmış bir pakt olarak önemsiz bir güce dönüşme sürecine girdiyse de, NATO, komünizmi önlemeden öte, terörizme karşı mücadele gücü olarak da rol üstlendi. Yugoslavyaya müdahale NATO üstünden yapıldığı gibi, Afganistanda yürütülen savaşta da NATO en önemli güç olarak görev yapmaktadır.
NATOnun 60. yılı, elbette NATOyu kuranlar için bir başarıya karşılık geldiği için kutlama önemsenmeye değerdir. NATOya karşı 60 yıldır mücadele eden anti emperyalist, devrimci güçler bakımından da 60. yıl, NATOya yeni yükümlülükler biçilen bir yıl olacak görünmektedir.
Çünkü NATOnun 60. yılı, ABDnin dünya egemenliği stratejisini gözden geçirip yeniden şekillendirdiği bir döneme denk gelmiştir.
Irakta bir zaferden umudun kesilmesine paralel ve Iraka yapılan müdahalenin meyvesi olarak planlanan GOPun da başarısızlığa uğradığı artık kabul edilmektedir. Bu durum, NATOnun görevi ve onun ABD stratejisindeki rolünün yeniden belirlenmesi olmuştur.
Bush yönetiminin, iki yıl önce bu doğrultuda başlattığı girişimler, Obama ile yeni bir planlama ve projelendirme safhasına girecek gibi görünmektedir.
5 Nisan akşamı Obamanın Türkiyeye geleceği; iki tarafın da bir aydan beri bu ziyarete hazırlandığı düşünüldüğünde, Obama ziyaretinin en önemli gündemlerinden birisinin, Türkiyenin NATO üssünden Afganistan savaşına katılımının artırılması olacağını söyleyebiliriz.
Az çok gelişmeleri izleyenler görmektedir ki ABD, 1970lerden beri stratejik hedefi haline gelen; dünya enerji kaynaklarının kontrol ve enerji geçiş yollarını denetleme amacında, NATOnun görevini öne çıkarmak üzere hareket etmektedir. Bush dönemi, ABDnin yalnız başına girişimlerinin ABD düşmanlığını artırdığını görmüştür ve şimdi, bu amaçları NATO üstünden yenilemeyi planladığı anlaşılmaktadır. Nitekim bu amaçlarını gerçekleştirmeyi, NATOnun yönettiği Afganistan savaşına yıkan ABD, buradaki başarı üstünden güçlerini ve mevzilerini yenilemeyi hesaplamaktadır.
Dolayısıyla NATO, SBnin çöküşünden beri ilk kez, Batı emperyalizminin ana silahlı gücü olarak yeniden görev üstleneceği bir döneme girmiş bulunmaktadır.
Nitekim hafta sonunda Almanya-Fransa sınırında yapılacak zirvede, Obamanın, NATO ülkelerinden Afganistan savaşına daha çok güç vermesini isteyeceği belirtilmektedir. Bu talep daha önce Türkiyeye de iletilmişti.
Şunu şimdiden söyleyebiliriz ki; yakın gelecekte NATO, görev alanını genişletecek, ABD ve Batı emperyalizminin vurucu gücü olarak daha aktif bir rol oynayacaktır. Hele önümüzdeki dönemde Akdeniz ve Atlantikte Rusya ile rekabet, Asyada ise ABD muhalifi İslamcı ya da olmayan güçlere karşı mücadelede NATO, birincil güç durumuna gelecektir. Bu, ABDnin imaj sorununu olduğu kadar, ABDnin savaş masraflarını NATO ülkelerine bölmesi, onları suç ortağı yapma bakımından da ABD için önemlidir.
Bütün bu gelişmeler, Obamanın gelişi ile birleştirildiğinde, NATOnun 60. yılında NATOya hayır eylemlerinin güçlü olması, önceki NATO karşıtı eylemlere göre çok daha önem kazanmıştır. Hele Türkiye için bu eylemlerin Obamanın gelişiyle eş zamanlı olacağı göz önüne alındığında, ABDnin Kürt sorununu kendi amaçları doğrultusunda çözme ve Ortadoğudaki egemenlik amaçları ile Afganistan savaşına Türkiyenin daha çok çekilmesine karşı tutum almayı da ifade edecektir.
Bu da bütün anti emperyalist güçlere, demokrasi güçlerine; ülkenin geleceğini düşünen sendika ve meslek örgütlerine, herkese görev yüklemektedir.
Bugün; NATOya hayır!, Obama Türkiyeye gelme! deme günüdür!
İHSAN ÇARALAN